Ateşle Oynayanlar

Yazar:

25 Haziran 2019

2293

Ateşle Oynayanlar / Joueurs

Aşk mı Kumar mı?

Filmin yönetmen koltuğuna 1987 Fransa doğumlu Marie Monge oturmuş. Bu film, yönetmenin ilk uzun metraj denemesi. Senaryo, kurgu ve oyuncu yönetimindeki sıkıntılar filmin içine girmenizi engelliyor.

Ella (Stacy Martin), babası ile birlikte aile restaurant’ını yönetmektedir. Oldukça iyi iş yapan lokanta için elemana ihtiyaç vardır. Ella, lokantaya gelen Abel’i (Tahar Rahim) garson olarak işe alır. Abel, llk günün sonunda kasadaki parayı çalıp kaçar ve Ella peşine düşer. Gizli çalışan bir kumarhanenin önünde Abel’i yakalayan Ella, beraberce içeri girer. Burada Abel’in yönlendirmesiyle rulet oynayan Ella hatırı sayılır bir para kazanır. Dostluklarını ilerleten ikili birbirlerine aşık olup birbirlerinden kopamaz hale gelir. Ancak, Abel’in kumar tutkusu çiftin ilişkilerini ciddi olarak etkilemeye başlar. Kumar mafyasına borçlanan Abel’i tahsilatçılar heryerde aramaya başlar…

Film, sıkılmadan izlenebiliyor ama birtürlü karakterlerle özdeşleşemiyor ve karakterlerin ruhuna ulaşamıyorsunuz. Ella karakterine çizilen sadece işine odaklanan yaşamdan bıkmışlık, 25 yaşına kadar yaşıtı hiçbir erkekle duygusal bağ kuramaması, kılık kıyafetine makyajına dikkat etmemesi hiç inandırıcı değil. Karşısına çıkan tanımadığı hırsız, kumarbaz bir erkekle bir günün sonunda duygusal bağ kurup yatağa girmesi de şaşırtıcı. Başka bir deyişle kurt, lokanta işleten saf kuzuyu kolay avlıyor. Yine kumar dünyasını çok iyi tanıyan kumarbaz Abel karakteri de yerli yerine oturtulamamış. Ailesi, geçmişi, kumara düşkünlüğü ile ilgili hiçbir bilgi verilmiyor.

Anlatılan dünyanın insanlarının sefaleti, çaresizliği, sevgisizliği ve sosyal ortamları çarpıcı bir şekilde perdeye yansıtılamıyor ne yazık ki.. Hırpalanmış, dövülmüş, dengesiz romantizm de üstüne tuz biber ekiyor. Sevgi, aşk tanımadan borcunu ödeyemeyenlerin silahlı mafya elemanları tarafından yok edilmesi de filme heyecan katmaya yönelik bir deneme ancak bu karışıklık fanteziden öteye gidemiyor. Senaryoya eklenen sevişme sekansları ise oldukça yapay.

Yönetmen senaryosunu da yazdığı filmin ilk 60 dakikasında, yeniliğe açık olmayan Ella’nın zorlayarak bastırdığı cinsel arzularının, karşısına çıkan karizmatik erkek Abel tarafından zorlama olmadan ortaya çıkarılmasını hedeflemiş. Bunda bir nebze başarılı olmuş ama karakterler arasında ki mesafeyi yakın tutacağına uzaklaştırması hikayesini baltalamasına neden olmuş. Marjinal ve ölümcül tesadüflerin insanları nasıl etkilediğini anlatmak isteyen yönetmen, belki de kendi yaşadıklarını ve deneyimlerini anlatmak istedi bu filmiyle. Olabilir mi? Neden olmasın!

Sözün özü : Hayattan bir beklentisi olmayan, sadece işine odaklanan bir genç kızla, serseri, kumarbaz ama karizması ve zekası ile kadınları etkileyen bir adamın aşkları, karanlık dünyaları ilginizi çekiyorsa buyurunuz sinemaya.