CAFE SOCIETY
Ödüllü yönetmen Woody Allen’ın son filmi olan Cafe Society izleyici ile buluşmak için gün sayıyor. 2016 Cannes Film Festivali’nin de açılışında gösterilen film, tam bir görsel/işitsel şölen diyebiliriz.
Oyuncu kadrosunu Jesse Eisenberg, Kristen Stewart, Blake Lively, Parker Posey, Steve Carell, Corel Stoll ve Sheryl Lee gibi ünlü isimlerin oluşturduğu film 1 saat 36 dakika sürüyor.
Film yıldızları, milyonerler, playboylar, profesörler, fahişeler ve gangsterlerle dolu olan Woody Allen’ın Cafe Society’si 1930 New York ve Hollywood’unun panoramik bir hikayesi. Dramatik komedi türündeki film dokunaklı sahnelerini bir yana bırakırsak oldukça kaliteli bir espri anlayışına sahip. İzleyiciye bolca kahkaha attıracak gibi görünüyor. Filmin konusu ise kısaca şöyle:
Her bir bireyi oldukça ilginç olan bir ailenin en küçük oğlu Bobby Dorfman yaşadığı hayattan bezmiş durumdadır. Dönemin en popüler film yıldızlarının menajerliğini yapan dayısı Phil’in yanına gitmek ailesinin kuyumcu dükkanında çalışmaktan çok daha cazip gelince genç adam soluğu Hollywood’da alır. Phil’in ajansında çalışmaya başlayan Bobby, Hollywood’un skandal, dedikodu ve güzel kadınlarla dolu göz kamaştırıcı dünyasına ilk başlarda hayran kalsa da orada gerçekliğin bir hayli esnek bir şey olduğunu keşfedecektir. Kendini keşfettiği dönemde hayatına giren güzeller güzeli kadının kalbinde bırakacağı acıyla birlikte büyüyecek, şatafattan sıkılacak ve yaşadığı deneyimlerle farklı bir adam olmaya başlayacaktır. Hollywood’un deneyimlerinden sonra New York’a dönen Bobby sıfırdan yeni bir hayata başlasa da geçmişin parıltılı ancak acılı izleri onu rahat bırakmayacaktır.
‘Voice of God’ olarak anlatıcı görevini de üstlenen Allen, bunu şu sözlerle anlatıyor;
“Kendim seslendirdim çünkü kelimelerin tam olarak nasıl ifade edilmesi gerektiğini en iyi ben biliyordum.”
1930’larla ilgili olarak ise “O dönem beni hep büyülemiştir,” diyor Allen. “Muazzam bir tiyatro yaşamı, kafe ve restoran kültürüyle şehrin en heyecanlı dönemiydi. Nereye giderseniz gidin, tüm ada, sofistike gece yaşamıyla çalkalanıyordu.”
Dönemi yansıtan kıyafetler, kullanılan kıyafetler için seçilen renk ve desenler gözler için mutluluk kaynağıyken, caz müzik seçimi ise dinleyen kulakları fazla fazla mutlu etmeye yetiyor. Bununla birlikte sahnelerin açıları ve kullanılan ışık filmin dönemsel etkisini artırıyor.
Orta halli bir konu seçimi ve senaryoyla harikalar yaratan Allen, filmi izleyenlere bir şölen yaşatmayı kafasına koymuş gibi görünüyor.