Aşk, Mark ve Ölüm / Liebe, D-Mark und Tod

Acı Vatanın Divaları, Kralları…

Çekmiş olduğu “Remake”, “Remix”, “Rip-Off (Motör, Kopya Kültürü ve Popüler Türkiye Sineması 2014)” gibi dokümanter çalışmalarıyla geçmişte iyi işler çıkartan yönetmen Cem Kaya’nın 72. Berlin Film Festivali’nde seyirci ödülü kazanan “Aşk, Mark ve Ölüm” belgeseli nihayet vizyona girdi. Her kaliteli yapımın makus talihi gibi sınırlı sayıda salonda gösterime giren yapım bir süre sonra MUBİ platformunda da görücüye çıkacak…

Cem Kaya bu belgeselinde 1961 yılında Batı Almanya ile yapılan antlaşma ile ülkemizden acı vatan Almanya’ya göç eden kesimlerin kültürel durumunu Almanya’nın politik değişimleriyle önümüze seriyor. Almanya o dönemler sanayileşme hamleleri ve onu takip eden ucuz işgücü ihtiyacıyla bölünmesinin sancılarını atmaya çalışırken bunun yanı sıra şansölye Willy Brandt gibi liderlerinin ağzından Türk, Yunan ve Yugoslavya göçmenlere sahip çıkacağının taahhüdünde bulunuyordu.

Belgesel isminden de anlaşılacağı üzere ilk olarak Almanya’ya giden işçilerin çektikleri zorlukları aşarak bu yeni vatanlarında bir sevgi ilişkisi kurması deneyimi ile başlıyor. Burada Yılmaz Güney’in “Baba” filmindeki Cemal karakterinin yaşadığına benzeyen Almanya’ya gitmek için çekilen zorlukları yansıtan gerçek görüntüleri görüyoruz. Sonra para kazanan gurbetçilerin bu kapitalist ilişki içerisinde kendi içlerinde kurdukları kültürel yapıdaki müziklerinin değişimi karşımıza çıkıyor. Yer yer protest tavır ve çokça da sılaya özlemi yansıtan parçalar var burada. 1973 yılı petrol krizi ile geri gönderim şantajına arabesk silahıyla yanıtlar bulma arayışları…

Kendi arabesk dünyası dışında ana vatanın Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses gibi arabesk babalarının şanı bu topraklarda da sürüyor. Zeki Mürenler, Emel Sayınlar ve Yeşilçam starları coşkuyla karşılanıyor. Ve sonra 90’lar… Solingen yangını ile vahşetin doruğuna çıkan Nazi artıklarının saldırıları. Bunu müzikte Kartel gibi grupların diline yansıyan karşıt bir milliyetçilik damarı ile sertlik yanlısı bir tutumla karşılık verme tercihlerinin takip etmesi ile hikâye devam ediyor. Tam da filmin ilk başında çıkan şarkı sözleri gibidir oradaki hayat belgesele de yansıyan…

Kara sevda uzun sevda

Mark dediğin yalan sevda

Köşeyi döndüm tam

Ölüm çıktı karşıma

Müthiş Arşiv Kayıtları… Dinamik Anlatım…

İşte bu nitelikli belgesel Köln Bülbülü lakabı ile bilinen Yüksel Özkasap’tan, yakın zamanda kaybettiğimiz Derdiyoklar Ali’ye, Cavidan Ünal’dan, Hatay Engin’e kadar dönemin fenomen isimlerinin anlatımlarıyla yetinen klasik belgeselcilikten farklı bir sunum ile gösteriliyor. Ve biz bu isimlerle anlıyoruz ki divalar, arabeskin kralları, düğün şarkıcıları neredeyse Türkiye’nin bir mini hali gibi.

Belgesel başarısını hiç görmediğimiz arşiv kayıtlarını kullanmasında ve en önemlisi de bunları didaktik bir dilin ötesinde retro bir hava ile ve tekno tarza uygun hızla ve bir an bile dikkati dağıtmadan bazen fotoğraf karelerini tek tek geçit merasimi gibi bazen de popüler sinema ile kurduğu paralel dünyayla tam bir ekran şöleni ile yansıtabilmesinde gösteriyor. Ekran ise bu kayıtlarla bazen boyutunu küçültüyor. Bu da yapımın dinamizmini bir an bile kısıtlamıyor. Bunu yaparken bazı popüler figürleri bilinen kalıpların ötesine de taşıyor. Cem Karaca’nın Almanya yılları ve oportünist suçlamasına maruz kaldığı ülkeye geri dönüşü ve özellikle şimdinin tren istasyonu olan Almanya’nın Unkapanı’ndaki Neşet Ertaş görüntüleri harikaydı.

Ülkemizde son dönemde görece başarılı belgesel çalışmaları içinde “Aşk, Mark ve Ölüm” hiç şüphesiz şimdilik en iyisi ve özgünü olarak anılmayı hak eden kusursuz bir belgesel çalışma olmuş. Yönetmen Cem Kaya belgesele başlarken amacını çok iyi netleştirmiş ve kamerasını geçmişin hayal ve özlemlerine batırmadan kendi dünyasını sağlam temellerle kurmuş. Bunu özellikle bitiş jeneriğinden sonraki kısımlardan net olarak çıkartıyoruz. Çoğunu benim de ilk kez gördüğüm arşiv malzemeleri ile bu üstün başyapıta şapka çıkartıp şunu son olarak belirteyim ki iyi bir belgesel izlemenin zevkiyle sinemadan çıkacağınızın garantisini veriyorum.. Kaçırmayın…

Yönetmen / G. Yönetmeni / Kurgu : Cem Kaya

Senaryo : Cem Kaya, Mehmet Akif Büyükatalay

Oyuncular : Alper Ağa, Orhan Amuroğlu, İmran Ayata, Ali Ekber Aydoğan, Boe B., Ömer Boral, Ata Canani, Dede Deli, Ercan Demirel, Mustafa Deniz, Erci E, Rüştü Elmas, Hatay Engin, …

Almanya / Belgesel / 96 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz