Hayali Arkadaşlar / İf
KEŞKE ‘EĞER’ OLSAYDI…
‘Hayali arkadaşlar’ ailecek görülebilecek ve hoşça vakit geçirilebilecek fantastik bir film. Her ne kadar hikayenin anlatımında kullanılan yollar ‘çakıllı’ olsa da en azından niyet iyi yerde!
Yönetmen ve senarist John Krasinski yeni filminin Türkçe isminin ‘Hayali arkadaşlar’ olarak çevrilmesi nedeniyle dava açsa yeridir! Muhtemelen çocuk yaştaki seyircileri ve ailelerini sinema salonlarına çekmek için uygun bulunmuş bir isim ama filmin orijinal adı ‘Eğer’in (İf) derinliğinin ve ağırlığının yanına bile yaklaşamıyor.
‘İf’ kuşkusuz genel hatlarıyla bir çocuk filmi izlenimi veriyor ve özellikle hikayedeki hayali karakterler onların seveceği türden oysa bizce yönetmen sadece sevimli yaratıklar sıralamak istememiş aynı zamanda çocuk kalmak, büyüme(me)k, sevdiği bir kişiden kopamamak, güvenli ‘liman’ olarak bir dünyaya sığınmak gibi konuları da eşelemek istemiş. Bunu ne kadar başardığı ve devam ettirebildiği tartışılır ancak asıl amaç bu gibi duruyor.
Hikayeye bakacak olursak : Bea, annesi ve babasıyla adeta ‘rüya’ gibi bir hayat yaşarken, amansız bir hastalık annesini onlardan koparmıştır ve hasta olan babası da hastanede ameliyat geçirecektir. Artık 12 yaşına gelmiş olan Bea, babasını hastanede ziyaret ederken büyük annesinin evinde kalır. Bu sırada komşuları Cal ve ‘hayali’ iki arkadaşıyla tanışır. Bu, onun hayatını ve hayata bakışını değiştirecektir.
HİKAYELER ÖNEMLİDİR!
‘İf’in ilk kusuru şurada yatıyor: yönetmen Krasinski daha en baştan hikayelerin önemli olduğunu söylüyor. Hatta açılış sekansındaki mutlu ailenin en büyük eğlencelerinden birinin Bea’ya okunan ve anlatılan hikayeler olduğunu anlıyoruz. Ancak yönetmen bu önemin ne ‘nedenini’ ne de ‘nasılını’ tam olarak açıklamıyor.
İşin ilginç tarafı, ‘İf’ hayali arkadaşlar üzerine bir film görüntüsü verirken aynı zamanda da ölmüş ve ölmekte olan anne babalar üzerine bir film. Artık 12 yaşına gelen ve mutlu çocukluğunu gerisinde bıraktığının farkında olan Bea, bu durumla baş etmek için bir kez daha çocuksu bir dünya kurma ve gerçekten ‘kaçış’ yollarını seçmeyi deniyor. Bu geçici çözüm belli bir sonuç verince hikaye iyice fantastik kıvama geliyor ve Bea’nın, yeni arkadaşları Cal, Blue ve Blossom’la birlikte adeta bir hayali arkadaş ‘çöpçatanlığı’ işine giriştiğini görüyoruz. Çocuklara uygun hayali bir arkadaş bulma amacıyla girişilen bu işin ya diğer çocukların hayal gücü eksikliğinden ya da başka sebeplerden sekteye uğradığı oluyor. Ama çete asla pes etmiyor!
Hikayenin bu ‘uçuk’ yapısı filmin asıl ismi ‘Eğer’li sorulara da açık bir kapı bırakıyor ama bunlar asla tam bir cevap bulamıyor: ‘Hayali arkadaşları kimler görebilir?’. ‘Neden Bea’nın büyük annesi onun bütün gününü Coney İsland’da (Bea’nın yeni ‘işi’ için kaçtığı yer) geçirmesini asla sorgulamıyor?’. ‘Bea’nın babası aslında bir ruh sağlığı hastanesinde mi?’. ‘Bu olaylar gerçekten yaşanıyor nu?’… Bütün bu sorular yerlerini bulamadan adeta ‘havada uçuşuyor!
USTA İŞİ BİR SANAT VE GÖRÜNTÜ YÖNETMENLİĞİ!
Bu cevap bul(a)mayan sorular hikayenin hızını kesmese de senaryoda bir bütünlük sorunu yaratıyor. Birçok sekans, biraz rastgele bir şekilde birbirine bağlanmış gibi duruyor, anlatımda bir yapaylık ve zorlama duygusu eksik olmuyor.
Ancak bunun yanında filmin teknik başarısının da hakkını vermemiz gerekir : deneyimli sanat yönetmeni Christopher J. Morris’in kurduğu ‘vintage’ kokulu büyülü dünya ve mekanlar gerçekten üstün bir çalışmanın eseri. Aynı şekilde filmin görüntü yönetmenliği koltuğunda (bir süredir Spielberg’in vaz geçemediği) Janusz Kaminski gibi bir ‘üstat’ oturuyor. Yakaladığı kadrajlar ve kamera açıları yine filmin estetik dokusuna ciddi bir katkı yapıyor.
Her ne kadar çocuk seyircileri altyazı açısından biraz zorlayacak da olsa, filmdeki ‘hayali arkadaşları’ (bu sefer nihayet!) orijinal seslendirilmeleriyle işitebilmemiz ise bizi sevindirdi. Brad Pitt’ten Emily Blunt’a kadar giden yaklaşık iki düzine ünlü ‘ses’ doğal olarak hikayeye çok hoş bir hava katıyorlar.
Sonuçta ‘Hayali arkadaşlar’ ailecek görülebilecek ve hoşça vakit geçirilebilecek fantastik bir film. Her ne kadar hikayenin anlatımında kullanılan yollar ‘çakıllı’ olsa da en azından niyet iyi yerde!
Yönetmen / Senaryo : John Krasinski
Görüntü Yönetmeni : Janusz Kaminski
Müzik : Randy Newman
Oyuncular : Ryan Reynolds, John Krasinski, Sam Rockwell, Awkwafina, Cailey Fleming, Steve Carell, Phoebe Waller-Bridge, Maya Rudolph, Christopher Meloni
İngiltere / Komedi-Aile-Dram / 110 Dk.