Bay Hiçkimse / Mr. Nobody
Belçika film endüstrisinin en pahalı yapımı olan Mr. Nobody, sıra dışı hikâyesiyle son zamanlarda izlediğim filmlerden, en çok dikkatimi çeken yapımlardan biri oldu. Fiziksel ve zihinsel engellilerle olan sempatik betimlemeleriyle ve hürmetlileri için yazılmış olan alkışlanmış eleştirici filmleri ile tanınan Jaco Van Dormael, yönetmen koltuğuna oturmuştur ve 2009 yılında izlenmesi gereken bir proje ortaya çıkarmıştır. Jared Leto, Diane Kruger, Rhys Ifans, Sarah Polley gibi güçlü oyuncu kadrosuyla hikâyeyi bizlere etkili bir şekilde hissettirmeyi başarıyorlar.
Filmde klasik bir giriş, gelişme, sonuç senaryosu bulunmuyor. Film güvercin itikati sahnesiyle bize ana fikri vererek sonuç bölümüyle karşımıza çıkar. Daha sonra gelişme bölümünde birçok zamansal geriye dönüşler, zamanda ileri gitme gibi birçok karma kurgu yapısına sahiptir. Filmin sonunda asıl olayların başladığı giriş sahnesi en son gösterir. Her bir seçenekte yer alan ayrı bir senaryo şeması bizi bekler. Her bir seçimde farklı bir hikâyenin kurgusu vardır. Genel anlamda bakıldığında farklı bir senaryo şeması yer alır.
Filmde vermek istenilen mesajı ilk sahne olan “Güvercin İtikatı” ile gösterilir. Güvercinin kanatlarını çırpma eylemi kendisine yem verilmesine sebep olduğuna inanmaktadır. Bu durum, bizlerin seçimleri ve eylemlerin dünyayı bir şekilde etkilediğinin mesajını verir. Yapılan seçimler ve eylemlerin sonucunu bilmediğimiz için iyi ya da kötü bir an yaşadığımızda kendimize sorarız «Bunu ben hak edecek ne yaptım?» Bu sözle birlikte ana karakter filme giriş yapar.
Film, kendimize birçok soru sormamızı sağlıyor. İlk olarak “kader nedir?”. Nemo Nobody’nin tek aşkı olan Anna kaderinde vardır fakat yaptığı tüm seçimler ona hangi yolla ulaşacağını değiştirmektedir.
Hemen başka sorular sordurur film bize, “Nasıl anlamlı seçimler yaparız?”, ”Neden bir seçim yapmak zorundayız?”, ”Big Bang (Büyük Patlama)’ten önce ne vardı?”.
Bu soruların cevabını Nemo Nobody’in seçimlerinden dolayı yaşadığı farklı hayatlarda olan, sunucu Nemo olarak bizlere anlatır.
Tennessee Williams, 20. Yüzyılın en seçkin oyun yazarlarından biriydi. Ablası şizofreni hastasıydı ve Tennessee Williams’a doktorlar tarafından bir seçim sunuldu. Bir tedavi yöntemiyle ablasını riskli bir ameliyata girmesine izin verdi. Ablası zihinsel engelli kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Tennessee Williams ablasının ölümünü atlatamadı ve ameliyata izin verdiği için hayatı boyunca pişmanlık duydu. Williams, ablası için farklı bir seçim yapsaydı, yaşanılanlar bambaşka şekillerde vuku bulabilirdi. Ancak öyle olsa dahi yine de aynı mana ve değeri taşırdı. Kader belliydi.
Tek bir yönde ilerleyen ok gibi olan zamansal kavramımız bizi seçim yapmayı zorunda bırakır duruma getirir. Peki doğru seçimi nasıl yaparız?
Bu doğru seçimi yapmak için yeterince zaman yoktur. Çünkü tüm seçenekleri görebileceğimiz ya da yaşayabileceğimiz daha sonrasında düzeltebileceğimiz bir duruma sahip değiliz. Acaba insanlık tarihinin en fazla istediği “ölümsüzlük” (zamansızlık) bu yüzden midir?
Filmde insanlık ölümsüzlüğü bulmuştur ve başkahramanımızın sıfatı “117 yaşında son ölümlü Nemo”dur. Doğru seçimi yapabilmek için tüm seçenekleri yaşamamız gerekiyor fakat Nemo ölümlüdür. Doğru seçimi yapmak için Zugzwand’ı anlatmaktadır.
Seçim yapmanın vakti geldiğinde 9 yaşında olan Nemo Nobody annesini ya da babasını seçmek için kararsız kalır. Tren istasyonunda artık olacakları görmesine rağmen seçim yapması kolaylaşmamış, tam tersine bulunduğu yerde kalmıştır. Yani hamle yapmamıştır.
Dünyanın neresinde olursanız olur yaptığınız en ufak bir hareket sizden çok uzakta birinin hayatını etkileyebilir. Bir kelebeğin kanat çırpması, Dünyanın diğer bir ucunda hortum yaratabilir. Kelebek etkisi…Filmde işten çıkarılmış birinin kaynattığı yumurtanın buharı gökyüzüne ulaşıp diğer bir uçta ki Nemo’nun olduğu yerde yağmur oluşturur. Anna’nın numarasının olduğu kâğıda su damlası düşer ve numara silinir. Yaptığımız seçimler, bizim için küçük görünen gelişmeler ve sonuçları…
Nemo Nobody tren istasyonunda annesi ile babası arasında bir seçim yapmaz. Fakat hayat bize seçim yapmama şansı vermemektedir. Bunun farkındalığını oluşturmak için, filmin sonunda son ölümsüz Mr. Nobody’in ölüm kararını halk oylama yaparak vermiştir. Yani bir seçim sunulmuştur. Mr. Nobody ismiyle alınması gerçek hayatta seçim yapmak zorunda kalınmasına rağmen Nemo’nun seçim yapmaması onun Bay Hiçkimse olmasını sağlamış olabilir. Latincede Nemo Nobody anlamına gelmektedir.
Filmde Nemo 9 yaşındayken bankta oturan Anna, Jeanne, Elise nin kıyafetlerine baktığımız zaman evlendiklerinde üzerlerinde hakim olan renklerin baskın olduğunu görüyoruz.
Anna çocukken bankta kırmızı kıyafet giyinmiştir ve evlendiğinde ya da karşılaştığında Anna’nın bulunduğu sahnelerde kırmızının ağırlıklı olarak kullanıldığını görüyoruz. Çünkü kırmızı aşkı,tutkuyu ifade etmektedir. Anna tek aşkıdır.
Zengin yaşam sürdüğü Jeanne’nin bankta otururken giyindiği kıyafet sarıdır ve diğer sahnelerindede sarı kullanılmıştır. Sarı renk görkemli ve dikkat çekici bir renk olduğundan ihtişamı ve ihanetide ön plana çıkarmıştır. Çünkü Jeanne Elissa’nın onu istememesi üzerine kıskandırmak için önüme gelen ilk kızla evleneceğim diyip yaptığı bir seçimdir.
Elise’nın baskın olan rengi mavidir. Mavi; ciddiyet, sadakat, gerçeklik ve bağlılık anlamları da taşımaktadır. (Çağan, 1997: 53) İletişimde de mavi rengin önemi çok büyüktür. Bu renk; bedenin hararetini en düşük noktaya indirgemekte ve algıyı arttırmaktadır.
Elise’nin depresif bir halde olması ve 9 yaşındayken aşık olduğu adamı hala unutamaması bunu dile getirmesine rağmen Nemo’nun ona bağlılıkla tutunmasını ön plana çıkarmıştır.
Filmde seçim yapılırken kullanılan renk, beyazdır. Çünkü beyaz tüm renklerin birleşimidir. Seçim yaparken bir çok olasılığın olması bizi biz yapan düşüncelerimiz kararlarımızı oluşturmaktadır.
Filmde seçime sürükleyen asıl olayın sebebi Nemo’nun annesi ve babasının ayrılması üzerine kuruludur. Ailesini seçtiği zaman birden fazla aile gösterilirken, «Kelebek Etkisini biliyor musun?» diye bir soru gelir. Bu bize bilinçaltımıza bu konunun geçeceğinin sinyalini vermiş oluyor. Aynı zamanda anne ve babasının ilk göründüğü sahnede kullanılan renkler sarı, mavi ve kırmızı ağırlıklı olması bu seçimlerin başlangıcına sebep olacaklarını göstermektedir.
Oldukça etkileyen film müzikleri konuyla ilişkilidir. Bir rüya durumu, aslında hiçbir şey olduğumuzu dile getiren şarkı sözleriyle özenle seçilmiş bir müzik listesi oluşturmaktadır. Kullanılan müzikler Mr. Nobody’in filmde 1975 yılında doğduğu bilgisini aldığımızda gösterilen yaşlarda var olan trend müziklerden seçildiğini görebiliyoruz.
“Sous les draps, Trois petites filles, Vals, La nature des peurs, Des doigts dersin Du, Le hareketsiz temps, Cercles, Celui qui n’existe pas, Sous les draps, Au des bois“
Misafir Yazar : BÜŞRA NUR NALÇACIOĞLU
Yönetmen / Senaryo : Jaco Van Dormael
Görüntü Yönetmeni : Christophe Beaucarne
Müzik : Pierre Van Dormael
Oyuncular : Jared Leto, Sarah Polley, Diane Kruger, Linh-Dan Pham, Rhys İfans, Natasha Little, Toby Regbo, Juno Temple
Belçika / Fantastik-Bilimkurgu-Dram / 141 Dk.