SHYAMALAN’IN KREDİSİ TÜKENİYOR

Hindistanda doğup Filadelfiyada büyüyen Night Shyamalan 3. filmi “Altıncı His / The SixthSense” (1999) ile uluslararası şöhreti yakalayınca kendisini Alfred Hitchcock’un yeni nesil varisi ilan edenler oldu. Korku ve gerilim türünde “Köy / The Village” (2004) ve “İşaretler / Signs” (2002) gibi gişe şampiyonu filmler kendisine büyük prestij ve kredi kazandırdı.

Ancak Shyalaman ardından yaptığı kalitesiz fantezi filmleriyle bu krediyi tüketmeye başladı. Son filmi “Zamanda Tutsak / Old” kredi kaybını hızlandıran filmlerinden biri. En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Bu son filminin yumuşak karnı, çıkış noktası ve senaryosunun inandırıcılıktan uzak olması.

FİLMİN YUMUŞAK KARNI SENARYOSU

Shyalaman filmin senaryosunu Pierre Oscar Levy ve Frederik Peeters’in Fransızca yayınlanan grafik roman “Sandcastle”den uyarladı. Aceleye getirilmiş izlenimini veren bu film, korkutucu olmadığı gibi tansiyonu da boşa harcıyor. Filme düzensiz, dağınık, karmaşık, dengesiz ve sinir bozucu sıfatlarının yakıştığını söylemek mümkün.

“En Kötü Yönetmen” ve “En Kötü Senaryo Yazarı” kategorisinde 4 kez Altın Ahududu Ödülü kazanan Night Shyalaman’ın bu yıl “Zamanda Tutsak”” ile bu ödüllere bir beşincisini katması kuvvetle muhtemel. Bir İspanyol eleştirmen filmi şöyle değerlendirmiş: “Şok edici olayların sayısı o kadar çok ki , hiç biri gerçek bir izlenim bırakmıyor. Sonu da beni ikna etmedi.

Her filminin bir sahnesinde gözükmesiyle ünlü Alfred Hitchcock’a özenen Night Shyamalan, kariyerindeki 14 filminin 11’inde kendine küçük bir rol yazdı. “Zamanda Tutsak” filminin açılış sahnesinde yakın plan çekimle ekranı kaplayıp izleyicisine yaptığı monolog ile Shyamalan’ın “özgüven patlaması” yaşadığını görüyoruz. Sonraları filmde tatil köyünün bir çalışanı olarak karşımıza çıkıyor.

Bazı filmlerin konularını spoiler vermeden anlatmak zordur. “Zamanda Tutsak” o filmlerden biri. Filmde lüks bir tatil beldesinin yöneticisinin cennet bir koya yönlendirdiği müşteriler, plajın anlam veremedikleri bir şekilde hızla yaşlanmalarına neden olduğunu keşfederler. Etrafı sarp kayalarla çevrili bu plajda tutsak kaldıklarını anlayan otel sakinleri, garip ve ürkünç olaylar neticesine hayatlarını bir bir kaybederler.

DÜZENSİZ, DAĞINIK, DENGESİZ BİR FİLM

Filmlerinde olağanüstü olaylara yer vermekten hoşlanan Night Shyalaman, “Zamanda Tutsak”ta olduğu gibi, sıklıkla suyu ölüm veya zayıflık belirtisi olarak kullanır. Filmde iyi bir yüzücü olduğunu söyleyip, komşu plajdan yardım getirmek amacıyla suya giren Jiren (Ken Leung) suya yenik düşer, dalgalar boğulmuş cesedini plaja getirir.

Shyalaman’ın karakterleri genellikle olağanüstü koşullara yakalanmış sıradan bireylerdir. Filmin ana kahramanları, evli çift Guy (Gael Garcia Bernal) ve Prisca (Vcky Kreeps) boşanmadan önce son bir aile tatili olarak 2 küçük çocuklarıyla tropikal bir tatil köyüne gelirler. Burnundan kıl aldırmayan, şizofreni ile savaşan cerrah Charles (Rufus Sewell), güzel eşi Chrystal (Abbey Lee), küçük kızı Kara ve yaşlı annesi Agnes, sıkı sıkıya bağlı bir karı-koca, Jarin ve epilepsi hastası psikolog Patricia (Nikki Amuka-Bird), yakışıklı bir rapçi ve göz alıcı sevgilisi plajda bir araya gelirler.

Birbirlerini ilk kez gören bu kadro ,tatil köyü yöneticisinin telkiniyle bu ıssız koyda bir araya gelmiştir. İlk başta herkese cenneti andıran bu plajın insanları hızla yaşlandıran bir gücü olduğu ortaya çıkar. Yaklaşık her 30 dakikada, bir yıl büyüyen iki ailenin çocukları ayak üstü nişanlanmaya karar verirler, Charles’ın kızı Kara hamile kalır. Kara’nın hızla doğum yapmasından sonra, bebeğin kumsalın gizemli etkilerinden ölmesiyle, trajedi serisi başlar. Yaşlı Agnes’in ardından birkaç ölüm gerçekleşir.

Burada Night Shyalaman’ın doğa üstü olaylara gebe filmlerine aşina olanlara spoiler verme gibi bir durum yok. Filmin gizemli atmosferi adeta bir dizi felaketin habercisi. Tropikal tatil köyünün yöneticileri tarafından bazı turistlerin yeni tıbbi ilaçların klinik denemeleri için test denekleri olarak kullanıldıklarını açıklayan ve bir hayli uzun tutulan final bölümü inandırıcı değil.

MANTIK SINIRLARINI ZORLAYAN GERİLİM FİLMİ

Yönetmen bilinen formüllerine başvurarak, izleyiciyi rahatsız etmek için mantıklı- mantıksız tüm silahlarına başvuruyor. Suspens ustası Alfred Hitchcock’un, modern sinemanın gerilim ustası Michael Haneke’nin de izleyiciyi germek, huzursuz etmek, korkutmak için kullandıkları sayısız yöntem vardır. Ancak başvurulan yöntemler mantıkla bağdaşır, izleyicinin kafasındaki sorulara makul sebepli cevaplar getirir.

Night Shyalaman’ın böyle bir kaygısı yok. İncir kabuğunu doldurmayan bir gerekçeye sığınarak yola çıkıp, “Zamanda Tutsak”ta olduğu gibi, mantık sınırlarını zorlayan gerilim trükleriyle, gişedeki başarılarına bir yenisini eklemeyi hedefliyor.

Şubat ayında piyasaya sokulması planlanan “Zamanda Tutsak / Old”un pandemi nedeniyle vizyon tarihi ertelendi; vizyona girmesi Ağustos ayını buldu.

Filmi kötü bulduğum için benimle aynı kanaati paylaşmayan okuyucularım için iki mazeretim var. Birincisi filmi İspanya seyahatimin başında İspanyolca dublajlı olarak izledim. İkincisi arkamda oturan iki Valensiyalı geveze kadının, film boyunca devam eden sohbeti konsantrasyonumu bozdu.

Yazar : VİKTOR APALAÇİ

Yönetmen / Senaryo : M. Night Shyamalan

Görüntü Yönetmeni : Mike Gioulakis

Kurgu : Brett M. Reed

Müzik : Trevor Gureckis

Oyuncular : Gael García Bernal, Vicky Krieps, Rufus Sewell, Ken Leung, Nikki Amuka-Bird, Abbey Lee, Aaron Pierre, Kathleen Chalfant, Alexa Swinton, Nolan River, Kylie Begley, Embeth Davidtz, Eliza Scanlen, Alex Wolff, Emun Elliott, Thomasin McKenzie

ABD / Gerilim / Gizem-Dram / 110 Dk.

ZAMAN’DA TUTSAK FİLMİNE MİSAFİR YAZARIMIZ SARAH COOK’UN YORUMU

BENİ BU FİLM TATMİN ETMEDİ

Bir M. Night Shyamalan filminden çıkanlar tam olarak iki tepki verir: Ya derinden tatmin olmuştur ya da kendini önemli ölçüde aldatılmış hisseder. İlk guruba dahil olanlar için heyecan verici bir hikayedir, harika oyunculuk vardır ve insanların onlarca yıldır hakkında konuştuğu akıllara durgunluk veren bir bükülme kombinasyonu yaşanmıştır. İkinci gurup içinse, tam bir hayal kırıklığı vardır.

Son birkaç yıldır, M. Night Shyamalan için sinema iyi gidiyor. Son filmleri Ziyaret, Parçalanmış, Glass gibi iyi filmlere imza atmış ve en formda zamanlarını yaşamıştır ama bu son film kendisine kıyıya yanaşan bir son yaratabilir.

Başrollerini Vicky Krieps ve Gael Garcia Bernal‘in paylaştığı Old, en iyi, en güzel tatil için bir tatil yerine seyahat eden aile etrafında dönüyor. Başka bir aile ve bir çiftle birlikte özel bir plaja gittiklerinde, orada sıkışıp kaldıklarını ve hızla yaşlandıklarını keşfediyorlar.

Tüm olumlu yönlerine rağmen, Shyamalan‘ın ilginç bir konsepti (Frederik Peeters ve Pierre Oscar Lévy‘nin Sandcastle çizgi romanından ödünç alınmış) ve bazı yaratıcı sinematografisi vardır. Shyamalan, hikayenin daha fazlasını ortaya çıkarmak için farklı perspektifler ve akıcı çekimler kullanarak kamera çalışmasını kendi aracı olarak kullanıyor. Bu, neredeyse bir video oyununda olmak gibidir, burada seyircinin kafasını hareket ettirdiği ve daha fazla ipucu ortaya çıktıkça manzaraya baktığı gibi. Çoğunlukla tek bir yerde geçen bir hikayeyi yakalamanın ilginç ve benzersiz bir yolu, filme farklı bir görsel deneyim sunmasıdır.

Şimdi spoiler vermeden filmin olumsuz yönlerine bakmaya çalışacağım ama bu zor olacak çünkü hayal kırıklığımın bir kısmı buradan geliyor. Hikaye anlatımı hem yavaş hem de hızlı; Filmde şeyler sürekli yaşanıyor ama neden veya nasıl olduğunu bulmaya uğraşmıyoruz? Plajın sizi yaşlandırdığını göstermek için çok fazla zaman harcanıyor. Bu durum ilk birkaç seferden sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Evet, anladık, bu garip kum parçası seni yaşlandırmaya mecbur etti, sen bu durumdan kurtulmak için ne yapacaksın? Kötü diyalog ve senaryo, Abbey Lee ve Rufus Sewell‘in de aralarında bulunduğu bu deneyimli profesyonellerin kendilerini yeni yazarlar gibi hissetmeleri anlamına geliyor. Oyuncular burada gerçekten bocalıyor ve canlandırdıkları karakterlerin derinlikleri yok. Bu yüzden daha duygusal sahnelerde hem hikaye hem de oyuncuları boşa harcanmış.

Senaryo yazılırken, anlatılan karakterlerin gerçekte nasıl etkilendiğini düşünerek zaman harcanıp hikayeye derinlik katılabilseydi temalar ve korku hakkında daha iyi bir iş ortaya çıkabilirdi.

Filmin sonu bana göre, gerçekten çok kötü ve aceleye getirilmiş. Şimdilik yazabileceklerim bu kadar ama beni hayal kırıklığına uğratan detaylar oldukça fazla. Belki de bu benim hatamdır. Eski güzel Shyamalan filmlerini hayal ederek Old‘a gittim ve iyi ya da kötü için farklı bir şey buldum. Belki de bu film daha çok yaşam, etik ve yaşlanma üzerine bir sahil gezisine yoğunlaşmış bir arabulucudur. Belki de film ile iletişimim koptu, anlatılan hikayeyi ben anlayamadım. Tanrım, bu durum beni yaşlı gösteriyor.

Misafir Yazar : Sarah Cook

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz