Belgeselci Eylem Kaftan’ın ilk kurmaca filmi
Eylem Kaftan Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümünden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi’nde ve Kanada York Üniversitesi’nde Sinema ve TV yüksek lisansı yapmış. Önce Kanada’da, 2006’dan beri de Türkiye’de TRT ve Al Jazeera Network’de yazar, yönetmen ve yapımcı olarak belgeseller ve programlar hazırlamış, Bilgi Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi’nde sinema ve proje geliştirme dersleri vermiş.
İlk uzun metrajlı kurmaca filmi “Kovan” (2018), annesinin ölüm döşeğinde olduğu haberiyle yıllar sonra Almanya’dan Türkiye’ye dönen Ayşe adlı genç bir kadının hikâyesine odaklanır.
Filmin basın bültenindeki tanıtımı şöyle: “Sisli çam ormanlarıyla kuşatılmış, adeta varlığı bile unutulmuş bir sınır kasabası… Almanya’da işleri bir türlü istediği gibi gitmeyen Ayşe annesinin ağır hastalandığı haberini almasıyla soluğu anayurdu Artvin’de alır. Annesi ölmeden önce Ayşe’ye son isteği olarak, ona da kendi annesinden yadigâr arılığı emanet eder. Bir zamanlar dillere destan bir bal çıkaran arılık kalan son birkaç kovanla yok olmanın eşiğine gelmiştir. Ayşe başta karşı çıksa da, gönlü annesinin son isteğini reddetmeye izin vermez. Tuttuğunu koparan mizacıyla, çocukluğunun masalsı balını bir dünya markasına çevirme hayalini kısa sürede yaşam amacı haline getirir. Ancak Ayşe’nin hayalini hiç beklenmedik bir misafir bozacak, Ayşe’yi kaçınılmaz bir sürece sokacaktır.”
Sadece basın bülteninde sözü geçen Almanya’daki hayatından memnun olmayışı, kanımca Berlin’den Artvin’e gelen bu annesine tepkili, eğitimli ve şehirli kadının geri döneceğine, nesillerdir ailesine ait olan arılıktaki kovanlara sahip çıkmaya karar vermesini inandırıcı kılmak için belirtiliyor. Her neyse, en büyük korkusunun arılar olduğunu söylemesine rağmen Ayşe Artvin’de, şık mı şık, “hate couture” bir arıcı giysisi kuşanarak arıcılığa başlıyor. Filmde karakterlerin her dediğini ciddiye almamak gerekiyor; örneğin filmin başında arılardan ölesiye korktuğunu söyleyen Ayşe daha sonrasında çocukluğunun arılarla geçtiğini ve arıları iyi tanıdığını iddia edebiliyor. Ayşe’nin beklendiği gibi doğa ile büyük bir mücadeleye girişmesi ve giderek bir değişim ve dönüşüm yaşayarak doğa ile tamamen uyum sağlaması olabilecek en öngörülebilir ve en klişe bir anlatımla aktarılıyor.
Yapay ve inandırıcılıktan uzak olay dizileri ve aynı yapaylıkta diyaloglar, aslında çok daha başarılı performanslarını izlemiş olduğumuz oyuncuları orta karar bile ulaşamayan oyunculukları yurtdışından gelerek kökenlerine dönen bir kadının doğa ile ve kişisel sorunlarıyla barışma öyküsünü aktarmaktan çok uzak kalıyor.
Filmin kurmaca öyküsünün paralelinde gelişen, Artvin yöresi, dünyanın nadide ballarından Doğu Karadeniz’in kestane balı ve Kafkas arısı ile ilgili belgesele daha yakın olan bölümler ise, belgeselden gelen bir yönetmene yakışmayacak dağınıklıkta gelişiyor. Kafkas oyunlarından, Artvin köylülerine, orada burada dolanan bir/ veya birkaç Kafkas ayısına, Artvin’in vahşi doğasını manzaralarına, öykü ile ilgisiz folklorik öğelerin arıcılıkla ilgili bölümlere katılması hem filmin sarkmasına sebep oluyor hem de kurmaca ile belgesel öğelerin iç içe geçirilemeyişi filmin tüm yapaylığını daha da arttırıyor.
Meryem Uzerli’nin fazla güzel olmasının da bir tür “miscasting” olduğunu, film boyunca aşırı dekoratif görünümünün en azından yetersiz oyunculuklar kadar yapaylık izlenimini katladığını da düşünüyorum.
Sonuç olarak “Kovan” özenli görüntü yönetmenliğinin dışında hiçbir iz bırakmayan acemice yapılmış bir ilk film. Arıcılık konusunu işlediği için ilginç bulanlara, bununla vakit harcamayıp Tamara Kotevska ile Ljubo Stefanov’un olağanüstü belgeseli “Honeyland / Bal Ülkesi”ni izlemelerini öneririm.
Tabii ki bunlar benim kişisel görüşlerim. Son karar her zaman olduğu gibi siz izleyicilerin.
Hepinize sağlıklı seyirler dilerim.
Yönetmen : Eylem Kaftan
Görüntü Yönetmeni : Serdar Ünlütürk
Oyuncular : Meryem Uzerli, Feyyaz Duman, Hakan Karsak, Burcu Salihoğlu, Şennur Nogaylar
Türkiye / Dram / 93 Dk.