Rogue One : Bir Star Wars Hikayesi

Rogue One : Bir Star Wars Hikayesi filminin yönetmen koltuğuna 1975 İngiltere doğumlu ”Son:Gün(2005), Factory Farmed(2008), İstila(2010) ve Godzilla(2014)” filmlerinden tanıdığımız Gareth Edwards oturmuş. Bugün tüm Dünya sinemaları ile aynı anda Ülkemizde de vizyona giren ve 200 milyon dolar bütçeye sahip filmde, 1977 Yılında gösterime giren Yıldız Savaşları filminden önce yaşananlar anlatılıyor. Senaryoyu Chris Weitz yazarken yapımcılığı sinema sevenlerin çok yakından tanıdığı George Lucas üstlenmiş.

Önce kısaca özet geçip sonra eleştirilerimizi sıralayalım izninizle. Yıldız gemisinin bilim subayı karısını ve kızını alarak bilinmeyen bir yere kaçar ancak başkan ve adamları tarafından bulunur. Karısı öldürülür ama küçük kızının kaçmasını sağlar. Yıllar sonra küçük kız büyür ve babası ile iletişime geçer. Babası, yıldız gemisinin zayıf yanını ve planların nerede olduğunu kızına söyler. Genç kıza inanan bir grup kahraman, Death Star’ın ”Ölüm Yıldızı” planlarını çalmak için bir araya gelir..

Star Wars serisinin 1977 yılında çekilen ilk Yıldız Savaşları serisine köprü oluşturan bu filmi, büyük bir beklenti ve heyecan içinde günlerdir bekledim. Ancak, yine her zaman ki gibi beklentilerimi yüksek tuttuğum için hüsrana uğradım. Beni hüsrana uğratan seçilen oyuncular! 200 Milyon dolarlık film hikaye, görsellik, dekor, kıyafet ve aksesuar olarak doyurucuydu ama canlandırdıkları karaktere yakışmayan ve karakterin içini dolduramayan oyuncular beni çok rahatsız etti doğrusu. Kendimi bir ara üçüncü sınıf film izliyor gibi hissettim. Anlaşılan o ki yapım şirketi, cast seçiminde titiz davranmamış ve ucuza kaçmış. Oyuncuların dışında, bir Star Wars filmi için ne gerekiyorsa her şey var. İnsan oğlunun doğasında barındırdığı ego, hırs, intikam, isyan, fedakarlık ve kahramanlık gibi duygular filmin geneline ustalıkla serpiştirilmiş.

Bir sahnede, filmin temelini oluşturan diyalog çok hoşuma gitti. ”Krenniç:- Gel bizimle ol, huzurlu yaşa. Galen Erso:- Senin o huzur dediğin, korku üzerine kurulu bir yönetim. Ben bunu istemiyorum”. Ne kadar güzel bir mesaj değil mi? İnsanlar, günümüz dünyasında da korkarak yaşamak istemiyor, hür ve özgür olmak istiyor, bu kadar basit! Film, bundan önce vizyona giren ”Güç Uyanıyor”da olduğu gibi Jyn Erso(Felicity Jones) isimli dişi bir karakter üzerine kurulmuş. Anlaşılan o ki bundan sonra çekilecek serilerde de bu dişi karakterlerin üzerinden uzayda yaşananlar şekillenecek. Olsun, bence sakıncası yok:) Filmin komedi yükü ise robot K-2SO’nun üzerine yıkılırken aksiyon, kahramanlar arasında eşit paylaştırılmış.

Kaptan Cassian Andor karakterini canlandıran Diago Luna’yı hiç beğenmedim. O role, tip ve oyunculuk olarak hiç yakışmamış. Ben Mendelshon, (Director Orson Krennic), Donnie Yen (Chirrut İnwe) ve Wen Jiang (Baze) rolleri ile yeterli seviyede oyunculuk sergileyememişler. Beni en çok hayal kırıklığına uğratan ise Galen Erso rolü ile Mads Mikkelsen oldu. Gözleri ile oynuyor dediğim adam fos çıktı. İçlerinde en iyileri Felicity Jones(Jyn Erso) ve Forest Whitaker(Saw Garrera). Filmin klasik tarzda ki müziklerini besteleyen Michael Giacchino oldukça iyi bir iş çıkarırken görüntü yönetmeni Greig Fraser’da izleyiciye lezzetli görüntüler sunmayı başarmış.

Sözün özü: Diktatörlükle yönetilen rejimlere, halkın isyan etme ve direnme konusunu korkmadan işleyen, halkın beynine ”her zaman daima bir umut” vardır fikrini aşılayan ve zalimlere karşı mücadele verilip ışığa çıkmaya çalışılırken ”acılar” mutlaka yaşanacaktır diyerek dramada yer veren film, Star Wars hayranlarını mutlu edecek nitelikte. Kaçırmayınız!