Harold Fry’ın Beklenmedik Yolculuğu / The Unlikely Pilgrimage Of Harold Fry
Ya-şa-ya-cak-sın !
Aralara serpiştirilmiş esprilerle seyircinin rahatlamasına imkan veren, sıcak, insan ilişkilerini sorgulayan, zaman ilerledikçe herkesin yaşlanacağını söyleyen, size insan olduğunuzu hatırlatan, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı öne çıkaran bu duygusal filmi kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
Suçluluk ve vefa
Rachel Joyce‘ın 2012 yılında yayınladığı romandan sinemaya uyarlanan ve Hettie MacDonald‘ın yönettiği İngiltere yapımı bir yol filmi bu hafta vizyona giriyor. Bu yol filminin kahramanı afişinden de anlaşılacağı üzere 80 yaşını devirmiş Harold Fry (Jim Broadbent) isminde bir beyefendi. Harold’a Queenie (Linda Bassett) isminde eski bir bayan iş arkadaşından mektup gelir. Kanser olduğunu öğrendiği arkadaşına zorlanarak cevap yazan Harold, mektubu postaya vermek için dışarı çıkar ama bir türlü o mektubu postalayamaz.
Bir markette ki Getty (Nina Singh) isimli genç kızın motive edici yönlendirmesi ile Güney Devon’dan arkadaşının yattığı Berwick-upon-Tweed’e kadar yürümeye karar verir. 800 km mesafesi olan bu yolculuk da değişik isimlerle sıcak ve duygusal dostluklar kurar. Tüm ülke ondan bahsetmeye başlar ve yüzlerce aktivits peşine takılır. Peki, gideceği yere neden otobusle değilde yürüyerek gidiyor? diye sorabilirsiniz. onun cevabını da ilerleyen sahnelerde öğreneceksiniz.
Bir bira üretim fabrikasında yönetecilk yapıp emekli olduktan sonra eşi Maureen (Penelope Wilton) ile tek düze yaşama saplanıp kalmış kahramanımız, yürüyerek yapılan bu yolculuk da geçmişte yaşadığı sorunlarla yüzleşirken edindiği dostluklarla sorunlu ve sorunsuz insanları yeniden keşfediyor. Kanser hastası olan arkadaşına haritası, pusulası olmadan tamamen doğaçlama yüreyerek ulaşmak için yol yürüyüşünde çeşitli zorluklarla karşılaşan Harold, ayakları yara bere içinde kalsada yol arkadaşlarının motivesi ile asla geri vites yapmıyor. ”Öl-me-ye-cek-sin” kelimesini marş haline getirip söyleyerek adımlarını atan Harold’ın su toplayan ayaklarını, İngiltere’de temizlikçi göçmen olarak yaşayan Slovak doktor Martina (Monika Gossmann) tedavi ediyor, ona yiyecek, içecek, yatacak yer temin edip yırtılan ayakkabısını tamir ediyor.
Tv yapımcılarının ve habercilerin peşine düşmesi, yolda ona eşlik eden arkadaşlarının yaşamlarını irdelemeye başlaması Harold’ın tökezlemesine yol açıyor. Anlatılan hikayenin, işlerin aşırı derecede renkli, cıvıl cıvıl olmasını engelleyen daha karanlık bir yönü var. Harold’ın inatçı dirençliliği filmi yönlendiren dramatik bir motor ama yönetmen Broadbent, Harold’ın karakterinin ve geçmişinin daha az çekici yanlarını da aktarırken eşi Maureen’i devreye sokarak anlattığı hikayenin genel ruh halini dengelemek için zamanda geri dönüşlerle yavaş yavaş ortaya çıkan öfke, acı ve hayal kırıklığı notları sunuyor. Örneğin; Harold ve Maureen çiftinin çok gergin bir yaşam süren oğuları David’in (Earl Cave) kendilerine yabancılaşmasının nedenleri irdeleniyor satır aralarında.
Harold Fry’ın Beklenmedik Yolculuğu, yürüyen biriyle ilgili çekilen bir filmin yaya olması gerekmediğini gösterirken, DH Lawrence‘ın “arka bahçeden büyük olmayan bir ada” dediği yerde bir yol filmi çekemeyeceğiniz fikrini de çürütüyor. İngiliz sineması, Amerikan filmlerinin sunduğu beyaz perde manzaralarına yetişemeyebilir ancak Macdonald ve görüntü yönetmeni Kate McCullough, İngiliz kırsalının daha az çarpıcı olamayacağını aksine görülmeye değer yerler olduğunu gösteriyor. Harold’ın yolculuğunda, manzara hakkında neredeyse efsanevi ve mistik bir yerlerin ipuçları var. Harold’ın güneş benekli güzel bir manzaraya tek başına bakarken kendi kendine söylediği gibi, ”Kim bilir?”
Filmin senaryosunu, kurgusunu, müziklerini ve oyunculuklarını beğendim. Harold Fry’i canlandıran Jim Broadbent çok iyi, rolüne cuk oturmuş. Aralara serpiştirilmiş esprilerle seyircinin rahatlamasına imkan veren sıcak, insan ilişkilerini sorgulayan, zaman ilerledikçe hepimizin yaşlanacağını söyleyen, size insan olduğunuzu hatırlatan, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı öne çıkaran bu duygusal filmi kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
Yönetmen : Hettie MacDonald
Senaryo : Rachel Joyce
Görüntü Yönetmeni : Kate McCullough
Müzik : Ilan Eshkeri
Oyuncular : Jim Broadbent, Penelope Wilton, Linda Bassett, Earl Cave, Joseph Mydell
İngiltere / Dram / 108 Dk.