Bu hafta sinemalarda gösterilmeye başlanan 2012 Türk yapımı ÇANAKKALE 1915 ,128 dakika süreli,Tarihi-Savaş-Dram türündeki,senaryosu Turgut Özakman’a ait filmin yönetmen koltuğuna Yeşim Sezgin oturmuş.Başrolleri ise Baran Akbulut,Ufuk Bayraktar,Şevket Çoruh,İlker Kızmaz,Barış Çakmak,Bülent Alkış,Serkan Acar ve Emre Ercan paylaşmış.ÇANAKKALE 1915 filmi,duayen tarih araştırmacısı yazar Turgut Özakman’ın Diriliş isimli eserinden beyaz perdeye aktarıldı.Senaryosunu da yine kendi yazdı.Özel izin alınarak çekim yapılan yerler ise şöyle : *Mecidiye Tabyası,*Mecidiye Tabyası Bonetindeki ziyarete kapalı özel bölümler,*Nusret Mayın Gemisi,*Çimenlik Kalesi, *Çimenlik Kalesi Sığınağı,*Nara Kalesindeki hastane sığınak ve bonetler,*Bigalı Köyü,*Bigalı-Bigalı Atatürk Evi Müzesi (Savaş zamanında Atatürk’ün karargah olarak kullandığı mekan) ve *Çanakkale Anıtı.
Film için 2.000’den fazla Türk,Anzak ve İngiliz askeri kostümü aslına uygun olarak sıfırdan dikildi.Aynı zamanda bu kostümlere uygun ayakkabı ve çizmeler özel olarak aynı sayıda üretildi.Ayrıca bu kostümlere özel kemer ve aksesuarlarda üretildi.Filmde kullanılan tüm askeri kostümlere ve nişanlara uygun rütbeler,Genel kurmay Danışmanlarının önerileri ve bilgileri doğrultusunda yeniden hazırlandı.Ayrıca,sivil dönem ve savaş dönemi rütbe ayrımları farklılıklarınada dikkat edildi.Askeri üniformaların yanısıra döneme uygun olarak 3.000 adet köylü ve sivil kostümleri dikildi.Bunlara uygun çarık ve dönem aksesuarları özel olarak tasarlandı.ÇANAKKALE 1915 filminde,10 adet orjinal Mavzer Alman tüfeği kullanıldı.Ayrıca,500 adet Türk Mavzeri,250 adet İngiliz tüfeği,250 adet Anzak tüfeği,5 adet İngiliz Vickers modelinde makineli tüfek,5 adet Türk Mitralyözü orjinallerinden kalıp alınarak yeniden üretildi.Tüm bu orjinal örnekler için Genel Kurmaydan özel izin ve destek alındı.10 adet Kağnı,15 adet at arabası ve orjinal deniz filikaları yeniden oluşturuldu.3 adet sahra topu ve o döneme özel değişik modellerdeki toplar yeniden oluşturuldu.
Sıfırdan oluşturulan 500 adet mühimmat sandığı ve 10.000 adet kum çuvalı kullanıldı.Filmin oyuncularına ve figürasyona askeri danışmanlarca özel eğitim hizmeti sağlandı.Yine Genel Kurmayın özel izin ve desteği ile o döneme ait süngü,kılıç,dürbün,arazi malzemeleri,orjinal silahlar,tüfekler,mitralyözler,hastane malzemeleri, döneme ait pek çok belge ve döküman kullanıldı…Çekimler için var olan tarihi mekanlarda korunarak 3.000 m2’lik alana dekor inşa edildi.Filmde,Nusret Mayın Gemisinin birebir aynısı kullanıldı.Ayrıca kullanılan gerçek toplar yeniden yapıldı.Gelibolu yarımada’sını bombardımana tutan İngiliz savaş zırhlısı Queen Elizabeth gemisinin iç odaları orjinaline uygun olarak yeniden inşa edildi.Erlerin tedavilerinin yapıldığı Sahra Hastanesi aslına uygun olarak inşa edildi.Sadece özel izinle girilebilinen,savaşın geçtiği gerçek tabyaların içine sığınaklar kazıldı ve bu orjinal tabya alanlarına karargah odaları yapıldı.Anzak siperleri için 200 metre uzunluğunda ağaç siper döşendi ve karargah oluşturuldu.Türk siper alanları aslına uygun biçimde 2750 metre uzunluğunda kazıldı ve mevziler oluşturuldu.Bütün bu kazılar için 40 kişi 2 ay boyunca hergün çalıştı.
Yukarıdaki bilgileri vermemin 2 nedeni var.Birincisi,filmi izlerken kullanılan malzemelere ve aksesuarlara dikkat etmeniz.İkincisi ve önemlisi,bu kadar emeğe ve uğraşlara rağmen neden iyi bir filmin ortaya çıkmaması.Ha,şu bir gerçekki ÇANAKKALE 1915 filmi, bu sezon gösterime giren Sinan Çetin imzalı ilk Çanakkale filminden kat be kat üstün.Umarım,önümüzdeki günlerde vizyona girecek Serdar Akar imzalı Çanakkale filmi bu filmleri aratmaz ve daha iyi yapım olarak ortaya çıkar.Ne yalan söyleyeyim ben,Peter Weir’ın çektiği ”GELİBOLU”’su gibi tüm dünyayı etkisi altında bırakan bir ”ÇANAKKALE” filmini ne zaman çekeriz diye düşünmüyor değilim.Olmuyor,biz bu işi bir türlü beceremiyoruz.Neyse,bir gün çekeriz inşallah.
Çanakkale 1915 filmi,görsel efektler olarak gayet iyi.Savaş bölümleri ve Prodüksiyon mükemmele yakın.Ancak,filmde beliren yazılar ve orada geçen olaylar filmin bütünlüğünü bozuyor.Biz buna ”dökü-drama” diyoruz.Dökü-drama,hikaye anlatmak ve karakter yaratmak yerine tarihi gerçekleri canlandırmayı amaçlar.Yönetmen,sanıyorum özellikle bilinçli olarak ”Dökü-Drama” türünü benimsemiş.Sanki okulda öğretmen,olay yerini gösteriyor ve oyuncular olayla ilgili canlandırmalar yapıyor.Bu yanıyla filmin eğitici ve öğretici olduğu su götürmez.Film,daldan dala atlıyor.Yönetmen,Arkadan atlı kovalıyormuşcasına,Çanakkalede olanları bir çırpıda anlatmaya çalışıyor ve seyirciyi yoruyor.Çanakkale savaşı,öyle bir çırpıda anlatılacak bir savaş değil ki! Öyle çok kahramanları var ki..Mesela,kocası ve oğlu çephede şehit düşmüş,çepheye ördüğü çorapları göndermek isteyen kadının öyküsü üzerinde durulabilinirdi.Aslında filmin bir kahramanı var,ismi VELİ ama o’da çok yavan kalmış.Buna rağmen Veli karakterine can veren Baran Akbulut müthiş oynamış ve rolünün hakkını fazlası ile vermiş.Diğer oyuncularda en az Baran kadar iyiler.
Filmde,mantıksal hatalarda fazlaca.Örneğin,210 kiloluk mermiyi Seyit Onbaşı tek başına taşıyor,ağzından burnundan kan geliyor ve herkes film izler gibi onun mermiyi zorlanarak taşıyışını izliyor.Ve bu 3 kez tekrarlanıyor.Biriside çıkıp Seyit Onbaşıya yardım etmiyor.Tarihte olay böyle midir? Birde filmde kullanılan müzikler çok ilginç.Mehter marşı,Ezan ve ilahiler ve Çanakkale Türkülerinin ticari kaygı nedeni ile fazlaca kullanıldığını düşünüyorum.Yönetmen,resmen milli klip çekmeye soyunmuş gibi.Birde yönetmen savaşı,bombardıman anlarını,siperdeki bekleyişi,askerler arasındaki ilişkileri anlatırken gösterdiği başarıyı,Kurmay Heyeti sahnelerinde gösteremiyor.O sahneler tümüyle dökü-dramanın kuru tarzına teslim oluyor.Kısacası dostlar,milli duyguları müzikleri ile canlandıran dökü-drama ÇANAKKALE 1915 filmini eksiklerine reğmen izlemenizi öneririm.
İYİ SEYİRLER