Dört Dörtlük Buluşma

Yazar:

6 Ocak 2022

3594

Dört Dörtlük Buluşma / Quattro metă

Ruh İkizim misin?

5 Ocak itibariyle Netflix platformunda izleyicileri ile buluşan, orijinal ismi “Quattro metă” olan İtalyan yapımı “Dört Dörtlük Buluşma“, Luca (Flavio Furno) ve Sara (Marta Gastini) isimli ilişkileri uzun süredir iyi giden çiftin dört bekar arkadaşları temelinden “ideal eş / ruh ikizi” kavramlarını sorgulamalarını merkezine alıyor. Luca’nın Sara ile birlikte yemeğe davet ettiği Francesko’ya Platon’un Şölen’inde de bahsedilen ruh ikizi kavramının gerçek olmadığı şeklindeki tezini kanıtlamak için bekar arkadaşları üzerinden anlattığı ve katmanlı şekilde devam eden geçişken hikâyeler izleyenlere sunuluyor. O’na göre ailesi şayet Boston’da yaşıyor olsaydı, yani Roma’da olmaması nedeniyle eşi “Sara yok” diye evlenmeyeceğinin düşünülemeyeceğini, gerçek ruh eşinin Roma’da yaşıyor olmasının yalnız ve mutsuz bir hayat yaşayacağı anlamına gelmeyeceğini ileri sürer. Dünya’nın bir yerinde bizi tamamlayan başka bir insanın olacağını düşünmenin absürtlüğünden dem vurur. İşte tam da bu sırada “size bir hikaye anlatacağız ve sonrasında ruh eşlerine inanıp inanmadığınızı siz söyleyeceksiniz” diyerek bekar dört arkadaşlarının eş zamanlı ve alternatif hikâyesini anlatmaya başlar.

Luca’nın ağzından dinlediğimiz olayların kahramanları olan Matteo (Matteo Martari), Chiara (Ilenia Pastorelli), Giuila (Matilde Gioli) ve Dario (Giuseppe Maggio) ekseninde sürekli partner ve hikâye değişimleri ile aslında ilişki yaşanırken tüm insanların değiştiği, meselenin ruh eşini bulmak olmadığı, elma örneğinde olduğu gibi partnerlerin kendi tonunu ilişki boyunca değiştirirlerse bunun ideal bir ilişkinin anahtarı olacağı tezi bu sunumlarla izleyene ispat edildiği sanılmakta. Tüm bu basit ve üstünde durulmaya değmeyecek sığ anlatı, Roma’dan, Londra’ya oradan Lizbon’a kadar birçok yerdeki örnekler üzerinden paralel kurguyla bize gösterilmeye çalışılmakta…

Ne İzledik Şimdi?

Yönetmenliğini Alessio Maria Federici‘nin yaptığı film, kağıt üzerinde ilginç bir konuyu anlatıyor görünse de, hikâyenin hiçbir yerinde derinleşmenin olmadığını, Platon’un Şölen’inden bile bahseden o geveze kahramanların yaşadıklarının ve anlattıklarının hiçbirinin ilginç unsurları taşımadığını görüyoruz. Üstelik ilişkilerdeki uyum ya da çatışma eksenleri olarak gösterilen yönler, hele hele sonuçtaki elma metaforu hiç inandırıcı değil. Oyunculuklarda da etkileyici bir performansa rastlamıyoruz maalesef. Filmi izlerken eminim ki benim gibi sizlerin de “… ee, şimdi ne oldu, ruh ikizine ilişkin o basit ve sığ görüşleriniz bu kadar mı dünya meselesi edilmeye değer?” diyesiniz gelecek… Tıpkı çoğu lüzumsuz bilgi yumağı haline gelmiş kişisel gelişim kitaplarının hayatımıza yön vermeye çalışan beyhude çabaları gibi, bu yapım da izleyiciye hiç bir şey katmaksızın, zaman israfı bir yapım olarak önümüzde…

Sonuç olarak; 1 saat 45 dakikanızı ayırmaya değmeyecek, hatta benim de üzerinde çok laf etmemi gerektirmeyen vasat bir film “Dört Dörtlük Buluşma”. Ne filmin ismini aldığı kahramanlarımızın buluşması dört dörtlük ne de doğal olarak film… O zaman geçelim…