FREKANS (CELL)
Frekans filminin yönetmen koltuğuna 1968 New York/ABD doğumlu ”Giriş Kapısı(2004), Şapşal Hayatım(2007) ve Paranormal Aktivite 2 (2010) filmlerinden tanıdığımız Tod Williams oturmuş. Filmin orijinal fikri Stephen King’e ait. Senaryoyu ise Adam Alleca ile birlikte yazmışlar. Senaryoda Stephen King’i, başrollerde de John Cusack ve Samuel L. Jackson ismini görünce ”-ooo bu film süperdir” diye düşündüm. Cep telefonlarından frekans yayarak insanları etkileme fikri ilginç bir fikir! Aslında Frekans’ın açılış sahnesi de çok iyi başlıyor ama daha sonra bilinen sularda yol almaya başlayınca sıradan, yavan tempoda ilerleyen ve sonu seyirciyi tatmin etmeyecek basit bir filme dönüşüveriyor.
Filmin hikayesi kısaca şöyle: Kariyerinin zirvesinde olan ünlü çizgi roman yazarı Clay (John Cusack), para getirecek önemli bir toplantı dönüşü hava alanında karısı ve oğlu ile konuşurken telefonunun şarjı biter. Tam o sırada cep telefonu ile konuşan herkes delirmiş gibi birbirlerine saldırmaya başlar. Telefonunun şarjının bitmesi sayesinde delirmekten kurtulup hayatta kalan Clay, olan biteni anlamaya çalışırken bulunduğu alana uçağın düşmesiyle kendisini zor bela metro istasyonuna atar. Burada yolları tramvay sürücüsü Tom (Samuel L. Jackson) ve o kargaşada annesini ölümüne neden olan Alice ile karşılaşır. Clay, Tom ve Alice olayların nedenini araştırmak ve Clay’in oğlunu bulmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar..
İnsanların zombiye dönüştüğü filmler sıklıkla yapılmaya başlayınca tadı kaçıyor haliyle. Keşke, iyi başlayan hikayede zombi olayana girilmeyip akıllı cep telefonları üzerinden daha ”akılcı” sularda yürümeye çalışılsaydı daha farklı bir seyirlik olurdu. Ne zamanki senarist zombi olayına girdi, filmde benim için o an bitti:) Özellikle günümüz gençliğinin telefon bağımlılığı üst seviyede. Neredeyse 5 yaşında ki çocukların bile eline cep telefonu veriliyor. İnsanlar yolda yürürken, araç kullanırken, toplu taşıma araçlarına binerken ve seyahat ederken sürekli telefonları ile oynuyorlar. Umarım bu tehlikeli bağımlılık, daha vahim olaylara vesile olup, insanlığın geleceğini etkileyecek sonuçlar yaratmaz. Bu konu ile ilgili zombi olayına girilmeden eğitici filmler yapılıp insanlar bilinçlendirilirse daha iyi olur kanaatindeyim.
Filmin oyunculukları ise bana göre vasat. John Cusack, yaşlandıkça olgunlaşacağına iyice çatan düşmeye başladı. Samuel L. Jackson ise her sene 2-3 tane film çekmeye başlayınca bu durum oyunculuğuna da yansımış. Bu hafta Tarzan ve Frekans ile boy gösteren Samuel, her iki filmde de yetersiz bir performans sergilemiş. Eski dost Stacy Keach’i filmde kısa bir rolde de olsa görmek güzeldi.
Sözün özü: İyi başlayan, zombi olayına girmesine rağmen idare eder şekilde ilerleyen, yetersiz ve ne olduğu anlaşılamayan saçma sapan bir finalle biten film seyirciyi mutlu etmeyecektir. İyi seyirler.