Davet / The Invitation

Her Davete İcabet Etmek Gerekir mi?

Yaz sezonu nedeni ile oldukça kısır günler geçiren sinema salonlarında az sayıda da olsa yeni yapım görmek mümkün. Yönetmenliğini “Ayın Işığı” filmine de imza atan Jessica M. Thompson‘un üstlendiği gerilim/korku türündeki “Davet”, haftanın gösterime giren yeni yapımlarından.

Aslında film konu itibariyle ilgi çekici sekanslarla açılışını yapıyor. Evelyn (Nathalie Emmanuel), erken yaşlarında önce babasını kaybeder. Annesini ise yakın zamanlarda uzun süreli kanser tedavisi sonrasında yitirince kardeşlerinin olmaması nedeniyle bu acımasız dünyada yapayalnız kalır. Seramik ve çömlekçilikle uğraşan, aynı zamanda bir yemek şirketinde garson olarak çalışan Evelyn, yalnızlığını gidermek ve başka akrabalarının olup olmadığını öğrenmek için DNA kiti satın alır ve bunu bir internet uygulamasına göndererek akrabalarının peşine düşer. Ve bir gün emlakçılık işi ile uğraşan kuzeni güleç yüzlü Oliver (Hugh Skinner) tarafından kendisine ulaşılır.

New York’ta şaşalı “Parisien” bir restoranda buluşurlar. Kuzeni kendisini diğer akrabalarının bulunduğu yere ve kısa bir süre sonra yapılacak bir düğüne davet eder. Davet caziptir kuşkusuz; hele bir de İngiltere kırsalında malikane tam bir saray görünümündeyken Evelyn için her şey yolunda gitmektedir. Ancak barok tarzı mimarisiyle, çalışanlarının tuhaf karakterler barındırdığı, tam bir boğucu atmosferde dolu ve devamlı “cırlayık” denen kuşların saldırısına uğrayan bu malikanede Evelyn de bazı şeylerin tuhaf gittiğinin ayırdına varır. Ve burada tanıştığı malikanenin yakışıklı lordu Walter Deville (Thomas Doherty) ile başlayacak flört hali sonrasında filmin gerilim hali artık basit bir korkuya dönüşecektir..

Finalin Mahvediciliği…

Davet” aslında başlangıçta da belirttiğim gibi oldukça güzel sahnelerle açılışını yapmakta. Bir masal büyüsü, grotesk kahramanlar ve devamında yer yer çalan klasik müzik ve kostüm kullanımındaki profesyonellik iyi bir film izleyeceğimiz zehabını uyandırıyor. Hele malikane kısımlarındaki donuk ve mat renkler barok mimari ile birleşince izleyeni ister istemez belli bir gerilim atmosferine sokuyor. Ancak film ilerledikçe klişe bir vampir janrına dönüşüyor.

Bir bakıma masalsı gerilim havası kayboluyor ve çokça karşılaşılan vasat bir korku türüne saplanıyor. Halbuki film gizemini koruyarak ve acemi bir final ile buluşma şeklindeki zaaflarını gidererek iyi bir tür örneği olabilirdi. Konunun girişi ve malikane kısımları aslında buna imkân da vermekteydi. Evelyn rolünde İngiliz aktris ve model Nathalie Emmanuel elinden geleni yapsa da son kısımlarda yer alan vampir kısımları onu da yoruyor…

Sözün özü, bu hafta gösterime giren “Davet” filminin davetine icabet ancak kısa süresine ve bazı olumlu yönlerinin huyu suyu hürmetine olabilir. Zira ileride akla gelen bir gerilim yapımı olacağını sanmıyorum. Zamanınız varsa izleyebilirsiniz ama benim sevgili ortakoltuk okuyucularına tavsiye filmim yine bu hafta gösterime giren usta oyuncular Juliette Binoche ve Vincent Lindon’un başrolleri paylaştıkları “Bıçağın İki Yüzü filmi olacak… Hangisini izlerseniz izleyin şimdiden iyi seyirler…

Yönetmen : Jessica M. Thompsono 

Orijinal Hikaye : Blair Butler

Senaryo : Jessica M. Thompson, Blair Butler

Görüntü Yönetmeni : Autumn Eakin

Kurgu : Tom Elkins

Müzik : Dara Taylor

Oyuncular : Nathalie Emmanuel, Thomas Doherty, Stephanie Corneliussen, Alana Boden, Courtney Taylor, Hugh Skinner, Sean Pertwee, Jeremy Wheeler, Kata Sarbó, Scott Alexander Young, Virag Barany, Elizabeth Counsell

ABD / Korku-Gerilim / 106 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz