Barış Akarsu Merhaba

Filmde, Barış Akarsu’nun doğumundan ölümüne kadar olan 28 yıllık  sürecin kısa panoramik bir görüntüsü verilmiş, geçişler çok hızlı ve detaylar yok denecek kadar az; bununla birlikte filmin konser ağırlıklı olması (bir şarkıcının hayatının en önemli fonksiyonun şarkılar olduğunu düşünecek olursak) doğru olmuş. Barış Akarsu’yu merak edenler ve göz performansını dolduran sahne görüntüleri izlemek isteyenler, Barış’ın söylediği şarkıları yeniden dinlemek isteyenler filmi izleyebilirler…

OrtaKoltuk Puanı:

 

RÜZGAR GİBİ GEÇTİ

Barış Akarsu ses yarışmasında birinci olup da şöhret basamaklarını tırmanan ender şarkıcılardan biriydi, öyle hızlı tırmandı ki üç yıl gibi kısa bir dönemde milyonların ilgisini çekmeye başardı. Bazı insanların ışığı ve albenisi vardır; sahneye çıktığı andan itibaren  onu hissederseniz, tüketici o ışığı aldığı   zaman oraya doğru gider; bundan sonra iş ışığı yansıtana kalır. Hep şuna inanmışımdır; eğer gerçek amacın bir zirve ise oraya yavaş yavaş, sindire sindire çıkmak lazım. Bir anda şarkıcı da olayım, dizi de çevireyim, konser de vereyim dediğin zaman her şey ters-yüz olabiliyor.

Barış Akarsu görebildiğim kadar iyi niyetli, temiz kalpli  bir gençti; yaşasaydı muhtemelen belli duruşu olan karakterli bir sanatçı olacaktı; eksik olan alt yapısını da tamamlayacaktı; fakat siz hayal inşa ederken kelimenin son harfi değişiyor hayal derken hayat çıkıyordu önümüze ve kendinden dışarıya atıyordu…

Yazık oldu! Rüzgar gibi geçti, geride  bir esinti tadı kaldı.

MERHABA” BİR BİYOGRAFİ ÖZETİ

Barış Akarsu’nun doğumundan ölümüne kadar olan 28 yıllık  sürecin kısa panoramik bir görüntüsü verilmiş, geçişler çok hızlı ve detaylar yok denecek kadar az; bununla birlikte filmin konser ağırlıklı olması (bir şarkıcının hayatının en önemli fonksiyonun şarkılar olduğunu düşünecek olursak) doğru olmuş. Barış’ı oynayan İsmail Ege Şaşmaz rolünün hakkını vermiş, gerek benzerliği ile gerek söylediği şarkı ve sahne hareketleriyle adeta Barış Akarsu olmuş. Filmin sonunda Barış’ın gerçek anne babasını gördüğümüzde de ayırt edilmeyecek benzerlikte oyuncuların seçimi isabetli olmuş…

Film genelde  basit kalmasına  rağmen içeriğinde beni en çok etkileyen şey karakterlerin iyi olması. İçinde dram  olmasına karşın iyi duygularla ayrılıyorsunuz filmden. Barış’ı ses yarışmasına yönlendiren ve bunun için inanılmaz efor harcayan arkadaşının (Burak Satıbol) nasıl çırpındığını gördükçe insanlık adına içiniz ferahlıyor. Hayallerini gerçekleştirememiş, bir kazada sahnede davulcu olarak hayatını idame ettiren arkadaşı; hatta onun sahneye çıkmasına vesile olmuş kişi “benim hayallerim yarım kaldı, sen hayallerinin peşinden git” diyor; Yani kıskançlık, fesatlık yok…

Diğer taraftan şarkıcının sevgilisi olan Zeynep (Almila Ada) İstanbul’a Barış’ın yanına taşındıktan sonra onun şöhretinden yararlanmıyor, hava atmıyor kendi ayakları üstünde durmak istiyor ve Barış’ı Ereğli’deki kendi barını işletmek için terkediyor, İstanbul’u bırakıp Ereğli’ye gidecek kadar onurlu ve şahsiyetli bir karakter Zeynep. 

Şöhret yolu üzerinde olan onca kötülük bu filmin kahramanlarına bulaşmıyor. 

Ve son durak Bodrum; Azra Erhat’ın yazdığı “Mavi Yolculuk”un yolcuları Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin eyüboğlu’nun güzelim şehri; Halikarnas Balıkçısı’nın ev sahibi olduğu Bodrum, nice yazarlarımıza ilham kaynağı olmuştur. Barış’ın yolu  dedesinin kendisine aldığı Halikarnas Balıkçısı’ının Aganta Burina Burinata (Zamanında TRT’de dizisi de yapılmıştı)ile “Yalancı Yarim” dizisi vesilesiyle kesişiyor. Yazık ki bu mavi kesişme karaya boyanıyor…

Barış’ın doğum gününde sevgilisinin kullandığı bir otomobilin kaza geçirmesi sonucu ölüme” Merhaba” deniliyor, şarkıcı 4 Temmuz 2007’de hayatını kaybediyor…

Filmden de anlaşıldığı üzere demokrat ve aydın bir ailede büyüyen Barış akarsu en verimli olduğu  yaş döneminde hayata veda ediyor.

Kelebek ömürlü insanın yaşamından geriye birkaç şarkı kalıyor…

Evet filmde metaforların bariz şekilde göze sokulması da ayrı bir eleştiri konusu. Bu tür metaforlar olay akışı içinde verildiği zaman daha etkileyici oluyor; yani kelebeği bir-iki dakika boyunca uçurmaya gerek yok, o zaman seyirci kendisinin aptal yerine konulduğunu düşünüyor. Bununla birlikte zaman zaman yapaylıklar ve abartılar da  göze çarpıyor. Yine de filmin bütününü ele aldığımız zaman hayal kırıklığı yaratmayan bir çalışma olmuş. Ayrıca izin verildiği takdirde  biyografisi  yapılacak o kadar değerli sanatçılarımız var ki… söz gelimi filmde geçen Halikarnas Balıkçısı! Neden onun biyografisi filme çekilmez, gençlere neden anlatılmaz? Ya da  mitolojiyi bize sevdiren Azra Erhat’ın hayat hikayesi kimbilir nasıldır” diye  merak ettirilen konular arasında neden olmasın… 

Biyografilerde “izin” konusu da çok önemli! Örneğin Halk Müziği dehamız Neşet Ertaş’ın filminin çekilmesine çocukları izin vermiyorsa bu izne saygı duyulmalı. Gerçek sanat para kazanma aracı olmamalı!

Okuduğum kadarıyla Barış akarsu’nun yakınları bu filme memnuniyetle izin vermişler ama Zeynep’in ailesi çok sıcak bakmamış. 

“Merhaba” filminin yönetmenliğini Mert Dikmen  yaptı, senaryosunu da yine Mert dikmen ile Can Anar yazdı.

Barış Akarsu’yu merak edenler ve göz performansını dolduran sahne görüntüleri izlemek isteyenler, Barış’ın söylediği şarkıları yeniden dinlemek isteyenler filmi izleyebilirler…

İyi seyirler…

Yönetmen : Mert Dikmen

Senaryo : Mert Dikmen, Can Anar

Görüntü Yönetmeni : Ersan Çapan

Kurgu : Erkan Tekemen

Müzik : Mce Jingles, Eser Taşkıran

Oyuncular : İsmail Ege Şaşmaz, Almila Ada, Şafak Pekdemir, Hüseyin Avni Danyal, Ebru Nil Aydın, Metin Coşkun, Burak Satıbol, Aslıhan Kapanşahin, Aytaç Uşun

Türkiye / Biyografi-Dram / 115 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz