Sar Başa

Yazar:

20 Ağustos 2019

3798

Sar Başa

Klasik bir…’Youtuber’ filmi…

Bilindiği gibi bir süredir sinemamızda, Youtube sitesinde çok takipçisi olan kişilerin popülaritesinden yararlanarak, iyi bir gişe başarısı kazanmayı hedefleyen filmler çekilmeye başlandı. Özellikle ‘Enes Batur’ filminin kazandığı ticari başarı, kuşkusuz yapımcıları heveslendirdi ve bu filmi, ‘Cumalı Ceber, Oha Diyorum, Kafalar Karışık’ gibi benzer birer ‘Youtube’ fenomeni olan kişileri merkeze koyan yapımlar izledi.

Ancak bizce bu tarz filmleri yaratanların atladıkları bazı noktalar vardı: ilk olarak oyunculuk, dans veya şarkı söylemek gibi özel yetenekleri olmayan bir kişinin youtube yayını, eğlenceli bulunup tabii ki çok takipçi bulabilir ancak bu bir komedi filminin omurgasını kurmak için yeterli değildir! Birkaç dakikalık yayınlarla, özellikle gençleri oyalayan hatta eğlendirebilen bu görüntüler, uzun metrajlı bir filmde kullanılınca doğal olarak film sıkmaya, sahneler sarkmaya başlar ve yavan bir sonuç kaçınılmaz olur. Üstelik saydığımız filmlerden bazıları senaryolarının güçlü olmadığının (eğer varsa!) farkına varıp, güldürmek için bolca küfürlü konuşmalar, avam espriler sunarak, lümpen, düzeysiz, ucuz ve kaba komedi denemesi örnekleri haline dönüştüler.

Bu hafta gösterime giren ‘Sar başa’ filmi ise, hoş bir ufak sürpriz yaparak bu yollara sapmıyor. Film doğal olarak vasatı pek aşamıyor: dekorlar çok sınırlı, hikaye zayıf, yapılan şakalar başarılı değil ve oyunculuklar en iyi ihtimalle orta seviyede seyrediyor. Ancak filmde çok az küfürlü konuşma olması, bütün oyuncuların abartılı oynayarak güldürmeye çalışmayıp biraz ‘düz’ rol kesmeleri ve iyi kötü bir hikaye anlatma çabaları kuşkusuz başarılı ve hatırlanacak olmayan ama oyalayan, sıkılmadan izlenen, seyredebilir bir yapım ortaya çıkarıyor.

Konusunu dört arkadaşın, aralarında en parlak zekalı olanı Üniversite sınavına hazırlarken, olmadık olaylara karışıp, bu arkadaşlarının her şeyi unutmasına yol açmaları ve bunu düzeltmek için aynı günü tekrar canlandırma çabaları diyerek özetleyebileceğimiz film, genelde düz ve sıradan bir şekilde akıyor. Aslında ‘absürd’ olarak adlandırabileceğimiz bir konunun kapısını açan film, bu yolda ilerlemeyip daha çok bu dört kafadarın arkadaşlarına yardım etmeye çalışırken başlarını birçok derde sokmalarına odaklanıyor. Yönetmen hikayeye biraz renk katmak için her karaktere ufak bir hikaye iliştiriyor. Bir tanesinin sevgilisiyle olan sorunlu ilişkisi, bir diğerinin askere gitme korkusu, bir üçüncünün ise eski okulunun müdüründen intikam alma isteği gibi hikayeler asıl senaryoya bir tempo katmıyor, kopuk kopuk önümüze gelen yan hikayeler gibi duruyor. Bütün bu yan hikayelere rağmen film bazen ciddi anlamda sarkıyor, ayak sürüyor ve sıkabiliyor. Yönetmen ve oyuncular ise sanki hikayenin yavaşlamasından hiç rahatsız olmuyorlar, skeç tadında olaylarla bizi eğlendirmeye çalışıyorlar.

Birçok başarılı komedi filminde, seyircileri eğlendiren şey, karakterlerin düştüğü zor durumlardan ziyade bu durumda onların verdiği beklenmedik tepkiler olur. Burada ise karakterlerin bu sekanslarda garip bir tepkisizliği, tutukluğu göze batıyor. Bu dört arkadaş kavgaya da karışsa, hırsızlık yaparken suçüstü de yakalansa hatta hapse bile girse, her defasında sıradan, normal tepkiler veriyorlar.

Oyunculuklarda da doğal olarak özel bir performans yok gibi görünüyor. Bazıları kendini oynuyor, sadece Ali Biçim ve Alparslan Özmol özellikle ‘komik adam’ portresi çizmek için çabalıyor. Ali Biçim fena olmayan bir oyunculuk sergiliyor ve hikayeye tempo katmak her defasında kendisini adeta paralıyor! Karakterine minimum düzeyde bir sempatiklik katarken hiçbir zaman küfürlü konuşmaya ‘sığınmaması’ sevindirici bir durum. Diğer ‘komik adam’ rolünü ise ‘Çocuklar Duymasın’ dizisindeki ‘çaycı’ rolüyle ünlenmiş Alparslan Özmol üstlenmiş ki, biz şahsen bu oyuncuyu hiçbir zaman komik bulmuyoruz!

Sonuç olarak, ‘Sar Başa’ ‘youtuber’ filmlerinin en düzeysiz örneklerinden biri olmaktan kendini uzak tutabilmiş, ancak basit, düz ve sinema salonundan ayrıldığımız anda unutacağımız bir yapım.