Bursa Bülbülü
Sinema perdelerinde göstirilememesinin hüznünü ve kırıklığını yaşasamda Bursa Bülbül’ü, ailece koltuklarına kurulup çayını kahvesini içerek, yiyeceklerinin tadına vararak hoşça vakit geçirmek isteyenler için ideal bir yapım. Anlatılan hikaye sizi bolca güldürecek, kült olmuş şarkılarla müziğe doyuracak ve bazende hüzünlendirecektir. Filmin son 15 dakikasından çok etkilenip hüzünlendiğimi itiraf ediyorum. Son 15 dakika aşk acısı çekenlere gelsin.
Disney’e, Netflix’e yeni bir konsept gerek
Bursa Bülbülü filminin galasını Uniq Hall sinemasında Disney’in davetlisi olarak izledim. (önce onlar davet etmedi, ortakoltuk‘da Disney filmlerini yorumladığımızı hatırlatınca davet ettiler) İzledim ama kafamdaki şu soruya cevap bulamadım. Belki bu konuda Disney yetkilileri yardımcı olabilir. Dijital platformda yayınlanacak olan bir filme, neden sinemada gala yapılır ? Hem sinemayı bitirmeye çalış hem de sinemada gala yap ! Ben bu işi yapanların yerinde olsam tutarım oldukça büyük bir salon, koyarım dört bir yanına geniş ekran televizyonları, karşısına koltuklar, yere minderler Disney’in konseptine uygun olur. Sen hem dijital platformuna harıl harıl müşteri ara, hem de dalga geçer gibi bitirmek istediğin sinemalarda gala yap ! Bu davranış, bana göre son günlerin popüler deyimiyle ahmakça. Ve neden gala davetlileri, basın ve film eleştirmenleri yerine filme hiç bir katkısı olmayacağı aşikar olan gereksiz insanlardan oluşur ? Neden, Gala’ya davet edilen eleştirmen sayısı bir elin parmaklarını geçmez ?
Sitem dolu girişten sonra gelelim, sinemaların yüksek gişe rakamlarına ulaşmasında büyük katkıları olan Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar‘dan sonra dijitale demir atan Ata Demirer‘in filmine. Ben Ata Demirer‘in filmlerini, küfürsüz de güldürebildiği ve ailece, çoluk çocuk izlenebildiği için daha çok seviyorum. (Bu filmde de 2-3 sahnede küfür var ama yerinde ve tadında. Zaten hangimiz sıkıştığımızda küfüre sarılmıyoruz ki) Bu nedenle Ata‘yı ayrı bir yere Cem‘i ve Şahan‘ı ayrı bir yere koyuyorum. Filmin yönetmen koltuğuna yine, Ata Demirer ile yapışık kardeş gibi olan, Ata’nın hemen hemen bütün projelerine imza atan Hakan Algül oturmuş. Yanlış anlaşılmasın ben bu durumdan rahatsız değilim. Gayet uyumlular ve bu güne kadar çok güzel işlere imza attılar. Bu filmde de Hakan’ın oyuncu yönetimi gayet başarılı.
Ülkemizin bir dönemine damga vurmuş sanatçılarımıza saygı duruşu
Filmde, 1980’li yıllarda Bursa ilimizde yaşamını müzisyenlikle kazanan ve kaset çıkarıp Türkiye’nin tanıdığı ünlü bir isim olma hayalleri kuran Cengiz (Ata Demirer) isminde piyanist şantörün yaşamı hikaye ediliyor. Bursa’dan çıkan Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Bülent Ersoy gibi ünlü ses sanatçıları da filmde saygıyla anılıyor. Ancak; Bülent Ersoy canlandırması hiç mi hiç olmamış. Bülent Ersoy‘u canlandıran Neslihan Arslan, ne Bülent‘e benzerliği, ne hal tavır ve hareketleri ne de mimikleri ile seyircide Bülent Ersoy etkisi bırakamıyor.
Bursa Bülbülü filmini altı doldurulamayan senaryo boşluklarına ve kurguda gördüğüm küçük aksaklıklarına rağmen beğendim. Ata Demirer, ülkemizin geçmişinde iz bırakmış sanatçılardan saygı ve sevgisini eksik etmeyen nadide yeteneklerinden. Bu filmi ile izleyenlerini güldürüyor mu ? Güldürüyor. Hüzünlendiriyor mu? Hüzünlendiriyor. Ailece izlenebilir mi? Evet, izlenebilir. (Nazar boncuklu 2-3 sahne dışında) E, hoşça ailece vakit geçirebilmek için seyirci başka ne ister ki..
Bazı karakter canlandırmalarında sorun var
Filmde, Coşkun Sabah, Cengiz Kurtoğlu, Arif Susam gibi 80’li yılların popüler sanatçılarının isimlerine ve şarkılarına da yer verilmiş. Coşkun Sabah‘ın fotoğrafı, diğer 1-2 resimle birlikte filmin kahramanının odasını süsleyen ana aksesuardı. Filmin müziklerini yapan Taşkın Sabah‘ı da kutlamak gerekiyor. Çok iyi iş çıkarmış. Ata Demirer ile düet yapan Özge Özaçar, şarkıda kendi sesini kullanmamış. Özge‘yi şarkı icrasında seslendiren kızımız, daha önce dinlemiş olduğumuz bir sanatçının sesi değil. O şarkıları kim seslendirmiş bilmiyorum ama çok iyi bir sese sahip olduğu tartışılmaz. Filmi birlikte izlediğim Coşkun Sabah, ”-benim diyen sanatçıların 1 milyon Tl. aldığı ülkede bu sesin sahibi kızımız rahatlıkla 500 bin Tl. alır” diye görüş belirti. Benden söylemesi, ilgilenenlere duyurulur.
Anlatılan hikaye de arz-ı endam eyleyen gazinocular kralı Fahrettin Aslan canlandırması da filmde olmamış olan karakterlerden. Fahrettin beyi tanıdığım için söylüyorum, ne tipi, ne de hal tavır ve mimikleri Erkan Taşdöğen tarafından yeterli düzeyde canlandırılamamış. Acıların çocuğu olarak ün yapan Küçük Emrah tiplemesi beni ve salondaki herkesi güldürdü. Bülent Ersoy ve Fahrettin Aslan canlandırmaları gibi sırıtmadı. Kendisini çokca özlemişiz demek ki… Cengiz Sezen’in sahne rakibi Doktor Fatih rolünde Toygan Avanoğlu ve gazino patronu rolünde Celil Nalçakan‘da filme oyun güçleri ile renk katan isimlerdi.
Filmin en iyi oyuncusu bence Özge Özaçar‘dı. Kendisine sunulan role çok iyi çalışmış. İcra edilen şarkılarda kendi sesini kullanmamasına rağmen senkronizasyonu, vücut dili, mimikleri oldukça iyiydi. Kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Ata Demirer, canlandırdığı piyanist şantör rolünde başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Akside beklenilemez zaten. Her hareketi, her mimiği bizi güldürmeye yetiyor. Sesi de zaten çok iyi olduğu için kendizi zevkle izleniyor.
Sonuç olarak, sinema perdelerinde göstirilememesinin hüznünü ve kırıklığını yaşasamda Bursa Bülbül’ü, ailece koltuklarına kurulup çayını kahvesini içerek, yiyeceklerinin tadına vararak hoşça vakit geçirmek isteyenler için ideal bir yapım. Anlatılan hikaye sizi bolca güldürecek, kült olmuş şarkılarla müziğe doyuracak ve bazende hüzünlendirecektir. Filmin son 15 dakikasından çok etkilenip hüzünlendiğimi itiraf ediyorum. Son 15 dakika aşk acısı çekenlere gelsin. Yazımı, filmden bir şarkının sözleri ile bitiriyorum.
Tüm zambaklar solupta gitse,
Tanrım affeder böyle sevince…
İyi seyirler.
Yönetmen : Hakan Algül
Senaryo : Ata Demirer
Görüntü Yönetmeni : Gökhan Atılmış
Kurgu : Mustafa Gökçen
Müzik : Ebru Suda
Oyuncular : Ata Demirer, Özge Özaçar, Cem Gelinoğlu, Celil Nalçakan, Toygan Avanoğlu, Tarık Papuççuoğlu, Melek Baykal, Cem Cücenoğlu, Berkay Tulumbacı, Erkan Taşdöğen, Seda Türkmen, Aycan Koptur, İnci Şen, Hakan Akın, Seçil Mutlu, Murat Kılıç, Neslihan Arslan, Ramiz Mullamusa, Cem Zeynel Kılıç, Bedir Bedir, Erkan Üçüncü, Uğur Arda Başkan, Muharrem Türkseven, Kerem Alp Kabul, Emre Şen, Mert Asker, Irmak Ecem Aydemir
Türkiye / Komedi-Müzik / 120 Dk
Film başında 1986 mudanya diyor cay bahcesinde piyanist şantör anılar şarkısı okuyor anılar şarkısı 1989 senesinde çıktı 1986 da henüz ortada yoktu ayrıca bülent ersoy o sene yasaklıydı türkiyede degil almanyada yaşıyordu
Çok iyi dinamik bir film..
Hikaye bitmeden film bitti bence..
Yine de tebrik ediyorum..