Do Not Disturb : Ayzek ile Bir Gece
HİKAYE YETERİNCE DOYURUCU DEĞİL
Filmin başlangıcındaki ana oğul çekişmesi çok hoşuma gitti. Yönetmen bu sahneleri uzatabilse iyi olurdu. Filmin ikinci yarısı biraz sıkıcı akıyor ama sonuna doğru heyecanı yükseltiyor. Oyunculara söyleyecek hiçbir şey yok hepsi birbirinden iyi oynuyor. Kadın cinayetlerine dikkat çekilmesi ve Ayzek’in bu konuda taviz vermemesi iyiydi; ancak anlatılan hikayenin yeterince doyurucu olduğunu söyleyemeyeceğim…
Cem Yılmaz’ın dram filmlerini (Hokkabaz, Pek Yakında…) komedi filmlerinden daha fazla sevdiğimi belirtmiştim. Kara komedi filmleri ise ortada bir yerde benim için. “Ayzek İle Bir Gece” filminin bugün itibariyle (29 eylül) Netflix’te gösterime gireceğini öğrendiğim zaman “film gösterime girmeden bir gün önce Karakomik filmler dizisinden “2 arada” filmini yeniden izlerim” diye karar almıştım. Karakteri hatırlamak ve daha iyi eleştiri yazmak adına. Nitekim öyle de yaptım, dün oturup “2 Arada” filmini izledim.
Cem Yılmaz karakterlerini farklı filmlerde devam ettiren bir tarz uyguluyor. Bu filmde de öyle yapmış; Ayzek “2 Arada” filminde bir gemide garson rolündeyken aynı Ayzek “Do not Disturb”da resepsiyon görevlisi olarak karşımıza çıkıyor. Gerçek ismi Metin olan karakter Ayzek ismini “Aşk Gemisi” dizisinin barmeni İssak Washington; diğer adıyla Ayzek’ten esinlenerek koymuştur. Ayzek Aşk Gemisinde ortamı neşelendiren, hep gülen bir kurgusal karakterdir. Metin, Ayzek’e hayrandır. (Yeni filmde de hayranlığı devam ediyor, karmakarışık odasında onun fotoğrafları asılıdır.) Nitekim Onun gibi olmaya çalışmaktadır ancak derinlerinde tam tersine kin ve öfke vardır. İyi ile kötü arasında gidip gelirken kişiliğini bulamayan bir profil çizer “2 Arada” filminde. Detaylı karakter incelemesini sonraya bırakıp Do Not Disturb’a giriş yapalım…
AYZEK İLE KABUS GECESİ!
Ayzek gemideki işinden pandemi nedeniyle ayrılmıştır. 2 yıl süreyle annesiyle birlikte yaşayan Ayzek, kendi dünyasında küçük odasında bir yol bulmaya çalışıp videolarda yaşam koçluğu yapan Peri Sönmez’i (Nilperi Şahinkaya) dinleyerek vakit geçirmektedir; “kendinizi affedin,uyumlanın, kendiniz olun, toksit ilişkilerinizi hayatınızdan çıkarın” öğütlerine kulak veren Metin (Ayzek) aslında deniz tutkunu biridir, İdo vapurlarının düdüğünden bile kendinden geçerken karada yaşamak zorunda kalması onu tam bir sudan çıkmış balığa döndürmüştür ve hafifçe kafayı da çizdirmiştir, ilaç kullanmaktadır. Ayzek aradan geçen iki yıla rağmen hala iki ön dişini yaptıramamıştır. Bu diş hikayesi de yine Aşk Gemisinin İssak Washington’un zenci tenine yakışan parlak beyaz dişlerine karşılık eksik dişli kahraman versiyonu yaratılarak bir gönderme yapılmıştır. Metin, küçük odasının duvarını İssak Washington’un beyaz dişleri ile gülen posterleri ile donatmış, telefonun kapağına da yine onun fotoğrafını koymuştur…
Koyu yeşil boyalı karanlık ve karışık odasında zamanını geçiren Metin her şeye boş vermek için “BiCoverdim” ilacı kullanmaktadır!… İki yıldan sonra nihayet bir iş fırsatı çıkar. Annesinin kendisini evlendirmek istediği kız olan Suhal’in (Ahsen Eroğlu)babasının aracılığı ile Komodor Palas (muhtemelen 2 ya da 3 yıldızlı) otelde gece vardiyasında resepsiyona bakmak üzere işe başlar. Ve daha ilk günden Ayzek kabus dolu bir geceye imzasını atar.
Şimdi o kabus dolu gecenin kahramanlarına bakalım :
Suhal : aynı otelde çamaşırcıdır. Akıllı bir kız aslında, hem çalışıp hem de resim dalında Güzel Sanatlar akademisine hazırlanıyor. Ahsen Eroğlu da rolünde gayet başarılı.
Profesör Bahtiyar : (Celal Kadri Kınoğlu) hem de edebiyat profesörü, caz düşkünü, saksafon çalıyor ama karısı ile olan ilişkisinde bir çıkmazın içinde; melankolik ve çaresiz hissediyor kendini. (yine espri mutsuz olan birine Bahtiyar ismi!)
Davut (Bülent Şakrak) : Hapishaneden pandemi nedeniyle çıkmış, mafya tipi. profesörle sevmek- sevilmek üzerine tartışırken durup durup “ölümüne sevmek” diyor ve izleyici durumun nereye varacağına bu sözle anlıyor.
Eczacı Saniye (Özge Özberk) : O da yine tuhaf bir tip, alkolik…
Bir de gece o mahallenin sokağında dolaşan keş var. Yani anlayacağınız Suhal’in dışında bütün kahramanlar aykırı ve tuhaf. Böyle kahramanların bir arada olduğu ortamda normal bir gecenin yaşanması elbette beklenemezdi…
CEM YILMAZ “ANAYURT OTELİ” FİLMİNDEN Mİ ESİNLENDİ ACABA?
Edebiyatımızın önemli eserlerinden biri olan Yusuf Atılgan’ın romanı “Anayurt Oteli” sinemamıza da uyarlandı. Macit Koper’in müthiş oyunculuğu ile romanın önüne geçtiği bile söylenebilir. Romanın kahramanı Zebercet bir kıyı kasabasında otel yöneticiliği yapmaktadır ve kişilik bunalımı içindedir…
Ayzek gemide garsonluk yaparken bu filmde karşımızda üçüncü sınıf bir otelde resepsiyonist olarak çıkınca direkt aklıma “Anayurt Oteli” geldi. Aslında Ayzek de kişilik bunalımı içinde; bazen iyi niyetli bazen de içindeki kötülüğün sesini dinleyen bir kişiliği vardır. (Davut’tan rüşvet olarak para alması ve aldığı bu parayı işçiler arasında bölüşmek için ortak bahşiş kutusuna atması buna en güzel örnek olsa gerek.) Kişiliğini bulmak için günümüzde çok moda olan yaşam koçlarının videolarını izlemektedir. Bir bakıma Zebercet ile benzerliği vardır; fakat Zebercet’in kişilik incelemesi Anayurt Oteli filminde o kadar derin işlenmiş ki kıyaslanması bile yanlış olur…
Ayzek’i tutunamayanlar sınıfına koymak mümkün. Aşağılık kompleksi olduğunu daha önce çalıştığı gemide anlamıştık. Yukarıya kaptan koltuğuna oturmaya kadar işi götürdü zihninde. Ezik kişilerin eline güç verildiği zaman nasıl canavara dönüşebileceğini de gördük gemide. Bir yandan da insan olma mayası içindeki bu kötülüğe engel olmaktadır. Masum bir tarafı da ortaya çıkıyor; sadece kaale alınmak, alay edilecek bir kişi olmak istemiyor. Bazen oldukça olgun davranıyor bazen de tam tersi…
Cem Yılmaz karakterinde bu özellikleri gösteriyor ama derinden işlemiyor. Komedi yoluyla üstünü kapatıyor belki. Bu filmi de elbette Karakomik Filmler dizisine eklemek gerekecek.
Filmin başlangıcındaki ana oğul çekişmesi çok hoşuma gitti. Yönetmen bu sahneleri uzatabilse iyi olurdu. Filmin ikinci yarısı biraz sıkıcı akıyor ama sonuna doğru heyecanı yükseltiyor. Oyunculara söyleyecek hiçbir şey yok hepsi birbirinden iyi oynuyor. Kadın cinayetlerine dikkat çekilmesi ve Ayzek’in bu konuda taviz vermemesi iyiydi; ancak filmin yeterince doyurucu olduğunu söyleyemeyeceğim…
İyi seyirler…
Yönetmen / Senaryo : Cem Yılmaz
Görüntü Yönetmeni : Barış Özbiçer
Kurgu : İlker Özcan
Müzik : Cem Yılmaz, Sertaç Özgümüş
Oyuncular : Cem Yılmaz, Ahsen Eroğlu, Özge Özberk, Nilperi Şahinkaya, Zafer Algöz, Celal Kadri Kınaoğlu, Bülent Şakrak, Mustafa Kırantepe, Can Yılmaz, Seda Akman, Diren Polatoğulları, Selen Şenay
Türkiye / Dram-Komedi / 114 Dk.