Dünyanın Sonuna Doğru / The Dead Don’t Hurt

Kararlı, güçlü, azimli ve tutkulu bir kadın hikayesi

Aksiyon bazlı sayılmasa da, hem western meraklılarını, hem de farklı tarz sinemayı sevenleri tatmin edecek usta işi bir film.

OrtaKoltuk Puanı:

 

1958’de Danimarkalı bir baba ile Kanada kökenli Amerikalı bir annenin en büyük oğlu olarak New York’da doğan Viggo Mortensen, genelde ünlü bir oyuncu olarak tanınsa da, şair, yazar, besteci, fotoğrafçı ve ressam olarak çok sağlam işler yapmış, diğer sanatçıların eserlerini basan bir yayınevi de kurmuş çok yönlü bir sanatçı.

Mortensen 2020’de, yazdığı, yönettiği, başkişilerinden birini canlandırdığı, müziğini ve yapımcılığını üstlendiği “Falling” ile kamera arkasına geçmiş. Çok iyi eleştiriler alan bu aile dramasının ardından 2023’te çektiği ikinci filmi “The Dead Don’t Hurt” ile, günümüzde artık pek rağbet görmeyen, ancak bir zamanların en önde gelen türlerinden “western”e dönüş yapıyor.

Ölüler Acı Çekmez” olarak çevirebileceğimiz özgün ismi yerine Fransa, bazı İskandinav ve İspanyol ülkelerinin tercih ettiği “Dünyanın Sonuna Doğru” adıyla gösterime girecek bu filmi de, ilk filmindeki gibi yazmış, yönetmiş, müziğini ve yapımcılığını üstlenmiş. Baş erkek oyuncusu çekimlerin başlamasından bir süre sonra filmden ayrılınca ana karakteri canlandıran Vicky Krieps’in önermesi üzerine bu rolü de kendi oynamış.

Prömiyerini 2023 Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan “The Dead Don’t Hurt” acımasız ve gaddar bir erkek egemen dünyada ayakta kalmaya kararlı, güçlü, azimli ve tutkulu bir kadının öyküsüdür. 1860’larda, Fransız-Kanadalı bağımsız Vivienne Le Coudy (Vicky Krieps) Danimarkalı göçmen marangoz Holger Olsen’le (Viggo Mortensen) tutkulu bir ilişki yaşar ve onunla birlikte Nevada’nın kuzeyindeki ücra Elk Flats kasabasına gider. Birlikte yaşadığı Olsen’la evlenmeyi kabul etmeyen Vivienne, kasabada barmaid olarak çalışır. İç Savaş çıktığında, belki esarete karşı olduğu, belki de artık göçmen değil Amerikalı olduğunu kendine kanıtlamak amacıyla eski asker Olsen gönüllü olarak Birlik Ordusu’na katılır, Vivienne, yozlaşmış Belediye Başkanı Rudolph Schiller (Danny Huston) ve vicdansız iş ortağı toprak sahibi Alfred Jeffries’in (Garret Dillahunt) egemen olduğu kasabada bir başına yaşam savaşı verirken, Olsen’in yokluğu Jeffries’in psikopat oğlu Weston’un (Solly McLeod) ona tecavüz etme çabalarını doruğuna çıkarır. Birkaç yıl sonra İç Savaş’tan dönen Olsen ile Vivienne arada dönüştükleri kişilerle yüzleşmek, kabullenmek ve barışmak zorunda kalırlar…

Adaletsiz Vahşi Batı’da kötücül karakterlerin önüne geleni vurması, iyilerle kötülerin bildik savaşları, toz toprak içindeki kasaba yolları, Saloon’ların çift tarafa açılan yaylı kapıları ve altı patlar tabancalarıyla “The Dead Don’t Hurt”, klasik western kalıplarında gelişir.

Ancak Mortensen, hikâyesini sonundan, Vivienne’in çocukluk hayallerinde yer etmiş şövalyeyi yeniden düşleyerek son nefesini verdiği andan başlatarak, ilk sekansta vahşi bir seri cinayetle öykünün kötü kişisini ifşa ederek filmine farklı, güncel ve etkileyici bir bakış getirir. Bu çağcıl bakış açısı, sadece anlatının zamanda gidip gelerek kronolojiyi kırmasında değil, filmin başkişisinin kadın oluşunda ve western türünde pek görülmemiş olan duyarlılık dozunda da açığa çıkar. Mortensen, klasik western’in intikam ve kötülerin cezalarını bulması gibi olmazsa olmaz temalarını ustalıkla arka plana çekerek, Vivianne ile Olsen’in benzersiz aşkını öne çıkarır. Sevgi, tutku, pişmanlık, affetme ve affedilme temalarını müthiş dozunda bir duygusallıkla yansıtır.

Tabii ki bunda oyunculuktan gelen Viggo Mortensen’in kendisinin de dâhil olduğu çok başarılı kadrosunun olağanüstü yorumlarının etkisi büyüktür. Özellikle Vivianne ve Olsen’i derinlemesine ele alan yönetmen, yan karakterleri göreceli olarak iki boyutlu bırakarak onları iyice öne çıkarır. Güçlü ve becerikli Vivienne’i kusursuz biçimde canlandıran 1983 Lüksemburg doğumlu Vicky Krieps kuşağının en iyi oyuncularından olduğunu bir kez daha kanıtlar.

Yapım Tasarımı ve Kostümler, Görüntü Yönetmeni Marcel Zyskind’in çektiği manzaralar mükemmeldir. Her şeyi saran çevre bir fon olmaktan çıkmış, anlatının temel dayanağına dönüşmüştür. Mortensen’in dingin temposu izleyicinin bu benzersiz görselliği iyice içine çekmesine olanak sağlamaktadır.

Bu bağlamda film biter bitmez final jeneriğini izlemeden ayaklanan izleyicilerin olasılıkla “The Dead Don’t Hurt”ün en güzel sekansını kaçıracaklarını belirtmek isterim. O görkemli sinemaskop görüntü gündüz manzarasından gün batımına dönüşürken, olağanüstü görselliğe gerçekten üst düzey besteci Mortensen’in benzersiz müziği eşlik eder.

Sonuç olarak, pek aksiyon bazlı sayılmasa da, hem western meraklılarını, hem de farklı tarz sinemayı sevenleri tatmin edecek usta işi bir film. Vizyonda kaçırmayın derim.

Yönetmen / Senaryo / Müzik : Viggo Mortensen

Görüntü Yönetmeni : Marcel Zyskind

Kurgu : Peder Pedersen

Oyuncular : Vicky Krieps, Viggo Mortensen, Danny Huston, Garret Dillahunt, Solly McLeod, Colin Morgan, Ray McKinnon, W. Earl Brown

Meksika-Kanada-Danimarka / Dram-Romantik-Western / 129 Dk.

1 YORUM

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz