Aşk Mevsimi
Aşk ayı Şubat
Film şubatın ilk haftasına vizyona giriyor ve tam da 14 Şubat Sevgililer Günü kışkırtmalarının olduğu döneme uygun düşüyor, çiftler için ideal bir seçim olabilir. Umarım gişesi iyi olur, çok emek verilmiş. Murat Şeker iyi bir iş çıkarmış, film biraz daha kısa olabilirdi, belki vizyona girmeden kısaltılır, tadı damakta kalır! Naz yapan sevgiliyle gitmekte yarar var, evdekini elden kaçırmamakta akılcı olurlar!
Murat Şeker, Ali Tanrıverdi ile birlikte yazıp, kendi başına yönettiği Aşk Mevsimi’nde soyadına uygun bir biçimde şeker gibi bir aşk filmi yapmış. İzleyenler mutlu son beklemesin, şeker gibi dedim diye; hoş belki de mutlu sondur ama filmi başından sonuna ağzımız kulaklarımızda, başımızda kavak yelleri eserek izlediğimiz içindir bu tanımlama.
Bir dönemin aşk filmleri böyle keyifli idi. Fransızların aşk filmleri de. Gel gitli, naz yapılan, anlatılamayan, anlaşılamayan, ama aşıkların birbirini sevdiği olaylar bütünü. Sonu ne olursa olsun, yaşanmışlığının tadına varılmış bir aşk.
Dilan Çiçek Deniz ve Cem Yiğit Üzümoğlu’nun baş rolleri paylaştığı, Fırat Tanış gibi ünlü bir oyuncunun da karakter rolü üstlendiği filmde Dilan ve Cem’in aşıkları canlandırdığı olaylar uzun bir süreci kapsıyor. Yazlarını geçirdikleri Gökçeada’da ergenlikten başlayarak birbirlerine aşık olan iki genç, yıllar içinde farklı yerlere savrulur ama birbirlerini unutamaz. Ali Yaman hep kovalayan, Şirin hep kaçan koşan kız. Çünkü Şirin’in hayalleri vardır ve ilk aşkına kapılıp da evlenip hayallerinden vaz geçmek istemez. Eğitimini ve hayallerini gerçekleştirmek için aşkından vaz geçer. Ali Yaman ise aşkından vaz geçmek yerine onun yerine koyduğu şeylerden bile kaçar. Bütün bu gel gitler içinde yaşanan aşk acısı ve kavuşmalar buluşmalar, ayrılmalar, yılları kapsıyor.
Mekan seçimleri iyi
Bunun sıkıcı olmamasının en büyük önemi de filmin sanki Turizm Bakanlığı tarafından ısmarlanmış gibi, şahane mekanlarda geçmesi! Mekan seçimi için Galata ve çevresinin de seçilmesi şaşırtıcı değil, Bizim mahalle epeydir plato biçimindeydi ama giderek daha çok kalabalık olup da film çekmenin imkansız hale gelmesinden olacak, şimdilerde pek çekim araçları görmüyorum! Gökçeada’yı da pek tanıyamadım. Burayı bir yazlık ada biçiminde göstermeleri çok gerçekçi değil, çünkü daha çok turizme yönelmiş durumda. Hatta bu rüzgarıyla meşhur adada bir iki sörf sahnesi denize bisikletle atlamaktan daha rasyonel olurdu. Şirin’in hayalini kurduğu sergisi için de Yerebatan Sarayı’nın baş döndürücü atmosferinin seçilmiş olması filmin dış pazarlarda turizmi parlatmasına aracı olur. Mekanlar bu kadar iyiyken ressam kızımızın tabloları biraz da iyi olabilirdi! Pek amatör olmuşlar!
Gençlerin oyunculuklarına gelince; ikisini de ilk kez izliyorum. Cem Yiğit Üzümoğlu, çok güzel bir yüze sahip, ama vücut çalışması lazım. Ne kol adalesi var, ne göğüs, yeşil gözleri kesiyor ama soyununca yetmiyor! Filmde yıllar içindeki değişimine özen gösterilmiş, ama Dilan Çiçek Deniz’e hiç dokunulmamış. Dilan 18 yaşında ne ise, 28 yaşında da o! Kadınlar yaşlanmıyor, hiç kg almıyor, hatta saçı başı bile değişmiyor! Fırat Tanış kötü adam rollerinden kurtulamıyor, ama başarılı.
Film şubatın ilk haftasına vizyona giriyor ve tam da 14 Şubat Sevgililer Günü kışkırtmalarının olduğu döneme uygun düşüyor. Umarım gişesi iyi olur, çok emek verilmiş. Murat Şeker iyi bir iş çıkarmış, film biraz daha kısa olabilirdi, belki vizyona girmeden kısaltılır, tadı damakta kalır! Naz yapan sevgiliyle gitmekte yarar var, evdekini elden kaçırmamakta akılcı olurlar!
Yönetmen : Murat Şeker
Senaryo : Ali Tanrıverdi, Murat Şeker
Kurgu : Çağrı Türkkan
Müzik : Serhat Ersöz
Oyuncular : Cem Yiğit Üzümoğlu, Dilan Çiçek, Fırat Tanış, Duygu Sarışın, Hakan Bilgin, Ertuğrul Postoğlu, Lila Gürmen, Mert Asutay, Perihan Savaş, Çiçek Dilligil, Murat Karasu
Türkiye / Romantik-Dram / 100 Dk.
