SUİKAST
Suikast filminin yönetmen koltuğuna, 1973 Almanya doğumlu ”Napola (2004), Tehlikeli Oyun (2008) ve Geceler Bizim (2008)” filmlerinden tanıdığımız Dennis Gansel oturmuş. Filmde, ünlü bir suikastçının Brezilya, Güney Tayland, Bankok / Tayland, Malezya, Sidney / Avustralya ve Varna / Bulgaristan gibi ülkelerde yaşadığı maceraları anlatılıyor.
Yönetmen, filme 6 dakikalık James Bond filmlerini aratmayan cilalı bir giriş yaptıktan Sonra filmini bilindik bir konu ekseninde 2.sınıf aksiyona dönüştürüveriyor. Önce özet: Bishop (Jason Statham), ünlü bir suikastçıdır. Görevini başarıyla tamamlamış ve Güney Tayland’da dinlenmeye çekilmiştir. Burada bir kadının dövülmesine kayıtsız kalamaz ve olaya müdahale eder. İsmi Gina (Jessica Alba) olan kadın kimsesiz mülteci çocuklara yardım etmektedir. Kamboçya’da ki kaçak insan trafiğini ele geçirmeye çalışan Crain (Sam Hazaldine), Gina’yı kaçırır ve serbest bırakma karşılığında Bishop’tan önünde engel gördüğü üç adamı öldürmesini ister. Sevdiği kadın için görevi kabul eden Bishop, tehlikeli bir maceraya atılır..
Filmin, en şaşırdığım ve bir o kadarda sevindiğim dialoğu 34. dakikada yaşandı. 34.Dakikada ki bu sahnede kötü adam Crain, Bishop’a görevi verdikten sonra Türkçe olarak ”BOL ŞANS” diliyor. Belki de ben yanlış duydum ama ne gam. Alman yönetmenin bir ABD yapımı filmde Türkçe cümle kurması hoşuma gitti doğrusu. Hep biz mi İngilizce öğrenmeye çalışacağız, birazda onlar çaba gösterip bizim dilimizi öğrensin değil mi ama:)
İlk 6 dakikalık açılış sekansını çok beğendim. Diğer beğendiğim sahne ise Sidney’de bir gökdelenin tepesinde yer alan havuzu patlatma sahnesi oldu. Usta oyuncu Tommy Lee Jones ise ”Max Adams” rolü ile filme ayrı bir tat katmış. Filmin oyunculukları orta düzeyde. Oyunculuğu ile öne çıkan bir isim göremedim ne yazık ki! Filmin kurgusu ve müzikleri ise fena değildi.
Sözün özü: Fiziği, duruşu, sert yüz hatları ve dövüş tekniği ile sinemada bir ekol olan Jason Statham, yeni filmiyle yine hayranlarını memnun edecektir bir rolün içerisinde. Süresi kısa olan Suikast, gereksiz 1-2 sahnesinin dışında sıkılmadan izlenebiliyor. Film, James Statham hayranları dışında, aksiyon ve macera sevenleri de mutlu edebilecek düzeyde. İyi seyirler.
James Bond’dan bahsederken kalemimizde otomatik olarak jason yerine james yazmış:)) uyarınız için tşk.ederim.
Yalnız Crain orada “bol şans” değil, “bonne chance” diyor. Türkçe değil, Fransızca konuşuyor yani 😀