Güzel Asi / Beautiful Rebel
İTALYA’NIN ÜNLÜ ŞARKICISI GİANNA BİYOGRAFİSİ
“Güzel Asi” yi Gianna’nın sesini ve şarkılarını sevenler izleyebilirler. Birçok ünlü şarkısı mevcut. Gianna’nın yaralı sesini seviyorum ben. En favori şarkım ise yine filmin sonunda babası için yazdığı şarkı idi. Birkaç kez dinledim, önerilir…
Haziran 2024 yılında 70 yaşına girecek olan İtalyan şarkıcı Gianna Nannini’nin yaşamını ışık tutan “Güzel Asi” filmi Gianna’nın karanlığını da gün ışığına çıkarıyor. 1954 yılında İtalya’nın Siena kentinde doğan Gianna Nannini babasının, karşı çıkmasına rağmen yedi yıl Siena’da konservatuar eğitimi aldıktan sonra 18 yaşında hayallerinin peşine düşmek için ailesine bir not bırakarak evin kapısını çekip Milano’ya doğru yola çıkıyor…
Bu yolculuk hikayesini yorumlarken araya girerek hikaye ile ilişkilendirilecek kendi anılarımdan bir kesit aktarmak isterim.. Sene 1983, Sivas’ın ıssız bir kasabasında dünyamızı kendi çabalarımızla öğrenmeye ve büyütmeye başladığımız yıllar, en motive edici sözcük ise “merak!”. İmranlı transit yol üzerindedir, doğuya açılmak isteyen turistler karayolundan seyahat ediyorsa o yoldan geçmek zorundadır, bizim evimiz de yolun kenarında, yoldaki kazalardan, yolda kalanlardan hep haberimiz olur.
Güzel bir Haziran akşamında kapının zili çaldı, karşımda sarışın bir adam bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Hemen karşımızda bulunan güzergahta arabalarının bozulduğunu ve yardım istediğini anlayabildik. Babam yardıma gitti biraz sonra eve bir aileyle döndü. Ben yaşlarda gencecik bir kız ve ondan küçük bir erkek çocuktan oluşan dört kişilik aileye babam hemen masa hazırlattı, karınlarını doyuran turist aile ile sohbet etmeye başladık. Abim Mümtaz’ın Fransızcası fena değil, benim de lise Fransızcam var. Karşıdaki ailenin kızı da Fransızca biliyor.
Adını hiç unutmam, Cristina hikayelerini anlatmaya başladı; Torinolu olduklarını, ailecek doğu turuna çıktıklarını ve İtalya’ya dair müzik de dahil daha bir sürü şeyi o yarım Fransızcamızla konuştuk. İşte o zaman ilk defa Gianna’nın adını Cristina’nın ağzından duydum, Paul Mc Cartney’den de bahsetmişti, Paul’ü tanıdığımızı fakat Gianna’yı tanımadığımızı ifade ettik… O gece bizde kaldılar, sabah kahvaltı yaptık birlikte, babam arabalarının yapılmasına yardımcı oldu, yolllarına devam ettiler…
Biz Cristina ile uzun süre (2 yıl) Fransızca mektuplaştık. Birbirimize hediyeler gönderdik. Bu hediyelerden biri de Cristina’nın Torino’dan bana gönderdiği Gianna’nın ve Paul Mc Cartney’in kasetleriydi, ben de ona Türkiye’den otantik şeyler gönderiyordum. Hatta Cristina ile mektuplaşmamız benim Fransızcaya ilgimi artırmıştı, Fono eğitimi almaya başlamıştım. Belki de bu sayede Fransız Dili ve Edebiyatı tahsili yapmamın yolu açılmıştı…
Şimdi Torino’ya 300 km mesafedeyim, eğer adreslerini hatırlasam hemen atlayıp gideceğim, hayatınıza giren her şeyin bir zamanı geliyor, bu yüzden hiçbir şeyi yok etmemek gerekiyor…
Filmde Gianna’ın 1983 şarkısını dinlediğim zaman aklıma direkt bu anı geldi. yalnızca filmi yorumlamak değil çağrıştırdıklarını da aktarmak gerektiğine inanıyorum, hikayeleri kendi hikayenizle birleştirmek metne zenginlik katıyor…
GİANNA NANNİNİ’NİN HİKAYESİNE BAKALIM
1960’lı yıllara rastlayan çocukluğundan başlar müziğe olan tutkusu. Sıcak bir ev ortamı; döneme ait her ülkenin kendi kültürünü yansıtan resimli duvar halısı, yine dönemin en sıcak iletişim aracı güzelim radyo, hemen yanına dizilmiş plaklar, kütüphane ve mobilyaların zenginlik kattığı salonun ortasında Gianna radyoya eşlik ederek şarkı söyler. Annesi kızının şarkı söylemesinden memnunken baba onun bu tutkusuna karşılık vermez, babanın tutkusu kızının iyi bir tenisçi olması yönündedir. Oğlunu da pilot olarak yetiştirmek ister (ki daha sonra oğlu Alessandro İtalya’nın ünlü bir pilotu olur zaten) Baba pastane sahibi, geliri yerinde, ara sıra kaçamağı olan bir adamdır, çocuklarını kendi istediği gibi yetiştirmek isteyen ilgili, hırslı biridir; ancak kendi isteğinin dışına çıkıldığı zaman anında despot olan ve onları cezalandıran tipik bir babadır aynı zamanda. Oğlu Alessandro babasının sözünden hiç çıkmaz ve onun istedigi gibi birisi olmaya yatkındır. Oysa Gianna daha küçük yaşta asidir ve dediğini yapmak için babasın kaçamak ilişkisini şantaj olarak kullanır ve hayallerinin peşine düşer. Anne ise çocuklarına karşı yumuşak ve pasiftir. Aile içinde oğlan anneye, kız babaya çekmiştir aslında…
Hikayenin bundan sonraki bölümleri ise bildiğimiz şarkıcı biyografileri ile benzer; hırs, hayallerin peşinden yola çıkma, zorluklar, çıkış yakalama, uyuşturucu, psikoz, düşme-kalkma ve bütün bu çalkantılarla yok olan hayatlar ya da bir şekilde hayatta kalmayı becerenler…
Bugün türkiye sinemalarında gösterime (3 Mayıs) giren Amy Winelhouse’un yaşamını konu alan “Back to Black” bu biyografilerden biri, filmin eleştirisini Ortakoltuk’ta yazan Nurduran Duman filmi beğendiğini ama tam bir biyografi olmadığını yazmış. Eleştiriyi okuduğumuzda üç aşağı beş yukarı aynı hikayenin “Güzel Asi”de de var olduğunu görüyoruz. Uyuşturucu yüzünden çok genç yaşta hayata veda eden ikon şarkıcı Amy’nin yaratma sancıları Gianna’da da var…
Şunu belirtmeliyim ki benzer hikayeleri izlemek biz izleyicileri sıkıyor artık. Hikayesi farklı olanların biyografileri çekilsin hiç değilse. Örneğin uyuşturucu ve alkol batağına gömülmeden şarkıcı olanlar, şarkı sözlerini ayık kafayla yazanlar bizim ilgimizi daha fazla çekecektir…
Güzel Asi’ye (Beautiful Rebel) yeniden dönecek olursak dönemin ruhunu iyi yansıttığını söyleyebiliriz. Filmin yönetmeni Cinzia TH Torrini şarkıcı Gianna ile aynı yaşta olduğu için zamanın ruhunu iyi yakalamış, müzik piyasasının periyotlarını, modasını doğru aktarmış. Plak şirketlerinin şarkıcıyı nasıl baskı altına aldıklarını, piyasaya göre müzik yapma konusunda yaratıcılığını kısıtladıklarını gözler önüne sermiş. Gianna’yı canlandıran Letizia Toni çok iyi performans göstermiş. Şarkıları kendisi mi söyledi emin değilim ama hem sesi hem yüzü sanatçıya çok benziyor.
Film şarkıcının bizzat kendisinin yazdığı “Cazzı Miei” kitabından uyarlanmış. Biyografiden ziyade otobiyografi olduğunu söyleyebiliriz. Beni en fazla etkileyen sahne ise Gianna’nın kafayı yediği dönemde (ki en çok delirmekten korktuğunu filmin ilk sahnesinde söylemişti) o despot babanın şefkatle kızına sahip çıkmasıydı. Asi kızların babalarında görülen genel bir davranış biçimidir bu, bana çok tanıdık geldiği için etkilendim sanırım. Eğer ailesi o dönemde ona sahip çıkmasaydı şarkıcı bugün çok farklı bir durumda; ya tımarhanede ya da mezarda olabilirdi. Film bir bakıma bize bunu da sorgulatıyor.
2 Mayıs’ta Netflix’te gösterime giren “Güzel Asi” yi Gianna’nın sesini ve şarkılarını sevenler izleyebilirler. Birçok ünlü şarkısı mevcut. Gianna’nın yaralı sesini seviyorum ben. En favori şarkım ise yine filmin sonunda babası için yazdığı şarkı idi. Birkaç kez dinledim, önerilir…
“Dönüyorum başladığım yere / Kapatacağım ışıkları / kaybolup gideceksin buradan / Çok kısa bir süreliğine / Bu sis perdesinin ötesinde/Fırtınanın ötesinde / Bekliyor uzun ve bulutsuz bir gece / Sona erecek / ama şefkat / Korkutur bizi / Senin yerin ruhumda / Bu savunmasız boşlukta…
Yönetmen : Cinzia TH Torrini
Senaryo : Cosimo Calamini, Donatella Diamanti, Cinzia TH Torrini
Görüntü Yönetmeni : Mirco Sgarzi
Kurgu : Mirko Platania
Oyuncular : Letizia Toni, Selene Caramazza, Andrea Delogu, Stefano Rossi Giordani, Maurizio Lombardi, Anna Rot, Noemi Brando
İtalya / Biyografi-Müzik-Drama / 113 Dk.