Aydede

SİNEMASAL BİR ŞİİR VEYA ŞİİRSEL BİR SİNEMA..

Yönetim ve senaryo: Abdurrahman Öner / Görüntü: Meryem Yavuz / Oyuncular: Ezgi Mola, Bilal Zeynel Çelik, Mehmet Özgür, Ayşenil Şamlıoğlu, Reha Özcan, Nalan Kuruçim / Buhar Film yapımı.

İlk kez adını duyduğumuz bir yazar-yönetmenin elinden çıkma Aydede, bir kitle filmi olmasa da kendine özgü nitelikleriyle gönül çelen ve üzerinde durulması gereken bir yapım kuşkusuz…

Film bir yandan kırsal kesim yaşamına, öte yandan çocukların dünyasına sağlam bakışlarla yaklaşıyor. Kocasını yitirmiş olan Rabia küçük oğlu Bekir’le sorunlu bir ilişki yaşıyor. Dedenin de ölümüyle açılan filmde çocuk öylesine üzülüyor ki, annesi ona dedesinin şimdi gökyüzünde olduğunu söylüyor: tam bir Aydede yani…

Ama Rabia’nın da sorunları vardır. Bir yandan baba mirası tuhafiye dükkanını yönetmek. Öte yandan babasının ölümü üzerine ablası ve eniştesiyle haşin bir miras kavgasını yürütmek. Bu arada hala genç ve güzel bir kadın olarak hem bir sevda aramak, hem de peşine düşen hayırsızlarla ve dedikodularla boğuşmak…

Filmin sanıyorum ki temel erdemi çocukların dünyasına dalmada ki başarısı. Gencecik bir oyuncu o kadrosu başta , bize uyumlu, canlı ve inandırıcı bir çocuk dünyası sunuyorlar. İçinde herşeyi barındıran: öncelikle okuldaki eğitim, içerdiği rekabet, kıskançlık, sınıfsal çatışma, kabadayılık, güç gösterisi, uyanan cinsellik ve kız-erkek ilişkisi gibi psikolojik sorunlarla birlikte perdeye geliyor.

Sonra bir küçük kasabada yaşamanın sorunları. Ve de aile: taşrada kimi zaman büyük kentten çok daha zalim ve kıyıcı olabilen ilişkiler; ahlaktan maddiyata uzanan bir çelişkiler ve çatışmalar toplamı.

Film bunları son derece sade biçimde anlatıyor: kimilerine sıkıcı gelebilecek bir yalınlıkla…Birçok şey incelikle, nüanslarla veriliyor, hiçbir şeyin altı çizilmiyor. Kaba melodrama meydan okuyan bir ağırbaşlılıkla…Film özellikle Bekir kişiliğiyle bir çocuğun büyüme zorluklarını ve bunalımını iyi anlatıyor. Ve onun TV’de gösterilen Badi adlı çocuk filminin temsil ettiği masallar kadar kadar, kavgaya, şiddete ve maçoluğa sığınmasını da iyi işliyor.

Rabia da çok şeyi temsil ediyor. Kırsalda kadın olmanın sorunlarını ve eğer varsa- küçük keyiflerini…Bu rolde harika bir Ezgi Mola küçük Bilal Zeynel Çelik’le birlikte kolay unutulmaz bir ana-oğul portresi çiziyorlar.

Ve o hiç abartılmamış, hiç şişirilmemiş finalde kahramanlarımız son derece sade biçimde kaderlerinde birer adım atarken, yüreğiniz burkuluyor: bu şiirsel sinemanın veya sinemasal şiirin etkisi altında…

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz