Gece Hayvanları filminin yönetmen koltuğuna 1961 Teksas/ABD doğumlu ”Tek Başına Bir Adam(2009)” ile tanıdığımız, Tom Ford oturmuş. Film, Austin Wright’in 1993 yılında yazdığı ”Tony ve Susan” romanından yönetmen Tom Ford tarafından sinemaya uyarlanmış. İlk filminde, konuya ve kamerasına hakimiyette sıkıntı yaşayan Tom Ford, bu filminde bana göre sıkıntılarından biraz olsun arınmış gibiydi. Ama yinede, aşağıda belirteceğim nedenden dolayı istediği seviyeyi tutturamıyor ne yazık ki!
Öncelikle belirtmeliyim, filmin oldukça iyi bir oyuncu kadrosu var. Senaryo da fena değil ancak, kurgunun iyi yapılamaması filmin monotonlaşmasına neden olup akıcılığı baltalamış. Açılış jeneriğinde, kilolu ve yaşlı kadınların buruş buruş olmuş, sarkmış uzuvları ile anadan doğma bir şekilde müzik eşliğinde yapılan dans gösterileri, erkeklik nefsini köreltip tiksinmeye yol açarken alt metinde insanoğlunun cinsellikte sınır tanımayan hırsı ve yaşamın acımasızlığı vurgulanıp midenize sıkı bir sağ kroşe indiriyor.
Yaşadığımız dünyada gece hayvanlarının dışında her kesimden gündüz hayvanları da var. Bu cehaletten kaynaklanan mı yoksa içten gelen bir hayvani dürtü mü? Vicdan ve merhamet adı verilen duygu, kalplerden nasıl silinebiliyor? Bu hayvanlar sayesinde bir aile veya bireysel yaşamlar yok olurken onlar ne düşünüyor? İşte bu filmde, yukarıda ki sorulara cevap bulunmaya çalışılırken olayın kahramanlarının, yaşamlarının akışını değiştiren hataları, birbirlerinin arkasından çevirdikleri dolaplar ve ihanetler de gözler önüne seriliyor.
Gece Hayvanları, gerilim filmlerini seven izleyicileri çok tatmin etmese de sürpriz sonu ile izleyicisini şaşırtıp, intikam işte böyle alınır dedirtebilir. İntikam duygusu, ihanetler ve aldatmaların hikaye edildiği duygusal gerilim türündeki filmin kamerası ve tablo gibi görüntüleri de gayet iyiydi. Jake Gyllenhaal ve Amy Adams’ın performansları tadındaydı. Yardımcı oyuncu Michael Shannon’un Oscar’a göz kırpan oyunculuğu ise üst düzeydeydi.
Filmin konusu: Susan Morrow(Amy Adams) 19 yıl önce yazar eşi Edward Sheffield’ı(Jake Gyllenhaal) terk edip Doktor Hutton Morrow(Armie Hammer) ile evlenmiştir. Ancak mutlu değildir. Birgün, eski eşi yazdığı romanının taslağını, yayınlanmadan önce okuyup fikir vermesi için Susan’a gönderir. Önceleri soğuk baktığı kitabı, eşi iş seyahatindeyken sıkıldığı bir anda okumaya başlar ve bir daha elinden bırakamaz. Kitabın kahramanı Tony ve ailesinin yaşadıkları korkunç olaylar Susan’ın geçmişini hatırlamasına ve geleceğini şekillendirmesine yol açar. Ancak; kendisini acı bir sürpriz beklemektedir…
Sözün Özü: İzlerken birilerinden nefret etmemizi sağlayan, intikam duygumuzu körükleyen, ihaneti onaylamayan, aldatılmanın acısını hissettiren ve ilişkilerimizi sorgulatan film haftanın en ilginç yapımı. Gerilim sevenlerin ilgisini çekebilir. İyi seyirler.
