Skandal / Bombshell
Konu çok seksi, ama “Bombshell, Skandal” filmi düş kırıklığı!
Bu da başka bir “skandal”
Çok uzun yıllardır çalıştığım medya sektöründe, ki televizyonda üst düzey yöneticilik de yaptım, çok şükür başıma hiç cinsel taciz, mobbingi bırakın, rahatsızlık veren bir yakınlık bile yaşamadım. Çok şükür. Ama duymadık mı, dedikodu muydu, gerçek mi bilemem. İş dünyasında üstün astına çeşitli terfi ya da zam gibi avantajlar sağlamak için istifadeye kalktığını. Sadece medya sektöründe de değil, her yerde.
Skandal, televizyon dünyasında, özellikle de ABD Fox kanalında olup biten cinsel taciz olayını anlatıyor. Belki biliyorsunuz, belki şaşacaksınız, ABD’deki Fox, bizdekinin aksine muhalif filan değil, bildiğiniz beyaz, muhafazakar, tutucu ABD seçmeninin izlediği bir kanal. Olayın geçtiği yıl da Trump‘ın Başkan seçilmeden öncesi, seçim kampanyası dönemi.
ABD’de seçim kampanyalarının en hararetli olayı, büyük seyirci eşliğinde canlı yapılan talkşovlar. Burada tv sunucuları, adayları alabildiğine sıkıştırıyor ve koskocaman bir kıtadan oluşan ülkede, seçmen de kime oy vereceğini böylece en iyi biçimde görüp karar veriyor, yoksa canlı mitinglerle olacak iş değil. FOX News’un sahipleri Murdoch ve iki oğlu ama yönetimi CEO olarak Roger Ailes’a bırakmışlar. O da ayakta bile duramayan, yürüteçle yürüyen, ama ancak sekreterinin elindeki kilitle açılan kapının ardında bütün ekibi ve ekranları gözetleyen, zaman zaman da yanına çağırdığı güzel kadınları “televizyon görsel bir mecradır” deyip önce bacaklarını açtırıp bakan, sonra da taciz eden bir “pislik”!
Bu kadınların hepsinin sarışın ve güzel olması tesadüf mü? Hayır değil, ekran, sarışın, canlı, güzel kadın sever. Bizdeki kızılderili gibi, iki omuzundan upuzun simsiyah saçları sarkan, kara kaş kara göz kızlar, biraz Ortadoğu işi, hatta Hint işi, kusura kalmayın. Burada da üç kadın var: ilk başkaldıran ve skandalı patlatan televizyon yorumcusu Gretchen Carlson, ki çok çirkinleştirilmiş bir Nicole Kidman canlandırıyor; Fox’tan NBC’e geçiş yapan haber sunucusu Megyn Kelly’i Charlize Theron; kurgusal Fox News yapımcısı Kayla Pospisi’yi Margot Robbie‘nin canlandırdığı film, çok büyük heyecanla beklenmesine ve çok önemli bir konuyu gündeme getirmesine rağmen, sinematografik anlatımı açısından bir başarı değil.
Çok hızlı temposu, karmaşık öyküsü ve kurgusuyla, birbirine geçen sahneleriyle bundan önce izlediğimiz ve medya olaylarını anlatan Amerikan filmlerinin yanından bile geçemiyor! Hatta bence bir çok adaylığına rağmen oyunculuklarda bile fazla iş yok, en başarılı olan bence kadın çalışanlarına uzun yıllar boyunca uyguladığı ve herkesin bilmesine rağmen mecburen sessiz kalıp boyun eğdikleri cinsel tacizlerin, lağım patlaması gibi fışkırıp ortaya çıkması sonucunda kovulan Fox News CEO’su Roger Ailes’ı canlandıran John Lithgow!
Gerçekten film boyunca bir ona karşı nefret duyabiliyorsunuz, diğerlerine ise nötr kalıyorsunuz, çünkü size duygu geçiremiyorlar! Evet, medya görsel bir mecra, evet, ekrana çıkan kadınların göze de hitap etmesi gerekiyor, ama asıl büyük ayrımcılık burada başlamıyor mu? Ekrana çıkan erkeklerin hiç de diş macunu reklamı yapan erkekler kadar yakışıklı olması beklenmiyor? İçlerinde hayli yaşlı olan da var, kel olan, şişman olan, çirkin olan da! Kadınların ille de güzel, ille de kocaman gözlü olması gerekince at alır gibi dişine de bakılıyor, yaşına da, bacağına da! Ve o kadınlar bir biçimde kendilerini beğendirmek için piyasaya çıktıklarında bu korkunç pazarda yakınlaşma tekliflerine de bazen boyun eğmek zorunda kalıyor mu? Ve yıllar boyunca içine atıyor mu? Ne zamana kadar? Bir gün birinin canına tak ediyor ve sosyal medyada konuşuyor, ardından “Bana da” “Ben de!” tarzında bir akım başlıyor ve herkes konuşmaya başlıyor.
Bizde ise geçenlerde yaşanan bir skandal geldi aklıma. Birileri kovulmuş, odası bile boşaltılmış, sonra da parmak sallayarak geri dönmüştü. Aman işte film gibi, ne bileyim? Bütün meslektaşlarımı tenzih ediyorum, kadınlar az dişli olsalar ve asla pabuç bırakmayacak bir tavır takınsalar, çantalarını alıp gidebilseler, yönetici erkekler de hadlerini bilecek ya, neyse. Tabii filmin bir ilginç yanı da twitter’ın artık yaşamımızdaki rolünü vurgulaması. Başta Trump, sonra herkes, twitter’ı bir saldırı ve silah olarak kullanıyor, kim daha stratejikse o kazanıyor. Taraflar birbirlerine sürekli mesaj yoluyla savaş açıyor.
Bunu izlemek de hayli ilginçti, bizde ise twitter, iktidarın muhaliflerini cezalandırma aracı. Attığınız her tweet aleyhinize delil olarak kullanılıyor! Başıma çok geldi, tazminatsız işten çıkarılma gerekçem iki tweet’i rt etmem. Bir başka tweetimden ötürü ise bir yılı aşkın ceza aldım! Burası çok özgür bir ülke madem, twitter’a ara verdim. Şimdi instagramda kedi köpek paylaşıyorum!!!
Yönetmen : Jay Roach
Senaryo : Charles Randolph
Görüntü Yönetmeni : Barry Ackroyd
Oyuncular : Charlize Theron, Margot Robbie, Nicole Kidman, Alice Eve, Connie Britton, Alanna Ubach, Kate McKinnon, John Lithgow, Madeline Zima, Nazanin Boniadi, Allison Janney
ABD / Biyografik-Dram / 108 Dk.
taciz yaşamamışsınız ama mobbing de bir tacizdir Yazgülü hanım.
Yazgülü hanım size inanamıyorum. Mobbing her alanda her sektörde var, taciz hemen hemen her sektörde var.. Buna değinmek ses olabilmek bile takdir edilesi birşeyken (ki sanırım olan zaten gerçek hikaye) kadınları yeren yine sizin gibi kadınlar olması gerçekten takdire şayan. Bir arpa boyu yol alınmaz böyle..
Kötü dediğiniz filme üç yıldız vermişsiniz. Bu yıldızları bir açıklasanız diyorum.
Daha önce Alev Almış Bir Genç Kız eleştirinizi okuyup yazdıklarınızı homofobik bulmuştum. Diğer yazılarınızı da merak ettim . Bu filmde de bir kadın tacizini konu alan fim için “konu çok seksi “ diye başlık atıyorsunuz . Size şunu sormak istiyorum sizce taciz konusunun nesi seksi?