O

O    (It)

O filminin yönetmen koltuğuna ”Anne(Mama)-2013” ile tanıdığımız 1977 Arjantin doğumlu Andy Muschietti oturmuş. O, yönetmenin ikinci uzun metraj korku filmi. Film, Stephen King’in 1986 yılında yayınlanan ve o yıl en çok satan kitabından senaryolaştırıldı. O, 27 yıl önce vizyona giren aynı isimli yapımın yeni versiyonu. O, 1990 Yılında sinema severler tarafından hayli ilgi görmüş ve hatırı sayılır bir gişe başarısı yakalamıştı. 1990 Yapımı filmle 2017 yapımı filmi karşılaştıracak olursak ben, bilgisayar destekli yeni versiyonun daha eli ayağı düzgün bir yapım olduğunu düşünüyorum.

İlk kez 1900’lü yıllarda görülen palyaço, her 27 senede bir ortaya çıkıp mutsuz ve korkuyla yaşayan çocuklara musallat oluyor. Öldürebildiği kadar çocuğu öldürüp sonra ortadan kayboluyor. (İlk çevrim filmden yeni versiyon arasında geçen (2017-1990=27) yıllara hürmeten senaryoda böyle bir sene değişikliği yapılmış.)

Palyaço, günümüz korku sinemasında acımasız korkutucu karakterler arasında yer alıyor. Ben, şahsen çocuk olsam bu filmi izledikten sonra palyaçoların bulunduğu etkinliklerden ve palyaçolardan uzak dururdum:) Ama, unutulmamalı ki filmimizdeki şeytani yaratık derin, karmaşık ve karanlık korkulardan besleniyor.  O sizin kokunuzu alıyor. Ondan korkmadığınız sürece sorun yok. İlginçtir, ilk filmde aramızda rahatça dolaşan palyaço, yeni versiyonda kanalizasyondan dışarı çıkmıyor!

Film, 1988 yılının Maine kasabasında yağmurlu sonbahar günü sekansı ile açılıyor. 12 yaşında kekeme olan Billur Denbrough (Jaeden Lieberher), soğuk algınlığı nedeni ile hastadır. Kardeşi Georgie (Jackson Robert Scott), yağan yağmur suyunda yüzdürmek için kendisinden kağıttan gemi yapmasını ister. Gemisini yüzdürmek için dışarı çıkan Georgie’nin gemisi mazgal çukuruna düşer. Almak için eğidiğinde karşısında tüm şirinliği ile palyaço belirir. Palyaço, kandırdığı çocuğu mazgaldan derinliklere çeker. Aradan 3-4 ay geçer. Billy, kardeşinin ortadan kayboluşundan kendini sorumlu tutmaktadır ve hala yaşadığına inanmaktadır. Billy, sonradan tanıştığı değişik karakterleri ve korkuları olan biri kız 6 çocukla şeytani palyaçoya karşı amansız bir mücadeleye girişir..

7 Çocuğun ayrı ayrı korkuları ve yaşamla ilgili endişeleri vardır. Grubun tek kızı olan Beverly Marsh (Sophia Lillis), ilgisi olmadığı halde toplum tarafından okul fahişesi olarak lanse edilmiştir ve her akşam evde onu canavar karakterli bir baba beklemektedir. Diğer çocuklar ise anne ve baba baskısı, aşırı kilo, hastalık ve zenci olma v.b. nedenlerle okullarında arkadaşları tarafından dışlanmışlardır.

Bu 7 karakteri canlandıran genç oyuncuları oldukça başarılı buldum. Jaeden Lieberher’i Tom Hanks’in küçüklüğüne benzettim. Sophia Lillis ise bana göre oyunculuğu ve güzelliği ile geleceğin yıldız adayı. Bill Skarsgard ise palyaço Pennywise rolü ile müthiş bir oyun çıkarmış. Olay örgüsüne uygun seçilen müzikler çok başarılı. Özellikle, korku filmlerine özgü ”la la la la laa laa, la la la la laa laa” diye başlayan ”Dead Slince” isimli açılış müziği seyircide nostalji yaratıyor. Filmin kurgusunu, görselliğini ve kamerasını da beğendim. Bu O’nun ilk bölümü. İkinci bölümde 7 genci 40’lı yaşlarda palyaço ile mücadele ederken izleyeceğiz.

Sözün özü: Geminizi yüzdürmeye, korkularınızla yüzleşmeye hazır mısınız?  İzlerken şoka girecek, yüreğiniz korku ile dolacak, heyecanlanacak ve sonunda cesaretlenip kendinize gelerek Pennywise’yi karanlığına göndereceksiniz. Bana göre O, en iyi Stephen King filmi, kaçırmayınız! İyi seyirler.