Özür Dilerim

”Özür Dilerim”, Ne güldürüyor ne olduruyor, film sizi sarıp sarmalamıyor, öylesine filme bakıp geçiyoruz. Oyunculuklar da filmin ana çatısı gibi çok kötü. Ortada konu namına bir şey yok. Nerede ise insanın aklına şu geliyor o zaman : Film, ismini daha baştan “Özür Dilerim” koyarak belki de bizim zamanımızı çalacağı için bizden özür diliyor. Bu özrü kabul edip etmemek sizlerin takdirinde, ben kendi adıma vaktimi çaldınız deyip geçiyorum. Zira son dönemde o kadar çok bu duyguyu yaşatan yapım ile karşılaşıyorum ki, bir de İbrahim ve Oğuzhan ikilisi yapmış, çok mu?

OrtaKoltuk Puanı:

 

Bir Özür de Biz İzleyenlere Gelsin…

Yapımcılığını “25 Film”in üstlendiği “Özür Dilerim”, kısa bir süre önce Disney Plus dijital platformunda yayınlanmaya başlandı. Hem filmin senaryosunu yazıp yöneten hem de başrol oyuncusu abi olan Erkin karakterine hayat veren İbrahim Büyükak’a Oğuzhan Koç, kardeşi Koray rolünde hayat vermesi bizleri pek şaşırtmadı. Çünkü her iki oyuncu hem iyi birer dostlar hem de daha öncesinde “Yol Arkadaşım” ve “Yol Arkadaşım 2” filmlerinde de yine beyaz perdede görünmüşlerdi.

Bu kez ikili arkadaş olarak değil, rolleri icabı abi / kardeş olarak önümüzdeler. Yapımın tam da görücüye çıktığı bu günlerde başrol oyuncusu Oğuzhan Koç bu filmiyle değil yine günlerdir konuşulan Demet Özdemir ile kötü giden evliliği ile gündemde. İnsanın keşke bu filmle ismi gündeme gelse diyesi geliyor ancak film bize bunu dedirtmeyecek kadar kötü bir yapım olmuş. Kabak tadı veren evli ikiliye dair magazin haberleri bile bu filmden daha izlenir nitelikte çünkü…

Aslında film, başlangıcını hiç de fena yapmıyor. Tıpkı bir art house çoğu yapımı gibi yalnızlık ve yabancılaşma sorunu yaşayan bir öznenin iyi bir şekilde işleneceğini düşünüyoruz. Zira Erkin (İbrahim Büyükak), ses dışında yaşam varlığı olmayan bir deniz fenerinde bekçi olarak çalışmaktadır. Anne ve babasını tanımayarak, kardeşi olan Koray (Oğuzhan Koç) ile dalgalı giden bir kardeş ilişkisi yaşayarak oldukça yalnız bir görüntü sergilemektedir. Hatta telefonuna eskort olarak kaydettiği kızları kendi evinde kağıt oyunları oynamak için çağırarak yalnızlığını biraz da olsa bu suretle örtmek ister. Tüm bu anlatımlarda fonda Erkin Koray tarafından seslendirilen “Yalnızlar Rıhtımı” şarkısının melodileri gelmekte ve durum daha da pekişmekte.

Erkin’in özel hayatı da çok parlak değildir. Her nedense son anda kız arkadaşı olan Merve (Gizem Karaca) ile ayrılmakta, bunun yanında kardeşi olan Koray’ın da evliliğe giden ilişkisini dinamitlemektedir. Öte yandan kumara da bulaştığından dolayı yüklüce borcu bulunmakta ve bu nedenle kredi çekmekte ancak bunları ödeyemediğinden dolayı hakkında haciz işlemleri yapılmakta. Tüm bu anlatılara kadar yer yer espriler görüyoruz. Devamında ise huzurevinde bulunan ve anlaşılan belli bir varsıllığı da bulunan dedesinin şakadan da olsa ölüm haberini alır.

Uzun süredir dedesini görmeyen Erkin’in yalnızlığından ve borçlarından haberdar olan biraz da çapkın dedesi (Metin Coşkun), torununa para vermek için bazı şartları önüne koyar. Erkin, hem Merve’den hem de uzun süredir kendisine kızgın olan kardeşi Koray’dan özür dileyecek ve bunlarla ilişkilerini yola koyacaktır. Şimdi Erkin’in önünde iki yol vardır: Ya yalnızlığı devam edecektir ki artık belki de dedesini de göremeyecektir. Ya da uzun süredir görmediği ve kalplerini fena kırdığı eski sevgilisi ile kardeşinin kalplerini kazanarak dedesinden talip olduğu paralara kavuşacaktır. Ancak ikinci yol oldukça meşakkatli görünür.

Bu Özrü Kabul Edelim mi?

İbrahim Büyükak, aslında hem TV programlarında hem de kimi dizi ve filmlerinde sempatik halleri ve esprileri ile belli bir kitlesi olan bir oyuncu. Ancak bu yapımın önceki filmlerinin gerisinde kaldığını görüyoruz. Öncelikle oyunculuklar… Hicabi rolüyle tecrübeli Müfit Kayacan ile dede Metin Coşkun ve de kısmen Gizem Karaca’yı bir kenara koyarsak oyunculuklar filmin ana çatısı gibi çok kötü. Oğuzhan’ın tutuk ve bu filmde daha da belirgin fena oyunculuğundan öte belki de elimizde tek tutar yan esprilere anlık olarak gülmek kalıyor. Ancak film geneli itibari ile de güldürmüyor. Kuşkusuz bazı sahnelerde gülmüyor değiliz.

Eminim kardeşlerin didişmeleri ve Merve’nin kininden kaynaklanan kimi sözler gülümseme yaratacaktır. Ancak filmin geneline bu yansımıyor. Dediğim gibi filmin başındaki o bunalmış, yalnız adam profili iyi işlenip sonraki özür dileme fasılları daha incelikli işlense başı art housa’dan türeme, sonu ise kitle sinemasına yaklaşan bir film ile karşılaşabilirdik. Ancak terminatör baba kısımları sonrasındaki Merve ile yeni nişanlısına istemeyerek dâhil olunan kısımlar o kadar klişe ki. Ne güldürüyor ne olduruyor, film sizi sarıp sarmalamıyor, öylesine filme bakıp geçiyoruz.

Dolayısıyla filmin güldürme iddiası da çöpe giriyor, eh oyunculuklar da çok fena, ortada konu namına bir şey de yok. Nerede ise insanın aklına şu geliyor o zaman : Film, ismini daha baştan “Özür Dilerim” koyarak belki de bizim zamanımızı çalacağı için bizden özür diliyor. Bu özrü kabul edip etmemek sizlerin takdirinde, ben kendi adıma vaktimi çaldınız deyip geçiyorum. Zira son dönemde o kadar çok bu duyguyu yaşatan yapım ile karşılaşıyorum ki, bir de İbrahim ve Oğuzhan ikilisi yapmış, çok mu?

Yönetmen / Senaryo : İbrahim Büyükak

Kurgu : Erdinç Çözen

Müzik : Jingle Jungle

Oyuncular : İbrahim Büyükak, Oğuzhan Koç, Gizem Karaca, Yeliz Kuvancı, Mert Turak, Gümeç Alpay, Müfit Kayacan, Metin Coşkun, Fatma Toptaş

Türkiye / Komedi / 110 Dk.

 

 

4 YORUMLAR

  1. Kendimden özür dilerim filmi izlemeye başladığım için. Bitirmeyi kendime hakaret saydım zaten. Kimse de dememiş mi abi çok saçma bu diye çekerken.

  2. Valla kim ne derse desin en azından filmin yarısına kadar gülme krizi geçirdiğimden filmi duraklatmak zorunda kaldım herkesin mizah anlayışı farklı hoşuna gitmeyenler olabilir mesela ben çoğu kişinin güldüğü şafak sezer filmlerine hiç bir zaman gülemiyorum ama bu film bana oldukça kaliteli geldi ugak tefek kusurlar var tabi.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz