Atatürk 1881-1919
Biz Atatürk filmi yapmasını bilmiyoruz
İzlediğim ilk bölüm beni tatmin etmedi, filmin tamamını izleyip karar vermek yerinde olur ama Atatürk filminin sinemalarda ikişer ay ara ile gösterilecek olması nedeniyle okuyuculara ilk bölüm için yorum yazmamız gerekti. Sonuç itibarı ile ilk film benden geçer not alamadı. Yönetmen, umarım 5 Ocak 2024’de sinemalarda gösterime girecek olan ikinci bölümde Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlatmıştır.
Bu nasıl senaryo
İki bölüm halinde sinemalarda gösterilecek olan Atatürk filminin 1881-1919 yılları arasını kapsayan ilk bölümünü basın gösteriminde izledim. İzlediğim ilk bölüm beni tatmin etmedi, hayal kırıklığı yaşattı. Sonuç itibarı ile bu film bir yönetmenin sinema filmi diyen olabilir ama sen Atatürk‘ün yaşamını anlatıyorsun kardeşim alalade bir hikaye anlatmıyorsun. O nedenle hata yapma lüksün yok. Kılı kırk yaracaksın, tarihi iyi okuyacaksın, fanteziye kaçmayacaksın. Kızgınlığım senaryoyu yazana ve bu senaryoya onay veren yapımcılara. Böyle kötü bir senaryo nasıl yazılır? Yapımcılar, yazılan senaryoya niye okuyup müdahale etmez! Yapım için maddiyatı önemsemeyip taa başka ülkelerden dönem kıyafetleri için giysiler getiriyor, ipliğe dönüştürüp elbiseler, şapkalar diktiriyorsun, her türlü o dönemi anlatan binalar inşa edip çekim platoları kuruyorsun ama senaryoya ve yönetmene müdahale etmiyorsun. Olacak şey değil.
O dönemin imkanları ilen çekilen Rutkay Aziz‘in Atatürk’ü canlandırdığı 1994 yapımı Kurtuluş ve 1998 yapımı Cumhuriyet dizileri, yeni Atatürk dizisinden kat be kat üstün yapımlar. İzlemeyenler varsa izlemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, her türlü imkan ve teknoloji mevcutken daha iyi bir Atatürk filmi izlemek bizim hakkımız değil mi? Bir ükenin kurtarıcısını anlatıyorsan cast seçimlerini titizlikle yapmalısın. Atatürk’ün yaşamını, ailesini, temas halinde olduğu şahsiyetleri, kendisine benzeyen oyuncuyu, boyunu, kilosunu iyice araştırmalısın. Aras Bulut İynemli iyi bir oyuncu ama Atatürk rolüne uygun bir isim değil. Duruşu, mimikleri, hareketleri ve filmde giydiği kıyafetler ile Atatürk budur dedirtemiyor. Sanki filmde bir Türk ajanı izliyor gibisiniz. Atatürk, yaşamında giydiği her kıyafeti üzerine yakıştıran bir liderdi. Bu filmde kıyafetler Aras‘ın üzerinde emanet gibi duruyor. Ya Atatürk’ün flört ettiği yabancı uyruklu kızlara ne demeli. Kim seçti bilmiyorum ama oyuncu seçiminde yüzbaşı Mustafa Kemal’e kendisinden daha yaşlı gösteren, güzel olmayan kadınlar niye layık görülmüş anlamadım.
Bu bir ajan filmi mi?
Filmin ilk bölümünde, Atatürk’ün çocukluğu, annesi, babası, genç subayken yaşadıkları anlatılıyor. Film, Mustafa Kemal’in cephede askerlerinin arasından savaş meydanına çıkıp hücum emri verme ve sonrasında top ateşi ile yaralanma sekansı ile açılıyor. Sonrasında Mustafa Kemal’in babasının eşkiyalarla problem yaşadığı çocukluk yıllarına dönüyoruz. Kafama takılan bir konu var. Geçen hafta izlediğim “Zübeyde, Analar ve Oğullar” filminde Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza bey, obasına baskın yapan eşkiyaları dövüp, silahı ile teker teker öldürüyordu. Bu filmde eşkiyalardan sürekli dayak yiyor. Hangi hikaye doğru, hangisi gerçek? Mustafa Kemal askeri okulda iken annesi Zübeyde hanım ikinci evliliğini yapmıştı. Zübeyde filminde üvey baba, Zübeyde hanımın ve Mustafa Kemal’in yaşamında önemli bir yeri vardı, bu filmde hiç ortalarda görünmüyor. Hangi hikaye doğru? Bu yüzden seyircinin kafası karşıyor. Yeri gelmişken söyleyeyim Songül Öden, Zübeyde ana rolün de hiç olmamış.
Mustafa Kemal’in genç bir subayken devlete karşı ayaklanma yürütme suçundan tutuklanıp bir ay süresince işkence görme sahnesi inandırıcılıktan uzaktı. Bir ay süresince saçınız ve sakalınız ne kadar uzayabilir ? Sakal bir karış uzarken, saç ve ense kılları neden uzamaz! Karanlık bir yerde her gün vücudunuza aldığınız darbe, dayak ve işkence altında aç, susuz, vücudunuz ne kadar ayakta kalabilir ?
Başka bir sahnede Mustafa Kemal, düşman genaralinin evinde, genaralin kızı etrafında fır fır dönerken, hizmetçiler ve generalin adamları ortalarda dolaşırken kendisi generalin odasına girip çekmecelerini nasıl karıştırabiliyor ? Bulduğu evrakları aldıktan sonra o evraklar M. Kemal’e ne gibi fayda sağlıyor ilerleyen sahnelerde göremiyoruz. Bu sekansta gördüğümüz olsa olsa yönetmenin gözünden M.Kemal’in ajanlığa soyunduğudur. Çok gereksiz bir sahneydi bence.
Ömer Muhtar
Yönetmen, Mustafa Kemal’in tam üç kez, rüyasında gördüğü ağzı, burnu, kafası, her yanı siyah örtülerle kapalı bir atlının üzerine gelmesi ile kan ter içinde uyanma sahnesini sürekli niye gösterme ihtiyacı duydu, bu sahnelerle neyi anlatmak istedi anlayamadım. Rüyasında sürekli gördüğü siyahlar içindeki bu korkunç kişi çocukluğunda gördüğü eşkiya mı, azrail mi ? Muhtemelen çocukluğunda yaşanan eşkiya baskınında saklandığı yerden at üzerinde gördüğü eşkiyalardan etkilenmiş olduğunu düşünüyorum. Yönetmen, ikinci bölümde bunun nedenini bize açıklayacaktır muhtemelen.
Mustafa Kemal‘in görevli olarak gönderildiği Şam’da Libya’lıların İtalyanlara karşı yürüttüğü harekatın lideri Ömer Muhtar ile sohbet sahnesindeki repliklere de takıldım ben. Ömer Muhtar, Mustafa Kemal‘e “-askerlerinin yanına niye gitmiyorsun” diyor. M. Kemal’de “askerle arana mesafe koymak gerek yoksa sözünü dinletemezsin” diyor. Ömer Muhtar “-yarın onların bir çoğu savaşta şehit düşecek, mademki onları ölüme gönderiyoruz onlarla sohbet etmek gerekir” diyor. Sonrasında askerlerin yanına gidip onlarla sohbet ediyorlar. Ömer Muhtar’ı askerini düşünen, M. Kemal’i askerini düşünmeyen bir komutan olarak göstermeye gerek var mıydı?
Filmin güzel yanları yok mu? Elbette var. Dönemi yansıtan platolar, kostümler, savaş sahneleri, kamerası şahane. Osmanlı padişahlık sistemini yerden yere vuran sekansları, replikleri sevdim. Görevlendirildiği Şam’da arap askerlere şavaşta ne yapacaklarını anlattığı sekansta askerler birşey anlamayınca “aptallar, bunlardan hiç bir şey olmaz” dediği sahne vurucuydu. Özellikle ilk bölümün final sahnesini gözlerinizi kırpmadan izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Bu sahnede göz yaşlarımı tutamadım.
Sözün Özü : İzlediğim ilk bölüm beni tatmin etmedi, filmin tamamını izleyip karar vermek yerinde olur ama Atatürk filminin sinemalarda ikişer ay ara ile gösterilecek olması nedeniyle okuyuculara ilk bölüm için yorum yazmamız gerekti. Sonuç itibarı ile ilk film benden geçer not alamadı. Yönetmen, umarım 5 Ocak 2024’de sinemalarda gösterime girecek olan ikinci bölümde Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlatmıştır.
*Not : Fox tv’de 147 dakikalık Atatürk filminin ilk 72 dakikası gösterilecek. Atatürk’ün sigara ve içki içtiği sahneler rtük kuralları nedeniyle kesilerek ya da buzlanarak gösterilecek. O nedenle filmi sinemada izlemekte fayda var.
Yönetmen : Mehmet Ada Öztekin
Senaryo : Necati Şahin
Görüntü Yönetmeni : Torben Forsberg
Kurgu : Zeki Öztürk, Ruşen Dağhan
Müzik : Batu Şener
Oyuncular : Aras Bulut İynemli, Sarp Akkaya, Songül Öden, Darko Perić, Mehmet Günsur, Berk Cankat, Esra Bilgiç, Sahra Şaş, Bertan Aslani, Beran Kotan, Hamdi Alkan, Predrag Bjelac, Emre Mete Sönmez
Türkiye / Tarihi-Biyografi-Dram / 144 Dk.
Ben izleyemedim bile. Yüreğim kaldırmadı. Emir verme tarzı, askerlerle, ailesi ile iletişimi böyle kabamıydı Atatürkün. Bakışları böyle kindar ve sinirli mi Atatürkün. Oyuncu seçimi gerçekten uygun değildi. Bence bu tarz bir filmi tarihçilerden, akademisyenlerden, askerlerden oluşan bir ekip gerçekleştirmeli veya desteklemeli.
O kadar haklısınız ki,ben de ancak bir saatine dayanabildim.Atatürk ‘ü bu kadar agresif ,saldırgan, sert ,kindar göstermek hangi akla hizmet hiç anlamadım. Atatürk vakurdur.Ayrıca kadınlara karşı tutumu da bu mu Atatürk ‘ün !! Kadınlara saygisi nezaketi ile örnek bir insan böyle mi işlenir bir filmde! Atatürk ‘ü kendini beğenmiş, kaprisli ,agresif ve sürekli içkili mekanlarda takılan biri gibi göstermek !! Bu kadar reklam ,tanıtım ve bu film için oluşmuş olumlu beklenti ne yazik ki boşa gitmis. Anne Zübeyde Hanim ve Ataturk u canlandiran oyuncular da o kadar olmamis ki.Atatürk ‘ ü daha doğru anlatan filmler çekilir umarım bu ülkede .
Söylediklerinizin hepsine katılıyorum. Bende anca bir saat durabildim.Filmi izleyene kadar yorumlara bakmamıştım çıktıktan sonra tek tek bakmaya başladım ve Disney in içinde olduğunu görünce böyle bir filme şaşırmadım çünkü onların Osmanlı padişahını bu kadar aşağılamaları hala Osmanlıyı hazmedememelerinden.Anlayamadığımsa Türk olup bu filmi oynayan, senaryoyu kabul eden insanlar,YAZIK.Çok acı ki tarihlerinden bir nebze faydalanamamışlar.Zübeyde filmini beğendiğim için bu filmede hemen gelmek istedim ama keşke gelmeseydim.
Ben izledim ve çok begendim
Aynı fikirde değilim.
Ortalama üstü güzel bir filmdi. Zübeyde hanım hakkında hemfikirim, olmamış fakat Aras gayet güzel oturmuş. Gereksiz makyaj yapılmamış, bakışlar, duruş tam olarak hissi vermiş.
Eksik bulduğum şey ise çok bölük pörçük bir hikaye var ortada, şuna da değinelim buna da derken bütünsellikten uzak parça pinçik bir senaryo olmuş.
Atatürk’ü kutsallaştırmayı bırakın artık, o da gayet normal bir insandı. Kız arkadaşları oldu, arkadaşları ile içti, çapkınlık yaptı.
Eminim genç bir subayken hataları da oldu.
Bu anlamda beğendim ben senaryoyu, parlak ve başarılı fakat insan bir subayı anlatmış.
Beğenmedim.
ve inanamadım.