Aneil Karia’nın müthiş etkileyici ilk filmi “Surge / Alabora”
1984 doğumlu İngiliz yönetmen Aneil Karia, televizyon dizileri ve kısa filmlerle başlayan kariyerine, ilk kez Sundance Film Festivalinde gösterilen ilk uzun metrajı “Surge / Alabora” ile devam ediyor.
Bir karakterin çığırından çıkışını acımasız, nefes kesici ve klostrofobik bir sinema diliyle aktaran “Alabora”, genç bir havaalanı güvenlik görevlisinin beyninde baskılanmış tüm çılgınlığın yalnızlık, uykusuzluk ve iş arkadaşı Lily’ye ilgisini bir türlü açılamayışı gibi sebeplerle giderek serbest kalmasının ve iş yerini terk edip Londra’nın kayıtsız ve gürültülü sokaklarının karmaşasında gerçeküstücü bir özgürleşme yolculuğuna çıkmasının öyküsüdür.
İnsanların soğuk ve mekanik bir sistemin içinde, işlem görecek sığır sürüleri gibi bir yerden bir yere götürüldüğü havaalanlarının insanlık dışı bir mekân duygusu yarattığını söylemiş olan Karia, havaalanında güvenlik görevlisi olarak çalışan başkişisi Joseph’i de robotsu derecede soğuk ve ikircikli bir adam olarak çiziyor. Filmin ilk karesinden itibaren, hem görülen hem de duyulanlar Joseph’te (Ben Whishaw) bir sorun olduğunu hissettiriyor. Güvenliğin geçiş yapanlarla ilişkisine aceleci yolcuların ve anons mesajlarının sesleri, metal detektörlerinin tıkırtıları, araçların kornaları ve tekerleklerdeki fren gıcırtıları eşlik ediyor. Bütün bu sesleri Joseph’in kulaklarından duyan seyirci, güvenlikten geçen yabancılarla Joseph arasında oluşan rahatsız edici bedensel yakınlığı da görsel olarak paylaşıyor. İyice huzursuzlaşan bir yolcunun karşısında Joseph’in ruhsal dengesizliği öyle bir açığa çıkıyor ki, seyirci kimin sağlıklı kimin deli olduğuna neredeyse karar veremiyor. Doğum günüde onlara kek götürdüğünde insanların onu pek de tanımamaları, çalıştığı gurupta hiç arkadaşı olmadığını açığa çıkarıyor.
Kuzey Londra’da televizyon karşısında bir başına yemek yediği minik dairesinden ailesinin evine gittiğinde de sevgisiz babasının ve sindirilmiş annesini yanında da huzur bulamıyor.
Hiçbir zaman otistik ya da şizofren bir yapısı olduğu belirlenmese de, doğum günü yemeği için gittiği aile evinde karşılaştığı gizlenmiş kızgınlık ve zar zor baskılanmış öfke bir ara başını belaya sokmuş olduğunu hissettiriyor. Baskı katlanılamaz seviyeye ulaştığında su içtiği bardağı ısırarak ağzını kanattığında annesinden etrafı lekelediği için azar işitiyor.
İşe gittiğinde Lily’nin (Jasmine Jobson) hasta olduğu için gelmediğini öğrendiği bir gün Joseph, iyice kafayı yiyerek olay çıkarır ve artık dönülemez şekilde işini terk eder.
Giderek artan çılgın ruh hâli onu o derece gülünç suçlar işlemeye yöneltir ki gariplikleri bu suçları neredeyse inandırıcı kılar.
İşte yeni televizyonunu bilgisayarına bağlayamadığından şikayet etmiş olan Lily’nin evine bilgisayarı bağlamak bahanesiyle gider. Evde uygun bir HDMI kablo olmadığını fark edince gerekli kabloyu almak için bir hırdavatçıya gider. Kredi kartı 4.95 £ tutarını ödemeyince dükkândan çıkıp küçük bir mahalli bankanın veznedarına silahlı olduğunu yazılı olarak bildirerek bankayı soymayı dener. Başarılı olunca da kabloyu alıp Lily’nin televizyonunu bağlar; mutfakta şipşak bir ayakta sevişmeyle de ödüllendirilir.
Bu noktadan itibaren iyice ipin ucunu kaçıran Joseph’in beklenmedik serüvenlerini izleyen film de Joseph gibi çığırından çıkmaya başlar. Joseph’in soygun parasıyla gittiği butik oteldeki iki sekans film antolojilerine girecek kadar ilginçtir. Birincisinde tuttuğu odadaki tüm mobilyaları cerrahi bir şevkle paramparça eden Joseph, bir kenarını yırtarak açtığı şiltenin içine bir dölyatağına geri dönercesine girer. İkincisindeyse otelin büyük salonundaki bir düğüne davetsiz misafir olarak sızarak ortalığı karıştırmayı becerir.
Filmin her karesinde var olan Ben Wishaw’a 2020 Sundance Festivali Dünya Sineması Dramatik Oyunculuk Jüri Özel Ödülü getiren yorumu olağanüstüdür. Bazen bir balet gibi zarif, bazen de pire istilasına uğramış bir köpeğin debelenmesi kadar istemsiz beden dili, hafif göz seğirmesinden aşırı tikli bir ifadeye geçen mimikleriyle daha da etkileyici kıldığı performansını, kamera etrafında dans ederek uzun kesintisiz çekimlerle kayıt eder.
Sonuç olarak bir çılgınlık öyküsünü çılgın bir tempoyla anlatan, traji-komik öyküsünün hem dramatik hem gülünç taraflarını zekice açığa çıkaran çok ilginç bir ilk film.
“Alabora” (****) Filmin oyuncusu Ben Wishaw (*****)
Yönetmen : Aneil Karia
Senaryo : Rita Kalnejais, Rupert Jones
Görüntü Yönetmeni : Stuart Bentley
Kurgu : Amanda James
Özgün Müzik : Tsujiko Noriko
Oyuncular : Ben Whishaw, Ellie Haddington, Jasmine Jobson, Ian Gelder