Küçük Deniz Kızı / The Little Mermaid

Her genç kızın rüyası

Hans Christian Andersen’in onlarca kez sinema ve televizyona aktarılan öyküsü “Küçük Deniz Kızı”,  Ron Clements-John Musker ikilisinin 1989 tarihli animasyon uyarlamasının yeniden çevrimi. Dönemin koşullarında üç boyut olarak çekilen ve hayli ilgi gören bu müzikal yorum bu kez yarı kurmaca yarı animasyon bir hale bürünmüş. Hikâye klasik metne oldukça sadık ama radikal bir değişiklikle. Küçük deniz kızı bu kez siyah bir genç kadın.

Filmin görkemli bir görsel dünya sunduğunu söylemeden geçmeyelim. Özellikle su altı sahneleri oldukça etkileyici . Son “Avatar” filmindeki görselliği sevenler bunu da sevecektir.

OrtaKoltuk Puanı:

 

 

Hans Christian Andersen’in onlarca kez sinema ve televizyona aktarılan öyküsü “Küçük Deniz Kızı” (The Little Mermaid) bu filmlerden ilki. Bu öykü birebir uyarlamalar dışında çeşitli yorumlarla da geldi üstelik karşımıza. Bu hafta gösterime giren yapım ise Ron Clements-John Musker ikilisinin 1989 tarihli animasyon uyarlamasının yeniden çevrimi. Dönemin koşullarında üç boyut olarak çekilen ve hayli ilgi gören bu müzikal yorum bu kez Rob Marshall (“Mary Poppins : Sihirli Dadı“, “Sihirli Orman”, “Chicago“, “Karayip Korsanları : Gizemli Denizlerde“, “Bir Geyşanın Anıları“) yönetiminde yarı kurmaca yarı animasyon bir hale bürünmüş.

Hikâye klasik metne oldukça sadık ama radikal bir değişiklikle. Küçük deniz kızı bu kez siyah bir genç kadın. Bu ilk bakışta hoşluk ya da politik doğruculuk uğruna yapılmış gibi görünüyor ama sadece öyle olmadığını söylemek gerek. Birkaç ay önce, filmin fragmanı çıktığında ABD’de siyah kız çocuklarının tepkilerini gösteren bir TikTok akımı yayıldı. Çoğunluğu 2-10 yaş arası kızlardan oluşan çocukların fragmanda ‘Küçük Deniz Kızı’nın siyah olduğu gördükleri andaki şaşkınlıkları ve ardından gelen sevinçleri çok şey anlatıyordu bir yandan da. Daha çocuk yaşta bile ırkçılığa maruz kalmanın içselleştirilmiş olması örneğin. Dolayısıyla bu tepkilerin ortaya çıkardıkları için bile söz konusu tercih anlamlı olabilir.

Ama öte yandan klasik hikâyeyi yorumlarken 1989’daki animasyona sadık kalışın hayli eski bir dil ortaya çıkardığını da söylemeliyiz. Malum, denizlerin hakimi Triton’un yedi kızından biri olan Ariel, insanoğlunu merak etmektedir. Ancak annesi insanlar tarafından öldürüldüğü için şiddetle yasaklanır bu isteği. Ama asi bir genç kız olarak babasıyla kavga etme pahasına suyun yüzüne çıkar ve Prens Eric ile karşılaşır. Prense aşık olan Ariel, amacına kavuşmak için kötü kalpli halası Ursula ile pazarlık yapar. Sesini ona vermek zorunda kalır. Andersen’in Yunan mitolojisinden esinle kendi çağına uyarladığı bu yapımda genç bir kadının kendi yolunu bulmakta, gerekirse hatalar yapmaktaki ısrarı hala geçerliliğini korusa da, “beyaz atlı prens” temasının hayli eski olduğunu düşünenlerdenim.

Öte yandan, filmin görkemli bir görsel dünya sunduğunu söylemeden geçmeyelim. Yönetmenin daha önce defalarca birlikte çalıştığı, “Bir Geyşanın Anıları”ı ile Oscar kazanan görüntü yönetmeni Dion Beebe özellikle su altı sahnelerinde etkileyici bir iş çıkarıyor. Son “Avatar” filmindeki görselliği sevenler bunu da sevecektir.

Yönetmen : Rob Marshall

Senaryo : Jane Goldman, David Magee

Görüntü Yönetmeni : Dion Beebe

Kurgu : Wyatt Smith

Müzik : Alan Menken, Lin-Manuel Miranda

Oyuncular : Halle Bailey, Jonah Hauer-King, Melissa McCarthy, Awkwafina, Simone Ashley, Jacob Tremblay, Daveed Diggs, Javier Bardem, Jessica Alexander, Lorena Andrea, Lorena Andrea

ABD / Macera-Aile-Fantezi / 130 Dk.

  • Gazete Duvar’dan Alıntı Yapılmıştır.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz