39. İstanbul Film Festivali’nin 12-26 Haziran tarihleri arasında çevrimiçi gösterilerini içeren yeni serisi, neredeyse tamamı dramatik filmlerden oluşan birinci seriyle karşıt olarak “Antidepresan” bölümüne yakışır “Parlak Günlerim / Mes jours de gloire” ile başladı.

“Antidepresan”, Festivalin eğlenceli, hoş ama katiyen boş olamayan, güldürü ile eleştirel bir mizah duygusunu birlikte götürebilen nitelikli komedilerden oluşur. 1990 doğumlu Fransız yazar, yönetmen, oyuncu Antoine de Bary’nin çocukluğunda oyuncu olarak belirli bir ün yakalamış olan Adrien’in 27 yaşına geldiğinde yaşamında her şeyin ters gitmeye başladığı döneme odaklanan Venedik Film Festivali’nde prömiyerini yapan ilk uzun metrajı, “Parlak Günlerim” de bu tür bir çalışma.

Başarmanın şart olduğu günümüz dünyasına uyum sağlamakta ve toplumun kendisinden beklediği güçlü erkek imajını yansıtmakta zorlanan, aşırı korunaklı yetiştirilmiş duygusal mizaçlı Adrien, otuzuna merdiven dayamış olmasına karşın, çocuksu davranışıyla, yaşça büyümüş sorumsuz bir Peter Pan gibi davranır. Yıllardır yeni bir rol kapamayan, aşk hayatı hemen hiç olmayan, ödenmemiş borçları yüzünden kredi kartı kapatılarak evine el konan, Adrien, parası ve kalacak yeri olmadığı için ailesinin yanına sığınır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, duygusal, yaşamsal ve mesleki şüphelerinin bir psiko somatik yansıması olarak sertleşme sorunu da ortaya çıkar.

Bu arada, tesadüfen tanıştığı bir kızla birbirlerinden hoşlanmalarının bir aşk ilişkisi olasılığına dönüşürken, yeni çevrilecek bir filmde Général De Gaule’ün gençliğini canlandırma ihtimali genç adamın kaderini bile değiştirecek gibidir. Antoine de Bary, Adrien’in yolculuğunun aksiliklerle dolu acı tatlı serüvenini, tatlı bir mizah duygusuyla yansıtırken, müthiş rekabetçi bir toplumun zorlamasıyla kesin olmayan bir başarının peşinde koşmaya zorlana genç kuşağın yenilmemek nasıl sınırlarını zorladığını da ele alır. Beceri sınırlarını sorunlara karşın, başarabilmek için tüm mesleki ve kişisel dünyasını yalanla örmek zorunda kalan bir insanın kusurlarını çözmeye çalışırken, açıkça yardım istemeyi beceremeyişini de zarafetle aktarır.

Film bir yerden sonra incelikle, eğlenceli mizahından derin bir melankoliye kayarak, karakterinin tıkanıklıklarını, dalga geçmeden, ciddiyetle anlamaya çalışır. Çünkü Adrien’in gerçeklerle yüzleşmek yerine her şeyi şakaya vurup geçiştirmeyi tercih etmesi, bir umarsızlık göstergesi değil, çok ciddi bir rahatsızlığın, hayatta bir amacı olmayışının acısını örtme çabasıdır. Ve bu olgunlaşamayan genç adam, ağlamaya başlamak korkusuyla her şeye sorumsuz, kimi zaman alaycı bir gülümsemeyle dudak bükmektedir. Ve yaşına hiç uymayan iktidarsızlığı, belki de aynen Peter Pan gibi bilinçaltında yatan büyüyememe, hep çocuk kalma arzusunun dışa vurmasıdır.

Hakiki dünyaya adım atmanın heyecan ve kaygılarını ele alan bu son derece ciddi güldürüyü Antoine de Bary, Adrien’in sorunlarını ustaca ortaya çıkaran yan rollerde çok başarılı bir takım oyunculuğuyla aktarıyor. Ancak filmin bütün yükünü, başkarakteri canlandıran ve her karesinde görünen Vincent Lacoste taşıyor. 1993 Paris doğumlu bu genç oyuncuyu ben Christophe Honoré’nin 2018’de yazıp yönettiği “Plaire, aimer et courir vite” ile keşfetmiş, hem bu filmde hem aynı yazar yönetmenin 2018’da vizyona giren “Chambre 212”de çok başarılı bulmuştum.

Antoine de Bary belli ki Adrien’i, üç yıl önce çektiği ve bir bakıma “Parlak Günlerim”in ön eskizi sayılabilecek kısa filmi “L’enfance d’un chef “in de başrolünü üstlenmiş olan Vincen Lacoste için yazmış.

Lacoste filmin aldığı viraja ustaca uyum sağlayarak, çok keyifli, her anı izleyiciyi sımsıcak bir gülümsemeyle sürükleyen komediden, şakaymış gibi daldığı depresyonun bütün mekanizmasına geçiyor ve depresyonunu hem yaşıyor hem seyirciye yaşatıyor. Geleceğin çok önemli bir oyuncusunu haberleyen çok etkileyici bir performans.

Sonuç olarak, “büyüyememe” sancılarını ve endişesini dokunaklı bir mizahla, bıyık altından güldüren tatlı bir melankoliyle anlatan “Parlak Günlerim”, komedi denen zorlu çabanın altından büyük başarıyla kalkmış, çok iyi yönetilmiş, çok iyi oynanmış bir film. 17 Haziran 21.00’e kadar gösterimde. Biletleri tükendiğinden ayrıca 15-20 Haziran arası ek gösterimleri de var. Mutlaka izleyin derim.

Yazar : Erdoğan Mitrani

Yönetmen : Antoine de Bary

Senaryo : Elias Belkeddar, Antoine de Bary

Görüntü Yönetmeni : Nicolas Loir

Oyuncular : Vincent Lacoste, Emmanuelle Devos, Christopher Lambert, Noée Abita, Damien Chapelle, Marc Fraize, Antoine Poulet, Jochen Hägele, Pierre Maillard, Thomas Blumenthal

Fransa / Komedi / 98 Dk.

ortakoltuk.com

ortakoltuk.com

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz