Köylüler / Chlopi

ÖZGÜN ANİMASYON BAŞYAPITI

Hugh ve Dorota Welchman’ın “KÖYLÜLER”i vizyonda

4 Bölümde mevsimlerin değişimini, köy ve tarla yaşamını, insan ilişkilerini hem doğal hem de sert bir dille aktaran “Köylüler”, Nobel Ödüllü bir yazarın çağdaş bir okuması olarak, insanlığın dramına dair eskimeyen bir hikayeye yeni bir boyut kazandırıyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Sinema tarihine “ilk uzun metraj yağlı boya filmi” olarak geçen “Vincent’i Sevmek / Loving Vincent”in (2017) yaratıcıları Hugh Welchman ve Dorota (Kobiela) Welchman’ın 6 yıl aradan sonra yaptıkları “Köylüler / Chlopi / The Pleasants” animasyon türünün özgün bir başyapıtı. 5 yılda hayata geçirilen bu görsel ve işitsel şölen filmi Polonyalı Wladyslaw Reymont’un aynı adlı Nobel Ödüllü romanından uyarlandı. Film 4 bölümde mevsimlerin değişimini, köy ve tarla yaşamını, insan ilişkilerini hem doğal hem de sert bir dille aktarıyor. 19. yüzyıl empresyonist tablolarından esinlenen el boyaması tekniğiyle, “Köylüler” önce oyuncularla çekildi, ardından filmi oluşturan 79 bin kare için yağlı boya tablolar üretildi. Film yapımında emeği geçen 3 ülke vatandaşı sanatçılar proje üzerinde 200 bin saatten fazla emek verdi.

Tüm sahneler çekildikten sonra boyandı; film 80 bin tablodan oluşuyor. Boyama işlemi için 1350 litre boya kullanıldı. Filme zenginlik katan dans ritüelleri Polonya kültürüne uygun olarak gerçekleştirildi. Filmde 19. ve 20. yüzyılın başlarının Polonyalı seçkin ressamlarının eserlerine de yer veriliyor. Genç Polonya modernist hareketinden ilham alan resimler, dönem empresonizminden hiperrealizme kadar uzanıyor ve Lukasz Rost takma adlı rapçi, besteci Luc Kowski’nin senfonik halk şarkılarıyla desteklenen, görsel olarak baş döndürücü sekanslarla doruğa ulaşıyor. Film edebiyat ile sinemanın buluşmasının parlak bir örneği. “Köylüler” Nobel Ödüllü bir yazarın çağdaş bir okuması olarak, insanlığın dramına dair eskimeyen bir hikayeye yeni bir boyut kazandırıyor.

EDEBİYATLA SİNEMANIN PARLAK BULUŞMASI

1904 ile 1909 yılları arasında yazılmış romanın 4 bölümünün her biri köylülerin yıl içindeki hayatlarındaki bir mevsimini temsil eder. Sonbahar ile Kış 1904’te, İlkbahar 2 yıl sonra,Yaz 1909’da yayınlandı. Bu ayırım insan yaşamının doğa ilişkisine vurgu yapmaktadır. Natüralizm edebiyat akımının bu önemli eseri 27 dile çevrildi. 19. ve 20. yüzyılda geçen hikayenin dramatik kırılmaları, değişen mevsimlere, tarlalardaki ağır işlere ve geleneksel bayramlara bağlanıyor. Polonya kırsalında Lipce adlı köyün en güzel kızı olan Jagna (Kamila Urzedowska), kendi yolunu çizmeye kararlı bir genç kadındır. Köyün en zengin çiftçisi Maciej’in (Miroslaw Baka) evli oğlu Antek’e (Robert Gulaczyk) aşık olan Jagna, paragöz annesi tarafından, köyün en bereketli tarlası karşılığında babası yaşındaki Macij ile evlendirilir. Film başkasını sevmesine rağmen, varlıklı ama despot bir toprak ağasıyla evlenmeye zorlanan bir genç kadının değişen yazgısının trajik hikayesini anlatıyor. Zamanla Jagna, köylülerin kıskançlık ve nefret nesnesi haline gelir, film onun bağımsızlığını korumak için giriştiği savaşı anlatır.

Köylüler”i yazarken, kaçınılmaz olan (büyük bir parantez açıp) “Loving Vincent” başyapıtını hatırlatmaktır. Bu filmin bende yarattığı etkiye gelince… Van Gogh’un en ünlü eserlerini yarattığı coğrafyayı görmek için yıllar önce yaptığım bir seyahatte, Paris’e 40 dakikada mesafesindeki Auvers Sur-Oise’a gitmiştim. Yaşamı boyunca deli gözüyle bakılan, tabloları alıcı bulmayan, intiharından sonra şöhret kazanan Vincent Van Gogh’un kardeşiyle yan yana yattığı mezarı ziyaret etmiştim. Auvers Sur-Oise’da 70 günde çizdiği 70 yağlı boya tabloya ilhan veren buğday tarlalarını gezmiş, Orsay Müzesinde bulunan “Auvers’deki Kilise”yi ziyaret ederek sanatçıya saygı duruşunda bulunmuştum.

Sinema tarihinin ilk uzun metraj yağlı boya filmi, tamamı boyalı animasyonu olan “Loving Vincent” Polonyalı Dorota Kobiela ve İngiliz Hugh Welchman’ın senaryosunu yazıp yönettiği Polonya ve Birleşik Kırallık ortak yapımı bir biyografik animasyon. 30. Avrupa Ödüllerinde En İyi Animasyon seçilen filmin senaryosu, sanatçının kardeşi ve destekçisi Theo’ya yazdığı mektuplar üzerinden yazıldı. Film Van Gogh’un ömrünün son yıllarını geçirdiği Auvers Sur-Oise’da, ölümüne (intiharına) zemin hazırlayan şartları konu edinmektedir. Film Van Gogh’u tablolarını bir araya getirerek anlatır. 65 bin kareden oluşan filmin her bir karesi, 125 kişilik profesyonel yağlı boya ressamı tarafından, Van Gogh’un tekniğine sadık kalınarak çizildi. 5,5 milyon dolar bütçesinin yaklaşık sekiz katı hasılat sağlayan film gişede 42 milyonluk bir ticari başarı yakaladı.

İKİ ANİMASYON USTASI

Köylüler”e dönecek olursak, Maciej’in büyük oğlu Antek’in Hanka adlı kıskanç ve karizmatik bir karısı vardır. Maciej’in Jagna’nın annesine çeyiz olarak 6 dönümlük arazisini verme teklifine Antek ile Hanka karşı çıktıklarında, kopan kavga sonunda karı-koca çiftlikten kovulur. Sürgündeki Antek ile gizli ilişkisini sürdüren Jagna, kocası tarafından birkaç kez ihaneti sırasında yakalanır. Kerhen evlenmek zorunda kalan Jagna’nın aşık olduğu üvey oğlu Antek ile görüşmeye devam etmesi, hem ailede hem de toplumda derin bir çatlak açar; köy halkının nefret objesi olmasıyla neticelenir. Köylüler, toprak sahipleri mahkemesinin kendilerine ait ormanları kesme kararına karşı çıksa da, yerel yönetimin toprak ağalarını korumasıyla aralarında savaş başgösterir.

Çatışmada Maciej ciddi şekide yaralanır. Rus birliklerinin müdahalesiyle, Antek dahil birçok köylü tutuklanır. Köye uğursuzluk getirmekle suçlanan Jagna, tüm köyü karşısına alır. Yaralı yatağında dolap çevirmeyi sürdüren Maciej ile, Jagna’nın Antek’i kurtarması için başvurduğu belediye başkanının fırsatçılığı ile, kayınpederi tarafından kayırılan Hanka’nın devreye girmesi ile, olaylar trajik bir finale ulaşır. Film bilhassa bayramlarda votka içip, otantik halk enstrümanlarının coşkulu müziği eşliğinde çılgınca dans eden köylüleri sergileyen mükemmel koreografili sekanslarıyla, Polonya kırsalındaki bir köy aracılığıyla, benzersiz bir kültüre etkileyici bir bakış sunuyor.

Yazımı bu özgün filmin yaratıcılarıyla bitireceğim. 1975 Berkshire doğumlu yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı ve görsel efekt uzmanı İngiliz Hugh Welchman Oscar Ödülü sahibi bir sanatkar. Polonya’ın Lodz şehrinde çektiği “Peter ve Kurt” ile 2006 yılında En İyi Kısa Metraj Animasyon Filmi Oscar’ını kazanmıştı. Hugh Welchman, Olivier Dahan’ın 2 Oscar Ödüllü “Kaldırım Serçesi / La Mome”da (2007) görsel efekt süper gözlemcisi olarak görev almıştı. “Loving Vincent” 2017’de En İyi Animasyon dalında Oscar ve Altın Küre Ödüllerine aday gösterilmiş, ödülü Pixar’ın “Coco”su kazanmıştı. Hugh Welchman’ın iş ortağı ve eşi Dorota Kobiela, 1978 Bytom doğumlu bir yönetmen, senaryo yazarı ve kurgucu. Dorota Kobiela bir ressam olarak teknikleri ve Van Gogh’un öyküsünü yazdığı mektuplar üzerinden inceledikten sonra, “Loving Vincent” hayata geçirildi. Kobiela İngiltere’de çekilen “The Flying Machine” (2010) animasyon filminin 4 yönetmeninden biriydi. Jagna rolü için 600 aday arasından seçilen Kamila Urzedowska güzelliği ve ekranı aydınlatan tebessümüyle filme renk kattı.

Yönetmen / Senaryo : DK Welchman, Hugh Welchman

Görüntü Yönetmeni : Kamil Polak

Kurgu : DK Welchman

Müzik : Waldemar Pokromski

Oyuncular : Kamila Urzedowska, Robert Gulaczyk, Julia Wieniawa-Narkiewicz, Andrzej Konopka, Malgorzata Kozuchowska, Andrzej Mastalerz, Miroslaw Baka, Sonia Mietielica, Sonia Bohosiewicz, Maciej Musiał, Ewa Kasprzyk, Dorota Stalinska

Polonya-Sırbistan-Litvanya / Dram / 114 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz