Better Man : Robbie Willams’ın Hikayesi

Şöhretin çekilemez ağır yükü!

Kalabalık sahnelerdeki muazzam koreografi ve müzikal tempo, Robbie’nin içine döndüğü ve psikolojik dramını yansıttığı duygusal sahnelerde teknolojinin de devreye girmesiyle “eğlence maymunu” benzetmesinin hakkının vermek için bütün bir film boyunca maymun olarak oynayan Robbie ile sadece bir şöhretin biyografik yolculuğu değil, çok kırılmalı ve yansımalı bir prizma gibi, BETTER MAN!

OrtaKoltuk Puanı:

 

Bugüne kadar pek çok sanatçı hakkında çekilmiş dramatik biyografik filmler izledim; çoğunda da vurgulanan aşağı yukarı aynı konuydu, şöhrete çıkan yolda merdivenleri çıkmak ne kadar zorsa, orada kalmak ve şöhretin getirdiği aşırı yükü taşımak, ondan da daha zordu! Ama Robbie Williams’ın  BETTER MAN filmindeki kadar ağır bir yük taşıyan şöhreti de hiç düşünmemiş, görmemiştim. Hani sırtında yük taşıyan hamal olsa muhtemelen daha mutlu bir yaşamı olacaktı! Şöhret, biraz da bisiklete binmek gibi; sürekli pedal çevirip orada kalmazsan, düşersin, yorulmak, vazgeçmek, bıkmak yok. Yapamasan da pes etmek yok.

İnişler çıkışlar  

Robbie Williams’ın yaşam öyküsündeki bu zorlu çıkış ve zirvede kalışı anlatan filmin diğerlerinden farkı, sanatçının iç dünyasını yansıtırken kendisini, başkasının değil, onun, kendisinin gözünden göstermesi; üstelik de Robbie, kendisini bir eğlence maymunu gibi gördüğünü anlatınca yönetmenin aklına işini daha zorlaştıran dahiyane bir fikir gelmiş ve Robbie’yi maymun yapmış!

“(Filmin en dikkat çekici ve sanatsal açıdan en cesur tercihi, yetişkin Robbie Williams‘ın, onun kendi sesi ve performansıyla hayat bulan, fotogerçekçi bir bilgisayar üretimli (CGI) şempanze olarak tasvir edilmesidir. Bu metaforik anlatım, Williams’ın kamuoyundaki “arsız maymun” imajını ve şöhretin getirdiği yabancılaşma hissini somutlaştırmayı amaçlamaktadır.)

Karşınızda küçük maymun Robbie, büyüyen maymun Robbie ve şöhreti taşıyamayan, bu yükü kaldırabilmek için alkol ve uyuşturucuda çare arayan maymun Robbie, hınzır Robbie, arsız Robbie, isyankar Robbie, korkak Robbie, bir ruh halinin bütün iniş çıkışları var. “Sen hiç kimse misin, kimsenin fark etmediği bir hiç misin?” Fark edilmek istiyor, ama herkes fark ettiği zaman da yalnız kalmak!

 Kitlesel çılgınlık

Film bu haliyle, sadece biyografik bir müzikal değil, aynı zamanda psikolojik bir dram, bir ruhsal ve toplumsal analiz, üstelik de sadece şöhret olmuş ve yüzbinlerce kişinin aklını alan sanatçının ruhsal iniş çıkışlarıyla değil, karşısındaki histerik kitlenin anlamsız çılgınlığıyla da dalga geçiyor. Şöhrete duyulan tutkunun altında ne var? Genç kızlar, duygularını da dile getiren şarkı sözleri ve danslarıyla beğendikleri bir ünlüye dokunabilmek, yakından görebilmek için niye kendilerini yırtarlar, niye çıldırırlar, niye, niye, niye… Ve kitlesel hayranlığa muhatap olmuş biri niye yapayalnızdır aslında?

Robbie’yi anlamak

Sinema salonunun karanlık ve serin ortamında beyaz perdedeki çılgınlığı izledikçe ve maymun suratlı Robbie’nin melankolisini, korkularını, tutkularını, azmini ve hırsını onu nasıl serseme çevirdiğini gördükçe, karşısında üstünü başını paralayan yüzbinlerce hayranını da anlamaya çalıştıkça aslında bir müzikal biyografi değil, toplumsal bir histeriyle karşı karşıya kalıyorsunuz

Sonuç olarak yüzlerce kişinin büyük bir çabayla gerçekleştirdiği bir sanat eserine saygı duymamak mümkün değil, iki buçuk saat boyunca, müzik, (üstelik de bir Türk : Batu Şener) dans ve koreografi, hele o son konserinde bacağından asılı olarak sahneye çıktığı ve bende bir nevi gökten inen çarmıha gerilmiş İSA’yı andırdığı sahne muhteşemdi. Bütün o dans sahnelerinin olağanüstü olduğunu söylemeliyim. Araya serpiştirilen, anne ve nine figürü, onları terk edip giden babaya duyulan özlem, yeniden kavuşma, nineyi unutma ve yeniden anımsama, (keşke Türk eşi Ayda ile de daha net bir kaç sahne olsaydı) nereden baksanız çok güzel, çok özenli sahneler.

Süre çok uzun

Ama sonuç olarak siz bir psikiyatr değilsiniz, sinema bir arınma seansı değil, karşınızda mavi gözlü bir maymunun çeşitli nedenlerle acı çekip şarkı söylemesini iki buçuk saat seyretmek de yorucu oluyor! Hep söylediğim, yazdığım gibi, üzerinde bu kadar çok uğraşıp, bu kadar çok çalışıp, bu kadar çok para harcayıp varını yoğunu döktükten sonra ne yönetmen, ne senarist, ne hikaye yazarı olan Michael Gracey, kesmeye kıyamıyor! Kesemiyor, film uzadıkça uzuyor! Ve siz iflah olmaz bir Robbie Williams hayranı değilseniz, o bitmez tükenmez konser sahneleri, müzikler bir süre sonra sahneye değil, saate bakmanıza neden oluyor!

Aslında bu kadar çaba ve güzelliğe daha çok puan verirdim ama iki buçuk saat nedeniyle bir yıldızlarını kırıyorum! Yoksa teknolojinin de yardımıyla ve kalabalık sahnelerin müthiş başarısıyla Michael Gracey çok daha fazlasını hak ediyor. Ama makası unutmuş!

Yönetmen : Michael Gracey

Senaryo : Michael Gracey, Oliver Cole, Simon Gleeson

Görüntü Yönetmeni : Erik Wilson

Kurgu : Martin Connor, Jeff Groth, Lee Smith, Spencer Susser, Steve Pemberton, Damon Herriman, Alison Steadman, Raechelle Banno, Kate Mulvany, Tom Budge

Müzik : Batu Şener

Oyuncular: Robbie Williams, Simon Gleeson, Jonno Davies, Steve Pemberton

Birleşik Krallık-ABD-Çin-Fransa-Avustralya / Biyografi-Fantastik-Müzik / 135 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz