Bir Ömrün Sonbaharı
ZAMAN KAYBI BİR YAPIM
Önce Zeynep’in travmalarını izleyicinin kucağına atıp altı ay sonrasında ise bu kez Can’ın sorununun altını kalınca çizse de, Bir Ömrün Sonbaharı, dramatik etkiyi kurmayı beceremiyor. Son dönem aşk temalı gençlik dizi ve kitaplarının şablonlarından sıyrılamayan film, zaman kaybım olarak haneme yazıldı..
Zeynep’in Travmaları ve Aşkı
7 Şubatta vizyona giren, gençlik filmi “Bir Ömrün Sonbaharı”, kısa bir süre önce bu kez Netflix’de gösterime girdi. Tez vakitte platforma düştüğüne göre ilgilisi vardır diye bir bakayım dedim. Ama daha önce bu türden gençliği avlayan kalın kitaplarla, kitap fuarlarında inanılmaz sıra oluşturan ve ciddi bir kitlesi olan bu eserlerin sinema versiyonlarından da ağzım fena halde yanmıştı. Tekrar bir şans vereyim deyip izlediğim, Burcu Yılmaz’ın eserinden uyarlanma ve yine senaryosunda da kendisinin imzası bulunan “Bir Ömrün Sonbaharı”, cümlenin ortasından konuşmak gerekirse tam anlamıyla fecaat.
Konu çok basit ve birazdan fazla olarak Yeşilçam taklidi. Zeynep (Eylül Tumbar) küçükken kaybettiği babasının ölüm travmasını atlamaz. Hep kaybetme korkusu yaşar. Üstelik bu travmatik halleri kardeşi ile olan sorunlarını da büyütmektedir. Bir gün yağmurlu günde karşısına yakışıklı esas oğlan Can (Bilal Yiğit Koçak) çıkar. Can ile kavga dövüş başlayan ilişkide Zeynep’in geçmiş korkuları ve baba kaybından duyulan sorumluluk ilişkiyi bazen çıkmaza sokar. Altı ay sonraya gittiğimizde ise bu kez Can’ın bazı sorunları baş gösterir. Bakalım bol şiirli, aşkın tüm sorunları giderdiği şeklindeki söylemler ilişkiyi kurtarabilecek mi?
İzmir ve Ankara Hattında Aşk.
Bir Ömrün Sonbaharı’nda Zeynep rolündeki Eylül Tumbar‘ı en son “Biz Kimden Kaçıyorduk” filminde izlemiştik. Kendisi bende her sahnesinde Seda Bakan’a olan benzerliğiyle yer etti. Ama yine de filmi az da olsa taşıyan kişi yine kendisi. Can rolündeki Bilal Yiğit Koçak ise, kendi derdine düştüğü kısımlarda ve özellikle finalde hiç inandırıcı oyunculuk sergilemiyor. Genel olarak yapımda akılda kalır bir performans göremedim. Yapımın “Dolu Kadehi Ters Tut” tarafından seslendirilen parçaları da yapımı kurtarmaya yetmiyor. Senaryodaki inandırıcılık problemleri o kadar fazla ki. Hele duvara yazılan, ekmek kovasına bırakılan Shakespeare soneleri kısmı filmi bizden koparmak için yeterli bir neden. Mekan olarak tercih edilen İzmir ve Ankara kısımları da senaryo zaafının kurbanı oluyor. Konunun içi doldurulmayınca sadece güzel bir kare olarak ekrana yansıyor bu kentler.
Zeynep ve Can’ın zamansal akış içinde ortaya çıkan içsel ve dışsal sorunlarını dramatik bir örgü ile kurup buradan duygusal bir atmosfer yaratma gayreti bulunsa da “Bir Ömrün Sonbaharı” bunu kurmayı başaramıyor. Kitabı okumadım fakat kitap da bu haldeyse işte o zaman vah ki vah halimize…
Yönetmen : Gizem Kızıl
Senaryo : Burcu Yılmaz
Görüntü Yönetmeni : Akın Çetin
Oyuncular : Eylül Tumbar, Bilal Yiğit Koçak, Lal Ensari, Taner Rumeli, Efe Eroğlu, Sedef Akalın, Sevim Erdoğan, Meriç Özkaya, Göktuğ Yıldırım
Türkiye / Romantik-Dram / 90 Dk.