Siccin 8
Bu hafta vizyona giren “Siccin 8”, Alper Mestçi sinemasında bize yeni bir durum vaat etmiyor. Yine sıkan paranormal durumlar, konuyu bir yere bağlama telaşı ve bolca jump scareler. Şimdi benim merak ettiğim soru şu. Seri, devam edecek mi? Umarım seri burada son bulur ve biz de ağız tadı ile salondan gerçekten de korkmuş olarak başka yapımlarla çıkmış oluruz.
OrtaKoltuk Puanı:
Geçmiş Hataların Laneti
Alper Mestçi, kendi korku sinemasının tüm unsurlarını bu seriye de ekleyerek filmin çatısını inşa etmeye kalkıyor. Bunu yaparken paranormal durum örgüsünü dinsel kimi unsurlarla kesiştirirken, yer yer Uzak Doğu ve Amerikan korku filmlerinin bazı parçalarını da almaktan sakınmamış. Özellikle baş karakter Fatih’in evinin gotik görünümü yerli ve Batılı bir melez/hibrit korku filmi arayışı olarak görülebilir. Ama yapımın omurgası yenilik içermediğinden ve de bizim gibi korku yapımlarına aşina seyircileri korkutmadığından bu yeni Siccin, artık serinin bitmesi gerektiğini sürekli akla getiriyor.
Tüm Üstün Gayretlere Karşın Yine de Korkutmuyor
Türk korku sinemasının önemli yönetmenlerinden Alper Mestçi‘nin “Siccin” serisindeki bu son filmi Kurban Bayramı’nın ilk günü seyircisiyle buluştu. “Muhteşem Film” yapımcılığında çekilen serinin bu son halkasında da kamera arkasına geçen Mestçi yine daha öncesinde çektiği “Üç Harfliler”, “Mahlukat”, “Haile” gibi yapımların içeriğine benzer şekilde dinsel ögeler ile paranormal bazı korkutucu parçaları birleştirerek yine izleyiciyi korkutmayı amaçlıyor. Nasıl ki Amerikan korku yapımlarında Demon / şeytan ya da Japon -Kore filmlerinde daha gelenekten beslenen haller korkunun kaynağı olurken, 2000’ler korku sinemasının önemli bir temsilcisi olarak Mestçi, filmlerinin yapısını insanlara bir şekilde musallat olan cin ile kurmayı deniyor. Ama bunu yaparken “Siccin 8’de daha belirginleşen geçmiş hataların bir lanete dönüşümünü daha da vurguluyor. Bu kez lanet, sadece ona yol açana değil, bir ailenin tüm fertlerine musallat oluyor.
Bu kısa girizgahtan sonra gelelim filmin konusuna: Fatih (Fatih Gülnar), eşi Berna’nın da (Melike Balçık) isteği ile annesi olan Gönül’ü (Gönül Ürer) İstanbul’da bir huzur evine gönderir. Tıpkı Mahsun Kırmızıgül’ün 2007 tarihli “Beyaz Melek” filminde olduğu gibi huzur evi aslında bir hüzün mekanı olarak resmedilmekte. Özellikle kızlarının babaannesini özlediği sahneler kısmen yürek burkarken bir süre sonra Fatih’in geçmiş hataları annesinin yeniden dönüşü ile açığa çıkar. Aralarda Fatih’in evlenmeden önceki acımasız tercihleri, evden ayrılıp erkek arkadaşının evine yerleşen kızları Aylin’in (Hatice İrkin) paranormal halleri yapımın finali ile bir yere bağlanıyor.
Konu ve final aslında Alper Mestçi’nin korku sinemasının tüm unsurlarını yani klişelerini içinde barındırıyor. Sürekli yapay duran makyajlar, sahne geçişlerinin çok yerinde kullanılmaması ve jump scare tekniğinin bıktırıcı şekilde gözümüze sokulması bir yerden sonra oldukça yapay düzeye ulaşıyor. Ve tabi aynı zamanda bir lanet savar olarak Orhan’ın (Adnan Koç) sürekli yapımda konu bütünlüğünü bozacak şekilde müdahil olması da yapımın diğer zayıf yanlarından. Ve de artık paranormal ögeleri yerli ve dini bütünlükten kopararak daha genel bir lanet öykünmeciliğine ve de şeytan/büyü kovalama benzeri yollara sapması da yapımı kurtarmıyor. Sadece bazı sahneler ve kamera çekim teknikleri Alper Mestçi’nin teknik olarak sinemasını geliştirdiğini ve belli bir aşamaya geçtiğini gösteriyor.
Seri Devam Edecek mi?
“Siccin 8”, bayramın ilk gününde izlediğim salonda, özellikle genç kuşak seyircinin çokluğu ile dikkatimi çekti. Gerçekten de son günlerde bu denli salonun dolu olduğunu görmemiştim, bu da gösteriyor ki çokça klişe barındırsa da Alper Mestçi’nin inli cinli korku filmlerinin belirli bir alıcı kitlesi var. Ama umarım Mestçi buradan alacağı güvenle bu bıktıran seriyi sürdürmeyi aklına koymaz ve seriye burada son verip kendisinin yeteneğinden beklenecek ölçekte başkaca nitelikli korku filmlerine imza atar.
Basında filmi sinemada izleyecek bir kişiye çekilişle 800.000 TL cesaret ödülü verileceği belirtilerek ilginç bir reklam yöntemi de uygulayan yapımın diğer ilginç özelliği de bir kozmetik firmasınca yapılan indirimli satış esnasında kavga ettiği görüntülerle hafızaya kazınan Beyza Galiba’nın da küçük bir rolde yapımın kadrosunda yer almış olması.
Bu hafta vizyona giren “Siccin 8”, Alper Mestçi sinemasında bize yeni bir durum vaat etmiyor. Yine sıkan paranormal durumlar, konuyu bir yere bağlama telaşı ve bolca jump scareler. Şimdi benim merak ettiğim soru şu. Seri, devam edecek mi? Umarım seri burada son bulur ve biz de ağız tadı ile salondan gerçekten de korkmuş olarak başka yapımlarla çıkmış oluruz. Çünkü tekrar belirtmek gerekirse Alper Mestçi nitelikli korku filmlerini çekebilecek potansiyeli ve yeteneği bence taşıyor.
Tüm okuyucularımın Kurban Bayramını tebrik eder; sağlık, huzur ve mutluluk dolu nice güzel bayramlar dilerim…
Yönetmen / Senaryo : Alper Mestçi
Görüntü Yönetmeni : Eren Nayir
Müzik : Reşit Gözdamla
Oyuncular : Fatih Gülnar, Melike Balçık, Gönül Ürer, Hatice İrkin, Masal Aksel, Oğuz Okul, Ece Baykal, Fatma Nilgün İslamoğlu, Fahrettin Avcıoğlu, Mana Alkoy, Adnan Koç
Türkiye / Korku / 104 Dk.