Atatürk 1881-1919 İkinci Bölüm
Geldikleri gibi giderler…
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamını anlatan 2 bölümlük Atatürk filmi mutlaka izlenmeli. İkinci bölümde Mustafa Kemal’in hiç kaybetmediği savaşları, savaş taktiği ustalığı, siyasi ve askeri zekası sayesinde rütbe alarak yükselişi, emrinde çalıştığı generaller ve takip ettiği liderlerden öğrendikleri ile kendisini geliştirmesi anlatılıyor.
İki bölümden oluşan Atatürk filminin ilk bölümünü ilk yazımda senaryo olarak beğenmediğimi yazmıştım. Ama ikinci bölüm öyle mi? İlk filmde olduğu gibi Türkiye ile beraber aynı anda 30 ülkede gösterime girecek olan ikinci filmde senaryo, Görsellik, kamera, oyunculuk, film için kurulan platolar, kostümler, müzikler şahane. O nedenle ilk yazımda tamamını izleyip ondan sonra filmin yorumunu yazmak gerektiğini belirtmiştim. Ancak yapımcılar bize iki bölümü peş peşe göstermediler. On gün sonra ikinci bölümü izleyebildik. Bizde ilk film için yorum yazmak zorunda kaldık.
Hazırlıkları 1,5 sene süren filmin çekimleri 4,5 ayda tamamlanmış. Film için İstanbul, Konya, Aksaray, Hatay, Sakarya, İzmit, Çanakkele, Makedonya’da Üsküp, Manastır, Prilep ve Pelister olmak üzere yaklaşık 80 mekân kullanılmış. Mekânların maketleri, 3D taraması yapılarak 1000 Volt ekibi tarafından previzler hazırlanarak yaklaşık 5 haftada üretilmiş. Çekimlerde kullanılan aksesuar ve proplar 8 haftada yaklaşık 40 kişilik ekiple üretilmiş. Türkiye’de ve Makedonya’da yaklaşık 60 kişilik sanat ekibi ve yaklaşık 100 kişilik konstrüksiyon ekibinin çalıştığı yapımın Çanakkale Savaşı ile ilgili sekanslarda 800 kişilik figürasyon ve 300 kişilik stunt ekibi yer aldığı yapımda patlama sahneleri için yaklaşık 30 km kablo döşenmiş.
İkinci bölümde Mustafa Kemal’in hiç kaybetmediği savaşları, savaş taktiği ustalığı, siyasi ve askeri zekası sayesinde rütbe alarak yükselişi, emrinde çalıştığı generaller ve takip ettiği liderlerden öğrendikleri ile kendisini geliştirmesi anlatılıyor. Halkının cehaletini kırmak isteyen Mustafa Kemal eğitime öylesine önem vermiş ki, cephe de askerlerine okuma yazmayı öğretirken görüyoruz kendisini. Sonrasında, ülke savunmasına katkı sağlamak için evini, ocağını, okulunu gözünü kırpmadan arkada bırakıp koşarak Çanakkale savaşına katılan 15 yaşındaki çocukları izliyoruz gözümüz yaşararak… Onbeşlilerin cepheye katıldığı günlerde sıtma hastalığına yakalanıp, tir tir titrediği durumda bile askerinin yanında olması, istirahat etmelisiniz, dinlenmelisiniz diyenlere kızıp ayakta kalması Mustafa Kemal’e hayranlığı bir kat daha artıran sekanslar. Niye bu kadar kendinizi yoruyorsunuz diyenlere “-Mesuliyetin yükü Ölümden ağırdır” cevabını veriyor Atatürk.
Türk milletin yanında olan yabancı devletleri övüp, onlar bizim müttefikimiz diyenlere çok sinirleniyor ve “-bizim müttefikimiz yok, sadece biz varız” diyor. Bütün yaşamı boyunca “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” cümlesini doğrularcasına hareket eden, Ömrünün yarısını cephelerde savaşarak geçiren Mustafa Kemal, “Harp de beni ıskalayan her mermi bir madalyadır.” cevabını veriyor silah arkadaşına.
Mustafa Kemal, doğru bildiği yolda ilerlemek için normal yaşamlarında ve cephe de, fikirlerine ve emirlerine itiraz eden en yakın arkadaşlarını kırdığı olmuştur. Ama onlarla bağlarını hiç koparmamış, koruyup gözetmiş ve zamanı geldiğinde gönüllerini almıştır. 1915 Yılında Ruslar Bitlis’i işgal ettiğinde emrinde olan çok yakın arkadaşı yarbay Nuri’yi verdiği emri dinlemediği için kendisini görevinden almış ve kendisine şu tarihi cevabı vermiştir “-Asker ne yapacağını kumandanından öğrenir…”
Atatürk filminin öne çıkan diğer ismi Enver paşa. Türk halklarını Omanlı himayesi altında birleştirme idealleri olan, 1913’te Bab-ı Ali Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlayan, ittihat ve terakki cemiyetinin önderlerinden olan, Osmanlı devletinin 1. dünya savaşına girmesine öncülük eden, sonrasında Padişahın kızı ile evlenip saraya damat olup, Sarıkamış’da 78 bin şehit vermemize neden olan asker ve siyasetçiden de çokça bahsediliyor.
Enver paşanın adamları, Mustafa Kemal’e rütbe verin dediğinde onlara verdiği cevap çok ilginçtir : “-Hangi rütbe yeter ona… padişahlığı versen yukarısını ister, haşa…” iktidar ve güç sarhoşluğuna kapılan Enver ve adamları için yolun sonu geldiğinde, Vahdettin tarafından sürgüne gönderilerken adamlarından birisi “-Üzülmeyin birgün geri döneceğiz” der. Enver’in cevabı ders niteliğindedir : “-Biz döneriz de Vatan affeder mi?”
Mustafa Kemal, planladığı işler yolunda gitmeyince sinir krizleri geçirir. Kriz dolu uykusuz gecenin sabahında oldukça sakindir. Annesine, kızkardeşine ve arkadaşlarına karşı oldukça sevecendir. O kriz, kendisine yeni bir plan yaptırmıştır. Şimdi o yeni planı uygulama zamanıdır.
Vahdettin, babasının ölümünün ardından taht’a oturur ama yeni padişah öldürülme ve taht’tan indirilme korkusu yaşar. Korkak Vahdettin bu nedenle yanında güvenilir adamlar arar. Bunu anlayan Mustafa Kemal, korkak Vahdettin’i avucunun içine alır. Herkes, onu padişahın adamı sanmaya başlar. Mustafa Kemal’in kafasında kurduğu vatanı kurtarma plan tıkır tıkır işlemeye başlar.
Küçük bir çocukken babasını kaybeden Mustafa Kemal’in öğretmeni ile arasında geçen dialog tam bir sistem eleştirisi niteliğinde :
“-Padişahı kim padişah yaptı?
“-Babası.”
“-Benim babam öldü. Peki, ben ne olacağım.”
“-…..”
Atatürk’ü sevmeyen yobazlar, ikinci bölümü henüz izlemediler ama izlediklerinde Mustafa Kemal’in Corin ile aşk yaşadığı ve yatakta birlikte göründüğü sahnelere gönderme yapıp türlü türlü yakışıksız yorumlar yapacaktır. Bende diyorum ki, o genç bir adam. Elbette sevgilisi olacak ve sevişecektir. İki sevgili 1913-1916 yıllarında birbirlerinden uzak kaldıklarında sürekli mektuplaşmıştır. Corin ve Mustafa Kemal’in mektuplaşmalarını merak edenler, birbirlerine neler yazdığını öğrenmek için Corin’in yeğeni Melda Özverim’in kitabını okuyabilirler.
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bugünlerde, tarihsel aksaklıkları mevcut olsa da sinematografik olarak oldukça başarılı olan prodüksiyonun ikinci filminin 2024’ün Ocak ayını beklemeden ilk filmin etkisi geçmeden, en geç Kasım ayı sonunda vizyona sokulmasının doğru bir karar olacağını düşünüyorum. Seyirciler, ilk bölümden çıkar, sıcağı sıcağına karşı salonda ki ikinci bölüme girer filmi ogün bitirmiş olur. Filmin yapımcılarının önerdiğim vizyon durumunu değerlendireceklerine inanıyorum.
Filmin ilk bölümünün senaryosunu, anlatılışını beğenmemiş ve 2,5 puan vermiştim. İkinci bölümün iki yönünü beğenmediğim için 4 puan veriyorum. İki bölümde de zaman içinde gidip gelmelere bolca yer verildiği için anlatılan hikaye de kopmalar oluyor ve takip edilmesi zorlaşıyor. Bir bakıyorsun Mustafa Kemal Çanakkale’de savaşta, sonrasında hoop 1800’lere çocukluğuna dönüyoruz. Bir süre sonra hoop 1900’lere gidiyoruz, sonra başka bir tarihe. Atatürk’ün yaşamı ve savaşları kronolojik sıraya göre anlatılsaydı daha vurucu olurdu düşüncesindeyim. Halkımızın okuma, yazma, eğitim oranını ele aldığımızda zaman içinde gidip gelmelerin olmadığı kronolojik düz bir anlatım, Atatürk’ü anlayamayan ya da anlamak istemeyenlerin kafasına mıh gibi çakılırdı. İkinci eksiklik ise tarihsel hatalar. Bu hatalara girmek istemiyorum, girersem yazı çook uzar.
Kendinize bir iyilik yapıp zaman ayırınız, bu iki bölümlük Atatürk filmini mutlaka izleyiniz. İlk bölümde Mustafa Kemal’in yeniçeri kıyafeti ile baloya katıldığı sahne, Trablusgarp çöl sahneleri ve bölüm sonunda Tekirdağ’ın karakış soğuğunda askerleri ile yaptığı konuşma sahneleri, ikinci bölüm finalinde düşman donanmasının Dolmabahçe önlerine demir attığı görüntülerde Mustafa Kemal’in gözlerinin içi gülerek yaverine söylediği o tarihi cümle : “-Geldikleri gibi giderler…” sahnesi görülmeye değer.
Sonuç itibarı ile Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamını anlatan 2 bölümlük Atatürk filmi mutlaka izlenmeli. Atatürk’ü sevmeyen yobazlar da, ömrünün yarısı cephelerde geçmiş bir liderin kula kulluk edilen, babadan oğula geçen hanedanlığın tam ortasında hazırda bulmadığı bir Cumhuriyeti ‘onlar da özgürce yaşasın’ diye nasıl kurduğunu izlemeli ve Mustafa Kemal e teşekkür etmeli.
Yönetmen : Mehmet Ada Öztekin
Senaryo : Necati Şahin
Görüntü Yönetmeni : Torben Forsberg
Kurgu : Zeki Öztürk, Ruşen Dağhan
Müzik : Batu Şener
Oyuncular : Aras Bulut İynemli, Sarp Akkaya, Songül Öden, Darko Perić, Mehmet Günsur, Berk Cankat, Esra Bilgiç, Sahra Şaş, Bertan Aslani, Beran Kotan, Hamdi Alkan, Predrag Bjelac, Emre Mete Sönmez
Türkiye / Tarihi-Biyografi-Dram / 144 Dk