2013 Türk yapımı YUNUS EMRE : AŞKIN SESİ, tarihi -dram-biyografi türündeki,90 dakika süreli filmin yönetmen koltuğuna filmin senaryosunu ve yapımcılığını da üstlenen Kürşat Kırbaz oturmuş.Başrolleri ise,Devrim Evin,Bülent Emin Yarar,Ahmet Mekin,Altan Erkekli,Altan Gördüm,Nilay Cafer,Sinan Albayrak ve Suna Selen paylaşmış.Filmin çekimleri,3 yıllık bir sürede 12 ayrı şehirde gerçekleştirilmiş.Filmi,çarşamba günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında yapılan Gala’sında izledim.Filmi izledikten sonra bu kadar uzun zaman diliminde ve 12 ilde filmin gerçekleştirilmiş olmasına şaşırdım doğrusu.Uzun tiratlarla dolu karanlık odalarda çekilen sahneler 30 günde rahat rahat çekilirdi bence.Diğer üzüldüğüm nokta ise,acemi bir yönetmenin elinde heba olan oyuncular olmuş.Sadece,birikimi ve kendi çabası ile ayakta durmaya çalışan bir Bülent Emin Yarar vardı o kadar.
Film,savaş sahnesi ile açılıyor.Bu sahnede tuhaf olan şey,köye baskın yapan haydutların 2 kilometre öteden atın üzerinde kılıçlarını çekip ellerinde sallaya sallaya,bağıra bağıra direnmeye mecali olmayan yoksul köylülerin üzerine gitmesi:) Birde,köyü kılıçtan geçirirken niye yemek kaynayan tencereye tekme atarsın ki:).Diğer sahnelerde de yönetmenimiz,seyirci çalmak için değişik taktiklere başvurmuş.Örneğin,Yunus’un,Hacı Bektaşi Veli’yi ziyaretinde dergahtakilerin sürekli ”zamak” oynamaları,Taptuk Emre dergahında müritlerin sürekli ”hu,hu,hu”diye nefes vererek zikir çekmeleri,durumdan ve ortamdan faydalanma gibi geldi bana.Bir başka sahnede ise,Allah yolunu arayan müritlerin bulunduğu ve sürekli zikir yapılan dergahta Taptuk Emre’nin kızının başı açık,iki dirhem bir çekirdek,salına salına dolaşmasıydı.Kusura bakmayın ama bunlar tuhaf ve acemice geldi bana.Hakeza,oyuncuların kostümleride acemice,yalap şalap seçilmiş eşyalardı.Bu benim yorumum,tabiki en doğru kararı verecek olan seyircidir.
Ancak,Gala’da filmi izlerken sağ yanımdaki beyefendi daha 10.dakikada resmen sesli bir şekilde horul horul uyudu.Solumdaki hanımefendi ve beyefendinin ise film bitene kadar esnemekten çeneleri acıdı.Şöyle bir dönüp arkamdaki ve salondaki diğer izleyicilere göz gezdirdim birde ne göreyim,seyircilerin yarısından çoğunun(başta İstanbul Valisi ve O.Gencebay olmak üzere) gözü kapalıydı.Filmden o kadar çok etkilenmiş olacaklarki ağlamamak için gözlerini sıkıyorlardı o sırada herhalde:))…sözün özü : başta Eskişehir valiliği olmak üzere,filme sponsor olanların parası ile yapılmış olan bir Yunus Emre filmi göz göre göre heba olmuş.yazık,çok yazık.
FİLMİN KONUSU : Yunus emre,aç bir annenin isteği ile yollara düşüp Hacı Bektaşi Veli’ye gider ve kendisinden topladığı Alıç’ların karşılığında Buğday ister.Hacı Bektaşi Veli’nin sürekli nefes mi,Buğday mı?ısrarına rağmen Yunus’un tercihi aç halkını düşünerek Buğday olur.Yarı yolda,avucundan yere dökülen buğdayların çoğaldığını görünce koşarak geri döner ve Hacı Bektaşi Veli’den af diler.Hacı Bektaşi Veli,Yunus’u senin derdinin devası ondadır diyerek Taptuk Emre’ye gönderir.Yunus,Taptuk Emre’nin dergahında pişer ve içindeki Allah aşkını bulmak için dergahtan ayrılıp,yollara düşer.
İYİ SEYİRLER
