Deat By Lighnong / Yıldırım Çarpmasıyla Ölüm

ŞİMDİNİN AYNASI GEÇMİŞİN YANSIMASIDIR!

Amerika’nın 20. başkanı James Garflied’i  ve katilini konu eden dört bölümlük mini dizi Sadece suikast hikayesi olarak değil Amerikan demokrasisinin yozlaşmasını da ele alıyor.  İç Savaş sonrası dönemde rüşvetle atama ve  siyasi kayırmacılığın devlet kurumlarını nasıl çürüttüğünü anlatıyor. Oyunculukların güçlülüğü hikayenin gerçekliğini inandırırken böylesine büyük bir olayın dört bölüme sığdırılması hikayede boşluklar bırakıyor…

OrtaKoltuk Puanı:

 

Bugünlerde “Amerika’da neler oluyor” sorusu çok kişinin merakını celbediyor. Geçen hafta Amerika’nın en büyük kenti New york belediye seçimlerini  Hint kökenli, Uganda doğumlu, sosyalist ve Müslüman olan 34 yaşındaki Zohran Mandani’nin kazanması şaşkınlık ve sevinç yarattı. Mandani bağımsız adaydı! Yani iktidarda olan Cumhuriyetçi parti kaybetmişti. Ardından siyasette yozlaşmayı eleştiren “Death By Lightning” dizisi dünyanın her tarafında izlenen Netflix gibi bir platformda yayınlandı. Bunun bir tesadüf olmadığını düşünüyorum. Trump’ un son derece narsist ve şımarık halleri Amerika derin devletini kızdırmış olmalı…

Diziyi izledikten sonra  şöyle bir Amerikan başkanlarına ve partilerine baktım. 1885’ten beri seçimleri dönüşümlü olarak Bir Cumhuriyetçi bir Demokrat parti almış. düşünsenize 140 yıldır bu döngü hiç değişmemiş. Dizi kahramanımız James A. Garfield de Cumhuriyetçi partiden bir başkan. 1881 yılında üç aylık başkanlık dönemi var. Atatürk’ün doğduğu yıl, iyi bir siyasetçi dünyanın bir ucunda ölürken Osmanlı topraklarında bir başka (dehasını kıyaslamam bile) iyi siyasetçi doğuyordu. Bu da doğanın döngüsüydü. Tabii dizi eleştirisini yaptıktan sonra bir başka diyalektik döngüden söz edeceğim. O da dizinin konusu olan  sosyolojik ve ahlaki bir döngü…

James A.Garfield üç ay gibi kısa dönem başkanlık yaptığı için  tanınan bilinen bir isim değil. Fakat Garfield adı bize yabancı değil. Şu meşhur kedi karakteri. Diziyi izlemeye başladığımda başkan Garfield’ın  kedi Garfield ile ilişkisi nedir diye  önce bu bağlantıyı araştırdım. Evet kedinin yaratıcısı  karikatürist Jim Davis James Garfield’ın torunuymuş, kendi oğluna dedesinin ismi James’i  verirken yarattığı kediye de dedesinin soy ismini vermiş… 

Diziyi izlerken 140 yıl sonra siyasette değişen pek bir şey olmadığını gördüm. Şimdinin aynası geçmişin yansımasıydı adeta. Vicdanın ve ahlakın egemen olduğu bir dünya da var olacaktır, insanlık adım adım ilerliyor, iyiler mücadele etmeyi bırakmayacaktır…

GÜÇ MÜ DÜRÜSTLÜK MÜ?

Senaryosunu Mike Makowsky’nin Jonathan Goldstein’in Destiny of the Republic adlı biyografi kitabından esinlenerek yazdığı, Minkie Spironun yönetmenliğini üstlendiği dört bölümden oluşan tarihi, drama, politik  mini dizi Netflix’te gösterime girdi. Hem de Trump’ un dünyayı parmağında oynattığı bir zamanda. Ama gücüne güvenerek kendini neredeyse Tanrı ilan eden başkanı Hintli bir göçmen oğlu vicdani evrensel değerlerle propaganda yaparak yendi. Dizi de işte tam bu konuya parmak basıyor. 

Dizinin başlığı “Death By Lightning” (Yıldırım Çarpmasıyla Ölüm) o dönemki gazetelerin attığı  manşetlerinden alıyor. Amerikan basınında 19. yüzyılda, Başkan James A. Garfield’ın ani ve şok edici ölümünü anlatmak için bu tabir kullanılmış. Mecaz anlamda kullanılan bu deyim “Ani, beklenmedik ve yıkıcı bir ölüm” anlamına geliyor. Gerçek olaylardan uyarlanan dizi Amerika’nın 20. başkanı Garfield’ı (Michael Shannon) suikastçısı Charles J.Guiteau’yu (Matthew Macfadyen) anlatıyor…

James siyasetten yılmış olmalı ki Ohio’da kendisine çiftlik kurmuş, orada eşiyle ve çocuklarıyla sakin, huzurlu bir hayat sürüp ahşap hobisi ile meşgul olurken bir gün kapıları çalınır. Hazine bakanı John Sherman’dan  bir mektup gelmiştir. Hazine Bakanı olan Sherman cumhuriyetçi parti ulusal kongresinde başkanlığa aday olacağını ve bu adaylığın James’in açıklamasını istemektedir.  Çiftliğinden kalkıp kongreye giden James’in konuşması kongre üyelerini çok etkiler.  Cumhuriyetçilerin diğer adayı olan ve ondan önce konuşma yapan salonun alkışını toplayan çıkarcı ve rantçı  Roscoe Conkling (Shea Whigham) konuşmasını gölgede bırakır. Çoğunluk sağlanamayınca genç bir kongre üyesi Direkt James Garfield’ı aday gösterir. James bunu asla kabul etmeyeceğini söylese de her oturumda onu aday gösterenlerin sayısı artar ve istemediği halde kongreden cumhuriyetçilerin başkan adayı olarak çıkar…

James dürüst ve idealist bir adamdır. Aslında onu adaylığa götüren de bu özelliğidir. Öte yandan geçmişindeki savaş anıları da onu rahatsız etmektedir. Bu savaşın hangi savaş olduğu belirtilmiyor ama biz  1864’te gerçekleşen  Amerikan İç Savaşı Franklin Muharebesi” olduğunu anlıyoruz. 

Sonuçta James Garfield  Amerika Birleşik devletlerinin yirminci başkanı olarak seçilir ve ülkeyi yönetmeye değil soymaya aday Conkling’i yener. New york liman gelirlerini elinde tutan Conkling durmayacak ve sahtekarlıklarına devam ederek başkanın ayağını kaydırmaya çalışacaktır…

Gelelim suikastçı Charles J.Guiteau’ya. Deliliğin ve narsizmin sınırındaki figür:  İnançla deliliği, kibirle kırılganlığı harmanlıyor. Guiteau, Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanan bir “Dini fanatik” ama aynı zamanda şöhret takıntılı yazar. Başkanı ve çevresindekileri kendine inandırmak için ısrarcı tavırlarından vazgeçmiyor. Bu takıntılı hali onu suikasta kadar götürecektir. Ancak suikastı tek başına yaptığına beni inandırmadı.  Diğer seyircileri inandırdı mı bilmem, (çünkü dizi ısrarla tek başına yaptığına inandırmaya çalışıyor.)  Sonuçta böyle işler için genellikle  psikopatların ve akıl hastalarının kullanıldığını biliyoruz…

SONUÇ : 

Oldukça ders çıkarılacak bir dizi. Umudu köreltmemek lazım. Hiç aday olmadığı halde yozlaşmanın çürümenin karşısında kongre üyeleri tarafından dürüst, namuslu olduğu için Garfield aday gösteriliyor, halk da onu seçiyor. Bir döngüden söz etmiştim. Kötülüğün çoğaldığı rüşvetin tavan yaptığı yozlaşmanın, çürümenin, ahlak çöküntüsünün yaşandığı bir süreç elbette karşıtını yaratacaktır. Bu, diyalektik bir kuraldır. Ahlak ve vicdan kara gücün üstesinden gelecektir. Çünkü  haklıdır…

Karakter benzetmeleri bir gönderme mi diye düşünmeden edemiyor insan. 1881’de Cumhuriyetçi partinin diğer adayı olan Conkling bugünün Trump’ını çağrıştırıyor. Garfield ise yeni New York başkanını. Dizinin sonunda görüyoruz ki Conkling siyaset sahnesinden siliniyor. Kendi çıkarları için ülkeyi feda edenler tarihin sahnesinden silinmeye mahkumdur. Tarihin kahramanları ülkesine en iyi şekilde hizmet edenler olacaktır..

Death by Lightning” sadece bir tarih dizisi değil; vicdan ve ahlak hikayesi. Modern siyasete, medya şöhretine, dini fanatizme ve bireysel deliliğe aynı anda ayna tutuyor…

İyi seyirler…

Yönetmen : Matt Ross

Senaryo : Mike Makowsky

Görüntü Yönetmeni : Adriano Goldman

Kurgu : Anna Hauger, Joseph Krings, Joe Leonard, Michael Ruscio

Müzik : Ramin Djawadi

Oyuncular : Matthew Macfadyen, Michael Shannon, Betty Gilpin, Shea Whigham, Bradley Whidford, Nick Offerman

ABD / Biyografi-Tarihi-Politik Dram-Dönem Draması / 4 Bölüm

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz