Zor Saatler filminin yönetmen koltuğuna, 1967 Avustralya doğumlu Craig Gillespie oturmuş. Yönetmeni, “Beden Öğretmeni Woodcock (2007), Lars Sevince (2007), Korku Gecesi (2011) ve Yetenek Avcısı (2014)” gibi orta karar filmlerinden tanıyoruz. Craig, gerçek bir hikayenin anlatıldığı Zor Saatler filmini gerçeğe uygun olması nedeniyle, Amerika’nın Yeni İngiltere-Clatham ismi verilen bölgesinde çekmeyi tercih etmiş. Yorumumuza geçmeden önce filmin özeti:
YAŞAM MI ? ÖLÜM MÜ?
1952 yılında İngiltere’nin doğu kıyısında Boston’a bağlı SS Pendleton T2 Petrol gemisi çıkan şiddetli fırtınaya dayanamayarak ortadan ikiye ayrılır. Aynı anda başka bir tankerde fırtınada zor duruma düşer. Chatham Massachusetts’ta konuşlanan sahil güvenlik yetkilisi Daniel Cluff, tecrübeli ekibini öteki tankerdekileri kurtarmaya gönderir. Ortadan ikiye ayrılan tanker için ise acil yardım isteği gelince mecburen genç tecrübesiz kaptan Bernie Webber’i 4 mürettebatı ile birlikte donanımı zayıf olan botla yardıma gönderir. Bernie ve ekibinin dev dalgaları aşıp tankere ulaşması adeta imkansız gibi bir şeydir..
O FIRTINADA, PARÇALANMIŞ GEMİDE SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?
Bu yaşanmış hikayeyi izlerken 20. dakikadan sonra koltuğuma çivilendim kaldım, kıpırdayamadım, gerildikçe gerildim. Denizin ortasında dev dalgalara ve fırtınaya karşı çaresizce yaşam mücadelesi veren insanların dramı beni çok etkiledi. Şöyle bir düşünün. Denizin ortasında gece vakti kızılca kıyamet kopuyor ve siz hiçbir şey yapamıyorsunuz. Geminiz ortadan ikiye bölünmüş, telsiz bağlantınız kopmuş, elektriğiniz yok, gemi sürekli su alıyor ve yeterli teknik donanım yok. Herkes çaresiz ve panik içerisinde. Kaptanınız yok ve mürettebatı toparlayacak bir lidere ihtiyaç var. Tek yapılması gereken, gemiyi karaya oturtmak ve sizi birilerinin kurtarmasını beklemek. Öteki tarafta tahtadan yapılmış derme çatma botla, acemi bir kaptanın dev dalgalarla boğuşa boğuşa, ölüm kalım mücadelesi vererek gemidekileri kurtarmaya gitmesi son derece çarpıcı bir dille anlatılmış. Yönetmen, bu yaşanmış olayı öyle gerçeğe yakın anlatmış ki taktir etmemek mümkün değil. Geminin içinde ve denizin ortasında yapılan yakın plan çekimler (%50’si stüdyo ortamında da olsa) ve ses efektleri çok başarılı.
Filmde, 1952 yılını canlandıran kostümler, mekanlar, araçlar, gemiler, deniz araçları da birebir gerçeğe uygun olarak, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve uygulanmış. Filmin oyunculukları da tadındaydı. Özellikle, makine mühendisi rolünü üstlenen Casey Affleck’i çok beğendim. Filmde değinilmeyen tek konu, ikiye ayrılan tankerin öteki yarısına ne olduğu. Keşke filmin sonunda da onlara ne olduğu alt yazı ile yazılsaydı.
NOT: Filmi, mümkünse Imax teknolojisi olan sinemada izlemenizi tavsiye edeceğim ama o da İstanbul’da sadece İstinye Park’ta var.
Sözün özü: Gerçek yaşanmış hikayeleri, heyecan ve gerilimi seviyorsanız “Zor Saatler” sizi tatmin edecektir diye düşünüyorum. İyi seyirler.