Başka Bir Hayatta

YILIN EN İYİ ROMANTİK FİLMİ

Celine Song ilk filmi “BAŞKA BİR HAYATTA” bir dramatik göç hikayesi

Yaşam seçimleriyle ilgili evrensel konusuyla ve basit olay örgüsüyle, film hayal kırıklıkları üzerine sarsıcı bir drama. İncelikli, abartısız, dokunaklı, minimalist film, duyarlılık, empati,nostalji, kader temaları üzerine önemli şeyler söylüyor. İyi yazılmış, iyi yönetilmiş, iyi oynanmış, lirik ve kusursuz bir film.

OrtaKoltuk Puanı:

 

G.Kore – Kanadalı tiyatro yazarı Celine Song özyaşamsal öykülü filmi “Başka Bir Hayatta / Past Lives” ile sinemaya müthiş bir başlangıç yapıyor. Son derece samimi ve dürüst bulduğum film yaşanmışlık kokan ilginç konusuyla öne çıkıyor. Celine Song çocukluk yıllarının unutamadığı ilk aşkını ve kendisiyle 20 yıl aradan sonra buluşmasında yaşadıklarını son derece dürüst bir edebi üslupla senaryosuna aktarmış. Bu yıl izlediğim en kaliteli romantik film olarak nitelendireceğim “Başka Bir Hayatta” gücünü gerçek hayattan alan konusundan ve Celine Song’un temiz duygularını, pişmanlıklarını kağıda dökmedeki samimiyetinden alıyor.

Celine Song’un bu ilk yönetmenlik denemesinde, birbirinden ayrılıp farklı hayatlara sahip olduklarında, ilişkileri üzerine düşünen 2 çocukluk arkadaşının 24 yıllık ilişkisini konu alıyor. Bu yarı otobiyografik romantik dramada Song yaşadığı olaylardan esinleniyor. Filmin açılış sahnesinde (final bölümünde tekrarlanan), 24 yıl sonra bir araya gelen G.Koreli mühendis Hai, çocukluk aşkı Nora ve kocası Arthur’ü bir New York lokantasında bir araya getiren sahnenin bire bir aynısını Celine Song gerçek hayatında yaşamış. Filmin bu kadar içten ve etkileyici olmasının sebebi otobiyografik oluşundan kaynaklanıyor. Song 12 yaşındayken ailesiyle Kore’den Kanada’ya göç etmişti.

UZLAŞMA DRAMASI

Parsite” (2019) ile Altın Palmiye Ödülü kazanan Bong Joon Ho, aralarında En İyi Film, En İyi Uluslararası Film Oscar Ödüllerinin olduğu bu filmiyle En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo Oscar’larının sahibi oldu. Film ülkesi G. Kore’ye büyük prestij sağladığı gibi, “yılın filmi” etiketiyle konusunun geçtiği bu ülkeye büyük reklam sağladı. Ertesi yıl G. Koreli – Amerikalı yönetmen Lee İsaac Chung, “Minari”de Arkansas’a yerleşen bir G. Koreli ailenin hayata tutunma savaşını anlattı ve ülkesini gündemde tuttu. Film 73 yaşındaki aktris Youn Yuh- Jung’a bir Oscar Ödülü getirdi. Bu yıl Amerika’da yaşayan G. Kore doğumlu Celine Song ilk filmiyle G. Kore ve diaspora üzerine filmiyle kendinden bahsettirdi.

Büyük bölümünde Korece konuşulan “Başka Bir Hayatta” bütünüyle Kore kültürüyle ilgili bir film değil. Na Young iken adını Nora olarak değiştiren, Amerikalı bir erkekle evli olan, kendini Amerikalı bir oyun yazarı olarak gören bir kadın üzerinden, Kore diasporasıyla ilgili bir film izliyoruz. Bu yönüyle film, Amerikan rüyasının peşinden giden Koreli aileyi konu alan “Minari” ile akrabalık taşıyor. Filmde hassas bir şekilde çizilmiş ana karakterler, ustaca yapılmış insan portreleri aracılığıyla, Celine Song insanlık durumuna ilişkin keskin gözlemler yapıyor. Hoş ama sıradan sayılabilecek karakterlerle, mütevazi mekanlarda çekilen film alçakgönüllülüğü, samimiyetiyle puan topluyor.

Yüreklere hitap eden bu modern romantik filmin 2 kahramanı New York’ta bir araya geldikleri bir hafta boyunca kader, aşk, hayatı oluşturan seçimler gibi kavramları tartışıyorlar. Filmin finalindeki yemek sahnesindeki tuhaf bir sessizlik duygusal gerilimi veya bir Uber’i beklemek gibi basit anlar, Song’un etkileyici sinema dili sayesinde müthiş bir güç kazanıyor. Bu hasletleri çiçeği burnunda genç yönetmeni muhakkak izlenmesi gereken bir yetenek yapıyor. Yaşam seçimleriyle ilgili evrensel konusuyla, estetik açıdan da muhteşem olan film, basit olay örgüsüyle hayal kırıklıkları üzerine sarsıcı bir romantik drama oluyor. Duyarlılık, empati, kader, nostalji, seçimler temaları üzerine önemli tespitlerde bulunan film, incelikli, abartısız, dokunaklı, minimalist bir uzlaşma draması. “Başka Bir Hayatta” iyi yazılmış, iyi yönetilmiş, iyi oynanmış nostaljik, lirik ve kusursuz bir film.

Filmin konusu şöyle : Farklı yollara savrulmuş 2 çocukluk arkadaşı, Na Young ile Hai Sung birbirlerine derinden bağlıdır. Sınıfın bu en iyi 2 talebesi okuldan sonra genelde eve birlikte yürürler. Na Young’un ailesinin Kanada’ya göç etmesiyle birbirlerinden kopmak zorunda kalırlar. Kore’de yaşamayı sürdüren Hai Sung (Teo Yoo) mühendislik kursundan sonra askerliğini yapar, ardından işe başlar. Her ikisi de geçmişlerinden ve genel konularda bahsettikleri görüntülü sohbetler aracılığıyla periyodik olarak iletişim halinde kalırlar. Bu arada Toronto’ya göç ederken Nora (Greta Lee) adını alan genç kız, yazarlık eğitimi alırken oyun yazarı olarak isim yapmış Amerikalı Yahudi yazar Arthur Zaturansky (John Magaro) ile tanışmış, aşık olarak evlenmiştir.

Birbirlerinden habersiz geçen 20 yılın ardından kader iki çocukluk aşkını New York’ta tekrar bir araya getirir. Birlikte geçirdikleri bir hafta boyunca aşkları ve geçmişleriyle yüzleşirler. Hai birlikte yaşadığı nişanlısıyla ayrıldığını anlatır. Hai Nora’nın green card alabilmek için bir Amerikalıyla evlendiği ihtimalini aklından çıkarmaz. Ancak Nora Arthur’ü sevdiği için evlendiğini söyler. Hai Sung Arthur ile tanışır. Film 2 Korelinin ilişkisinden “gelecek neler bekliyor ?” Sorusuna cevap arar. Üçlünün çıktıkları akşam yemeğinde Nora başlangıçta Hae’nin diyaloglarını kocasına tercüme eder. Ancak kısa zamanda sadece Korece konuşan ikili, Koreden hiç ayrılmayıp istikballerinin ne olabileceğini konuşurlar.

GEÇMİŞ YAŞAMLAR

Film görkemli final bölümünün en can alıcı sahnelerinin birinde 3 kahramanını bir arada gösteren açılış sekansına taşımakla “spoiler” endişesi taşımadığını adeta ilan eder. Film boyunca izleyici yarım kalan bir aşkın filizleneceği beklentisini içine girer. Celine Song kahramanlarını 12’şer yıl arayla 2 kez karşılaştırarak bu beklentiyi ustaca kurmayı başarıyor. İlk önce sosyal medyada birbirlerini bulan Hai ile Nora, 12 yıl aradan sonra bedensel olarak yan yana gelirler. Genç sanatçı bu filmiyle “travmaların üstesinden gelmeyebilirsiniz, ancak onlarla yaşamayı öğrenebilirsiniz” gibi bir hayat dersi veriyor. Film “hayatınızdaki ilk aşkınız, ilerdeki dönemlerde ortaya çıkarsa ne yapardınız ? Bu karşılaşma mevcut ilişkiniz üzerinde ne gibi etkisi olur ?” Sorularını soruyor.

Celine Song G. Kore’de 1988’de film yapımcısı bir baba ve sanatçı bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Ailesiyle 12 yaşındayken Ontario’ya taşındı. Burada psikoloji tahsili,, ardından N. York’ta Columbia Üniversitesinde oyun yazarlığı tahsili yaptı. “Endlings” ve “Seagull” adlı oyunlarıyla, TV dizilerine yazdığı senaryolarla tanındı. Bu ilk filmini, romantik konulardaki başarısıyla bilinen Fransız sinemasına yakın bulan eleştirmenler Jacques Rivette’in klasiklerine benzettiler. Amerikan sinemasında Richard Linklater, Noam Baumbach ve Greta Gerwig’in filmlerine yakın bulanlar oldu. Filmde Koreli parlak talebe Na Young Nobel Ödülü kazanmayı düşlerken, olgunlaşan Nora Pulitzer Ödülünü hayal ediyor, usta bir tiyatro yazarı olunca gözünü Tony Ödülüne dikiyor.

Bu üçlü aşk üçgeninde Hai N. York’ta bir araya geldiği Nora’ya “benim için sen terk eden, giden biriydin, kocan içinse kalmayı seçen kişisin” der. Filmin en duygusal cümlelerini, her an terketileceği izlenimi veren Arthur’ün ağzından çıkar, Nora’ya melankolik bir dille : “uykunda Korece konuşuyorsun. Rüyalarını anlamadığım bir dilde görüyorsun. Onlar sadece erişemediğim bir yer gibi” der. Filmin ustalıkla işlenmiş temaları arasında iletişim bozukluğu, sessiz kabullenişler, beklentiler, hayal kırıklıkları, platonik ilişkiler gibi temalar var. Filmin başarılı görüntü yönetmeni Shabier Kirchner, Woody Allen’in “Annie Hall”undan bu yana N. York şehrinin en romantik sinema tasvirini sunuyor.

Filmin mükemmel oyuncu kadrosunda başarma arzusunun temsilcisi Nora rolüyle öne çıkan, 1983 Los Angeles doğumlu oyuncu, yazar ve yapımcı Greta Lee, TV serileri “Russian Doll” ve “Girls” ile, sinema filmleri “Sisters” ve “St. Vincent” ile tanınıyor. “Başka Bir Hayatta”daki başarılı performansıyla 10 Mart’ta açıklanacak Oscar Ödüllerinin adayları arasına girebilir.

Filmin 2 erkek kahramanından biri olan Hae, yaşam şekliyle, aldığı kararlarla, her şeyi ile orta sınıfa mensup G. Koreliyi temsil ediyor. Arthur ise olgun, dürüst Amerikan erkeğini. Oyuncu kadrosunun en ünlüsü olan Teo Yoo, mühendislik eğitimi aldıktan sonra sevgilisiyle hayatını doğduğu topraklarda sürdürmek isteyen Hae’yi canlandırıyor.

Almanya doğumlu 44 yaşındaki aktör, yönetmen ve görüntü yönetmeni Teo Yoo, Park Chan-wook’a geçen yıl Cannes’da En İyi Yönetmen Ödülünü getiren “Ayrılma Kararı / Decision To Leave”in başrol oyuncusuydu. Ayrıca Kirill Serebrennikov’un “Leto”sunun (2018) aralarında bulunduğu 25’in üstünde filmde oynadı. 40 yaşındaki Amerikalı aktör John Magaro iki arada bir derede kalmış koca rolünün hakkını veriyor. En İyi Uyarlama Senaryo Ödüllü “The Big Short”ta (2015), Kelly Richardt’ın “İlk İnek / First Cow” (2019), Todd Haynes’in “Carol” (2015) gibi önemli filmlerde oynadı.

Yönetmen / Senaryo :  Celine Song

Görüntü Yönetmeni : Shabier Kirchner

Kurgu : Keith Fraase

Müzik : Christopher Bear, Daniel rossen

Oyuncular : Greta Lee, Teo Yoo, John Magaro, Ji-Hye Yun

ABD / Romantik-Dram / 106 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz