Ölümsüz / The Crow

Ölümsüz Aşklar Adına

Bir intikam hikâyesini aşkla ve şiddetle harmanlayan “The Crow : Ölümsüz” yapımın ilk versiyonunun etkisinin biraz gerisinde kalsa da, yine de öykünün o gotik, depresif ve karanlık havasını vermede sınıfı geçtiğini belirtebiliriz. Filmin karanlık, kasvetli atmosferine yapımın çekim mekânları olan Prag ve Münih sokakları da eklenince filmin ruhu da az çok yerini buluyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

90’lı yılların ruhuna uygun kült filmlerinden 1994 yapımı “The Crow”, döneminde ülkemizde de yoğun ilgi görmüştü. Özellikle çizgi roman havasında ve fedakârlığa dayanan bir aşk teması ile konu belirlendiği için yapımın ilgi çekmesi çok da şaşırtıcı olmamıştı. Film, sadece ilgiye şayan olmasıyla kendisinden söz ettirmemişti. Bir de trajik bir olayla anılır olmuştu. Yapımın başkarakteri olan Eric’i canlandıran ve dövüş filmleri ustası Bruce Lee’nin oğlu da olan Brandon Lee, filmin çekimlerinin bitmesine yalnızca sekiz gün kala çekim esnasında yanlışlıkla doldurulmuş bir silah ile hayatını kaybetmişti. Üstelik Lee, henüz iki haftalık evliydi ve sadece 28 yaşındaydı.

Bu hafta vizyona giren “The Crow : Ölümsüz” işte bu filmin yeniden çevrimi. Sinemaseverlerin bileceği üzere yapım ünlü çizgi roman yazarı James O’Barr’ın aynı adlı eserinden uyarlanma. Ve bu kez kamera arkasında Londra doğumlu yönetmen Rubert Sanders bulunmakta. Zach Baylin’in senaryosundan uyarlanma filmin konusuna gelirsek, bir sağlık merkezinde tedavi sırasında tanışan Eric (Bill Skarsgard) ve Shelly (FKA Twigs) arasında büyük bir aşk filizlenir. Ancak filmin başında belirtildiği üzere Shelly bir çetenin özellikli bilgisine sahip olması nedeni ile bu kişilerin takibi altındadır. Sevgililer beraber kaçtıkları esnada yakalanırlar ve ardından öldürülürler. Mitolojideki karanlıklar ülkesinde olduğu üzere kargalarla dolu bir yerde gizemli güçler tarafından Eric hayata döndürülür. Henüz sevdiği kızın neden öldürüldüğünü bilmeyen Eric, intikam peşinde koşarken aynı zamanda sevgilisi Shelly’e ait yeni bilgiler de edinir. Ve sonrasında kanlı bir takip ve bir fedakârlık örneği ile son bulur hikâyemiz.

DİKKAT : YOĞUN ŞİDDET VAR !

The Crow: Ölümsüz” filmini diğer gizil güç temalı yapımlardan ayıran özelliğini bence biçiminin oldukça şiddet içermesine karşın günün sonunda meseleyi bir aşk ve özlem bağlamına oturtmasında görmeli. Başta da belirttiğim gibi yapımın ilk halkası olan 90’lardaki “The Crow” o dönemin pop şarkılarına da yansıyan, bizdeki arabesk duyguların bir başka biçimi olan sevgi için her bedeli ödeme ve ödetme ruhuna uygun bir yapımdı. Dolayısıyla yeni versiyonu da özellikle ilk yarısında iki sevgilinin bu duygularını seyirciye verdirtmekte oldukça bonkör davranıyor. Ancak yapımın ikinci yarısı tam bir şiddet gösterisine dönüşüyor. Hatta diyebilirim ki son aylarda zorlanarak izlediğim en ileri seviyedeki şiddet barındıran yapım oldu. Zaten film bu şiddet sahneleri nedeni ile +18 kapsamında.

Finalin son kısımlarındaki opera sahnesinin kanlı görüntülerle eş zamanlı verilmesi, müziklerin tonu yükselince şiddetin dozajının ve kan akışının da artması, opera oyuncularının selam faslında bir anda Eric’in insan başlarını sahneye atarak bir bakıma sevgilisinin intikamını aldığını ilan etmesi, zorlanarak ve gözümüzü kapatarak izlesek de filmin en akılda kalır sahneleri olacaktır muhakkak.

GOTİK HAVA, KARANLIK VE DEPRESİF ATMOSFER

Oyunculuklarda Eric’i canlandıran oyuncu Stellan Skarsgard’ın oğlu, İsveçli Bill Skarsgard oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Vücudunun çoğu yüzeyi dövmeli olan, yüz hatlarını gotik sahnelere iyi uyarma becerisi ile oyunculuğun hakkını veriyor. Ona eşlik eden Shelly rolündeki FKA Twigs ise, 1988 doğumlu İngiliz şarkıcı ve söz yazarı. Zaten filmde de Shelly kendisini eski bir müzisyen olarak tanıtıyordu. Filmin başarılı yönlerinden birisi de kuşkusuz ki filmin geneline yayılan müzikleri. Total Depravity, Meaning gibi gruplarca çalınan hareketli parçalar filmin temposunu yükseltiyor. Filmin opera sanatı ile ilgisi de finalin son kısımlarındaki sahnelerde yoğunluklu olarak hissediliyor. Filmin kusurlarına gelirsek, bu en başta konusunun çizgi film kalıbına uygun olarak oldukça gerçeküstü olmasından kaynaklanıyor. Bir süre sonra mantığı devre dışı bıraksak da yine de bu kadar da olmaz dedirten o denli sahne var ki. Ve filmin başında müzisyen adayı olarak tehlikeli Vincent’in Roeg (Danny Huston) yanına giden genç kızın bir görünüp sonrasında finalde ortaya çıkması ve yapımın temeline katkı sunmaması da senaryosunun öykünün biraz gerisinde kaldığını gösteriyor.

Bir intikam hikâyesini aşkla ve şiddetle harmanlayan “The Crow : Ölümsüz” yapımın ilk versiyonunun etkisinin biraz gerisinde kalsa da, yine de öykünün o gotik, depresif ve karanlık havasını vermede sınıfı geçtiğini belirtebiliriz. Filmin karanlık, kasvetli atmosferine yapımın çekim mekânları olan Prag ve Münih sokakları da eklenince filmin ruhu da az çok yerini buluyor. “The Crow: Ölümsüz” bu hafta itibariyle sinema salonlarında…

Yönetmen : Rupert Sandes

Senaryo : Zach Baylin

Görüntü Yönetmeni : Steve Annis

Müzik : Volker Bertelmann

Oyuncular : Bill Skarsgård, FKA Twigs, Danny Huston, Laura Birn, Jordan Bolger, Sami Bouajila, İsabella Wai, David Bowles, Jim High, Dukagjin Podrimaj, Paul A Maynard, Kim Girschner, Sebastian Orozco

ABD / Korku-Gerilim-Fantastik-Dedektiflik / 110 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz