Terzi
Önce “Süslü korkuluk” adını taşıyan dizi sonradan “Terzi” olmuş. Eğer dizinin ismine “Terzi” dediyseniz terziyi ve modacı marifetlerini görmek gerekir. Gözleri mezura olan, akıllı cep telefonu kullanmayan ve annelerimizin singer dikiş makinesini kullanan terzinin yeteneklerine ve diktiği elbiselerin hikayelerine şahit olmak isteriz… Terzi, eksiklerine rağmen izlenir mi ? Evet, izlenir.
Umarım eksiklikler, eleştirilerimiz dikkate alınarak ikinci bölümde giderilir ve daha iyi bir dizi izleriz…
KARS’TAN İSTANBUL’A UZANAN HAYAT HİKAYESİ
TERZİ
Çözüldü aşkın zarif ilmeği
sarmadın ince belini hüznün
şimdi bir makas elimde
biçiyorum çocuk gülüşlerimi
kırıldı hayallerin masal dalı
duymadın düşen kuşların ağıdını
ayrılığın provasında teyel iğnesi
dikiyorum yaralarımın kabuklarını
tıkandı gün dolaşımı damarda
açmadın düğmesini kanlı yüreğimin
söküğünü dikemeyen ayrılık terzisiyim
ütüledim yakasını ümidin
olmadı sevgilim böyle olmadı
sormadın şiirimin son dileğini
Paris modası giyotin, sana yakışmadı
giyiniyorum şimdi matem elbisemi
Nurbanu KABLAN (Giderken Şarkımı Söyle Şiir kitabından)
Bir şair eleştirisine bazen şiirle başlar, hele elinde aynı adlı “Terzi” şiiri varsa… Ve bu terzi, “ söküğünü dikemeyen ayrılık terzisi” ise yazmadan olmazdı, ayrıca şiir; diziye, özellikle son bölüme sipariş olmuş sanki…
Birçok insan gibi bekliyordum diziyi; iyi bir kadro, gerçek hikaye ve dikilen kumaşlara biçilen hayatlar ilgiyi baştan çekiyordu… Önce “Süslü korkuluk” adını taşıyan dizi sonradan “Terzi” olmuş. Dizide terzinin mesleği ile ilgili hikayesi zayıf kalmış ama Terzi adı yine de “Süslü Korkuluk” tan daha kapsayıcı olmuş…
Çocukluğunu Kars’ta geçirmiş modacı Peyami Dokumacı (Çağatay Ulusoy), ortağı ve yakın arkadaşı Dimitri (Salih Bademci) nin üzerine kurulan hikayenin detaylarına bakalım.
Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiş. Hangi modacı olduğuna dair ufak çaplı bir araştırma yaptım ama bir ipucu yakalayamadım; eğer tanınmış bir modacıysa ilerleyen zamanda Peyami Dokumacı’nın kimliği hakkında bilgiye ulaşabiliriz sanırım…
TEZGAHTAKİ KUMAŞ İLE İNSAN KUMAŞININ UYUMSUZLUĞU
Tezgahtaki kumaşı tasarlarsın, biçersin, dikersin istediğin şekli verirsin ve insanın üstünde çok şık durmasını sağlayabilirsin; fakat insan kumaşı kolay kolay şekil almaz, istediğin biçime girmez ne yaparsan yap elinden kayar, yırtılır, dikiş tutmaz…
Dizide karşımıza çıkan iki yakın dostun iki uzak karakterinin arasına sıkışan Esvet’in (Şifanur Gül) hikayesinde Beyaz gelinlik mi, kırmızı şık tuvalet mi ikileminde gelişen olaylar çıkmaza doğru gider… Hayat çoğu zaman insanı nefessiz bırakır; terzilik Peyami’nin oksijenidir, nefes almak için kumaşa, iğneye, ipliğe sarılır…
Peyami bu yeteneğini sanatçı ruhlu dedesinden almıştır, dede nefes almak için ney üfler; çünkü ikisini de nefessiz bırakan ortak dertleri vardır. Birinin oğlu diğerinin babası olan Mustafa (Olgun Şimşek) ! Akıl yaşı büyümemiş Deli Mustafa.
Atasözlerimizden olan “ölünün sahibi bir gün ağlar, delinin sahibi her gün” sözünü anımsatan dizide, hergün ağlamayı reddeden Peyami’nin kaçış yolu ise babasının bu durumunu herkesten gizlemesi olur… Bu değiştirilmez durumu kabullenip başka bir yol denese ikide bir kravatını gevşetmek zorunda kalmayacak belki…
Tabii bir de akıllı görünen gizli deliler var ki bu çok daha tehlikeli. Rum asıllı Dimitri kardeşimiz de tam bir psikopat. Boynunda haç kolyesi, kolunda haç dövmesi olan Dimitri kadına şiddet uygulayan, kokain çeken ele avuca gelmez, baş edilemez bir karakterdir. Tabii isminden ve şivesinden Rum olduğunu anladığımız Dimitri’nin neden haç sembolü öne çıkarıldığı da soru işaretidir. Çünkü gördüğümüz kadarıyla dinine o kadar da bağlı değil Bilinçaltı kodlarına işlenmek istenen bir mesaj mı var?
Kulüp dizisinde nasıl hiç mi iyi bir Türk karakteri yok dediysem aynı soru burada da aklıma takıldı? Hiç mi iyi bir gayrimüslim yok! Dimitri’nin babası uyanık, acımasız, menfaatçi keza annesi çok hanım görünmesine rağmen derinlere inildiğinde günahları olan biri…
Dimitri’nin teyzesinin kocası Faruk ise aşağılanan bir Türk karakterinde… Hadi bakalım aklımıza ne yapılmak isteniyor sorusu gelmesin mi şimdi?
Kumaş kimlikler üzerine değil insan üzerine biçildiği zaman evrensel anlamda şık duruyor. İşte o zaman her millette her kumaştan olduğunu kabullendiğimiz zaman insanı anlamakta daha fazla yol katedeceğiz…
FUZULİ’NİN GAZELİ KARŞILIĞINI BULAMAMIŞ
Dizide pek kimsenin bilmediği Fuzuli’nin o güzel gazelini tanıtmaları güzel olmuş. En sevdiğim sahnelerden biriydi şarkıyı dinlediğim sahne. Zaman zaman Azeri sanatçılar Şövked Elekberova ve Fergane Kasımova’dan derin duygularla dinlerim. Divan edebiyatının o güzel şiirinden bestelenen “Fuzuli Kantatası” çok derin duygulara hitap eder çünkü. Aşık bimardır. (hasta derecesinde aşıktır) o derece yani. Belli ki yönetmen ya da senaristimiz de gazeli çok sevmiş fakat dizide böyle derin bir aşkı hissedemedik. Kusura bakmasın Esvet’i canlandıran genç oyuncumuz Şifanur Gül, aşk konusunda ve diğer rolünde inandırıcı olamamış, daha çok yol kat etmesi lazım, o kadar güçlü oyuncunun arasında zayıf kalmış… Salih Bademci, Olgun Şimşek, Çağatay ve bu dizide çok şahane rol kesen anne rolündeki Celile Toyon maalesef Şifanur’u kurtaramamış. Bazen acımasız eleştiri iyi gelir insana hırs yapar…
Dizinin ikinci bölümünde oynayacak olan Berrak Tüzünataç belki güzel bir aşk rengi katacaktır, modacımızın marifetlerini de görmek isteriz ayrıca. Dış dünya ile iç dünyayı dengelemek gerek. Eğer dizinin ismine “Terzi” dediyseniz terziyi de sahnede görmek isteriz…Gözleri mezura olan, akıllı cep telefonu kullanmayan ve annelerimizin singer dikiş makinesini kullanan terzinin yeteneklerine ve diktiği elbiselerin hikayelerine şahit olmak isteriz…
Umarım eksiklikler, eleştirilerimiz dikkate alınarak (çekimler bitmediyse tabii) ikinci bölümde giderilir ve daha iyi bir dizi izleriz… İzlenir mi, evet izlenir… İyi seyirler…
Yönetmen : Onur Güvenatam
Hikaye : Gülseren Budayıcıoğlu
Senaryo : Rana Mamatoğlu, Bekir Baran Sıtkı
Oyuncular : Çağatay Ulusoy, Olgun Şimşek, Salih Bademci, Şifanur Gül, Engin Şenkan, Celile Toyon, Murat Kılıç, Ece Sükan, Zeynep Tarhan, Lila Gürmen, Vedat Erincin
Türkiye / Dram-Gerilim-Gizem / 7 Bölüm
This series deserves a lot more stars than you stingily dared to apply, if you expected to learn to sew after watching The Tailor why not watch a documentary about that or a fashion show? This is a DRAMA series! “Birds” by Hitchcock it’s not about how birds fly and don’t expect to be able to pilot a play after watching “The Aviator” with Di Caprio?
This series deserves five stars at least! Who declared you a film critic, a street vendor? If you want to learn to sew take sewing lessons, watch a documentary about that or a fashion show? This is a DRAMA series! “Birds” by Hitchcock it’s not about how birds fly and don’t expect to be able to pilot a plane after watching “The Aviator” with Di Caprio! And sorry to break it to you but if you expect to see a tinker and a tailor in “Tinker, Tailor, Soldier, Spy” it’s not going to happen.
This is the dumbest review I’ve ever read!
Bu bir drama, Firuzenin kafası karışıken hüzünlü aşığı oynayacak tabii ki, şakır şakır sevişmek görmek istiyorsa izleyiciler romantik komedi izlemek gerek izleyicilere. Moda görmek isteyenlere ise VİP TV var. Bakış açınıza uygun diyilse , bu dizinin reytingini düşürmek güzel diğil. Terzi sözünün başka anlamı var , insan kendi hayatını terzisi olmalı. Burda da öğle her kes kendi hüznünden çəkmadı için bi şekilde hayatını biçmeli. Yönetmene ve emeği geçenlere Azerbeycan adından teşekkürler müzik için. Şövket Alekberova bizim müzik tarihimizin en güzel incilerinden , Ferqane Qasımova da halkımızın sevdiği sənətkar.