2014 Türk yapımı,polisiye-casusluk türündeki,120 dakika süreli filmin yönetmen koltuğuna Celal Çimen oturmuş.Başrolleri ise Cem Kurdoğlu,İskender Bağcılar,Tolga Karel,Hazım Körmükçü ve Hakan Ural paylaşmış…Yakın tarihimizi (7 şubat krizini) kendine konu edinen film,Türkiye’de ilk kez 850 salonda birden vizyona girererek bir rekora imza atmış oluyor.Bir rekora imza atıyor ama sinema sanatı açısından bu rekorun uzağında kalıyor.Çünkü,tek taraflı çekilen ve sürekli karşı tarafı ”tu kaka” ilan eden,”öyle değil böyle” ve ”kör parmağım kör gözüne” diyen filmler sadece belirli bir kesimi memnun ediyor.Filmin başlıngacında beyaz perdede beliren yazıda ”filmin gerçek kişi ve olaylarla alakası yoktur,tamamen HAYAL ürünüdür” yazıyor.peki o zaman filmin afişinde”söylenenler mi doğru,öğrenecekleriniz mi?” diye neden yazıyor? Ve filmin yapımcısı,yönetmeni,oyuncuları neden yaşanan olaylar gerçekmiş gibi tv’lerde konuşuyor?? ”Hayal mi gerçek mi” önce buna bir karar verin:))
İnsana sormazlar mı,yapılan her kötü iş nasıl olurda paralel yapı diye adlandırılan kesime mal edilebilir diye.Bu işte sizin hiçmi suçunuz yok? Siz sütten çıkma ak kaşık mısınız? 10 sene boyunca kötülediğiniz bu insanlarla beraber yürümediniz mi,çalışmadınız mı? Şimdimi farkına vardınız paralelin? Daha önce nerelerdeydiniz diye sormazlar mı insana?.Filmin en komik tarafıda,”Gezi Parkı” olaylarında yaşanan polis şiddetinin paralel yapıya bağlanması olmuş:).Filmde,paralel yapının emrindeki polis şefi,” göstericilere saldırın ” emrini veriyor ve olaylar çığırından çıkıyor.Diğer hükümet yanlısı üst düzey amir ise bu karışıklık üzerine ”emri kim verdi ” diye emri vereni arıyor:). O dönemde,başbakan tv’lerde ve konuştuğu her yerde polise emri ben verdim açıklamasını yapmamış mıydı? Hafızam beni yanıltıyor mu yoksa ? Ayrıca,filme göre ortalığı karıştıranlar,olayları çıkaranlar paralelci polisler ise yani başka bir deyişle devlet ise Gezi Parkındaki gençler neden hala yargılanıyor? Beşiktaş Çarşı Grubu,olaylardan neden hala sorumlu tutuluyor? Filmde,Hrant Dink cinayeti,Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldürülmesi de paralel yapıya mal ediliyor.Yani kısacası filme göre ülkemizin son 15 yılında yapılan bütün kötü işlerde (Ak partinin iktidar olduğu döneme) paralelcilerin olduğunu görüyoruz.Çok şükür ki bu pis işlerin içinde C.H.P ve M.H.P yok:).Demek ki neymiş: Filme göre bütün kötülüklerin ve pis işlerin merkezi,İslamı-Dini siyasete alet edenlermiş.Filmde değinilen bir başka nokta ise ”abiler” tarafından yurt dışına sözde Türkçe öğretmeye,İslamı yaymaya gönderilen gençlerin ajan ve vatan haini olarak gösterilmesi.
Filmin kısaca konusu: Film,biri gazeteci diğeri polis şefi iki kardeş üzerinden anlatılıyor.Gazeteci Zafer(Hazım Körmükçü),Utelsan şirketindeki şüpheli ölümleri araştırırken kardeşi Remzi’ninde (Tolga Karel) bu işlerin içinde olduğunun farkına varır.Başbakan (Cem Kurdoğlu), T.İ.T Müstaşarlığına Altan Çınar’ı (Hakan Ural) getirir ve kendisinden paralel yapıyı çökertmesini ister.Böylece Mehdi Hoca ve ekibinin (İskender Bağcılar) devletten tasviyesi başlamış olur….Filmde,T.İ.T. müsteşarı süper güçlere sahip bir kahraman olarak gösterilmiş ve ağzından veciz sözler söyletilmiş.Bunlardan bir tanesi şöyle : ”- Adamlık cinsiyet meselesi değil,Şahsiyet meselesidir”. Diğer bir veciz sözü ise kainat sorumlusu Mehdi hoca söylüyor:). ”-İmame koparsa tespih dağılır”….Film işte böyle kurtlar vadisi tarzı çekimler ve söyleyişler ile sürüp gidiyor.Tahminim odur ki %50 bu filme akın edecektir.Hatta daha ileri gideyim film,ücretsiz olarak okullarda bile gösterilerek partinin reklamı yapılacaktır.Zaten filmin,yaklaşan seçimler öncesi gösterime girmeside manidar geldi bana:)…Filmin müzikleri fena değidi.Hızlı ve yavaş çekim sahneleri ise bence gereksizdi.Oyunculuklarda iyi değildi.Sadece, iyi bir oyunculuk kumaşı olduğuna inandığım (özel yaşamındaki dengesizliğe rağmen kendisini işine verebilen) Tolga Karel ve tiyatro kökenli Hazım Körmükçü diğerlerinden bir tık daha iyiydi.
İyi Seyirler.
