2015 ABD-İngiltere ortak yapımı SPECTRE, 148 dakika süreli,aksiyon-casusluk türündeki filmin yönetmen koltuğuna bundan önceki Bond filmi Skyfall’ında yönetmenliğini yapan Sam Mendes oturmuş. Yeni Bond filmi Spectre, bugüne kadar çekilen 25 Bond filminin en pahalı yapımı. Pahalı ama bence içi boş. Senaryo, maalesef mantık hataları ile dolu. Liseli bir öğrenci bile, filmin senaristinden mantık hataları daha az iyi bir senaryo yazabilirdi diye düşünüyorum. Bence, senaristler tıkandılar ve yazacak konu bulamıyorlar. Filme değişik beklentiler içinde gidiyorsun, heyecanlanıyorsun ama dakikalar ilerledikçe hayal kırıklığına uğruyor ”-pöh!! bu mudur?” diyorsun. Spectre, iyi bir tek plan sekansı ile açılış yapıyor. Mexico City’de Ölüler Günü Festivali’nde bir kızla beraber günün anlamına uygun bir şekilde ”Killing” kostümüne bürünen James Bond, ortalığı kan gölüne çevirmek isteyenlere aman vermiyor. Helikopterle, onbinlerce insanın doldurduğu alanın üzerinde taklalar atma ve heyecanlı bir kaçıp kovalama sahnelerini izlerken ”-inşallah film böyle devam eder”diyorsunuz ama sonrasında film bildiğimiz sularda yüzmeye başlıyor. Ölen patronu M bıraktığı mesajda Spectre isimli örgütün çökertilmesini istiyor. James Bond, M’nin yerine atanan C tarafından, son işinde çevreye verdiği zarar nedeniyle işten el çektiriliyor ve tüm yetkileri elinden alınıyor. Ancak Bond, M’nin son emrini yerine getirmek üzere tek başına örgütü çökertmeye ve liderini bulmaya yola çıkıyor. Konu kısaca böyle…
Bu filmde, James Bond’un diğer maceralarındaki düşmanlarının hepsinin Spectre örgütünün elemanları olduğunu öğreniyoruz. Peki, bu örgütün lideri neden sürekli Bond ile uğraşıyor? Söyleyeyim. Yıllar önce bir kazada öldüğü bilinen Spectre örgütünün lideri Franz Oberhauser, Bond’un üvey kardeşi. Babası, hep Bond’u sevip ilgilendiği için kıskançlık krizine girmiş, içinde yıllarca intikam ateşini canlı tutarak kendini geliştirmiş ve her fırsatta Bond’u öldürmek için en gözde adamlarını üzerine salmış. İşte Spectre, böyle abuk subuk bir hikayeye sahip dostlar. Peki, bu filmin sonunda Bond’un başına türlü belalar açan ve tüm sevdiklerini öldüren Bond’un üvey kardeşi yakalandığına göre Bond serisi bitti mi? Sanmıyorum ama bence 4.kez Bond rolünü oynayan Daniel Craig için bitti diyebiliriz. Çünkü, son filmde kendisi diğer filmlerine nazaran rol için isteksiz, soğuk ve yavandı.”-Ben Bond,James Bond” repliğini söylerken bile kerhen söylüyor gibiydi. Ünlü aktris Monica Bellucci’nin ise filmde bond kızı olarak kısa bir rolü var. Bence Monica gibi bir oyuncuya böylesine vasıfsız kısa rol verilerek ayıp edilmiş.
Diğer bir itirazım ise filmin uzunluğuna. Süre uzun olunca boşluklar doldurulamıyor ve gereksiz sıkıcı sahneler izlemek zorunda kalıyorsunuz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen yeni Bond filminin aksiyon sahnelerini ve görselliğini beğendim. Zaten ben ne söylersem söyleyeyim, serinin takipcileri ve hayranları filmi izleyip iyi-kötü olduğuna kendileri karar verecektir. Filmin oyunculuklarını beğenmedim. İyi oyuncu diyerek yere göğe koyamadığım kötü adamı oynayan Christoph Waltz bile beni hayal kırıklığına uğrattı. Sözün Özü: Bu yeni James Bond filmi konu ve senaryo açısından beni tatmin etmedi. Belki hayranlarını tatmin eder:)…
İyi Seyirler.
