Adana
29.ULUSLARARASI ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ
Sabri Şenevi Sinema Evi
Sabri Şenevi, sinemanın emekçi halk için tek eğlence olduğu yıllardan bugüne, sinema sevgisini, özellikle yazlık sinema kültürünü evinin altında kurduğu sinema evi ile yaşatmaya çalışan bir sinema tutkunu.
Şenevi, sinemayla ilk kez 1963 yılında 5 yaşındayken, babasının kırmızı bisikleti üzerinde, en yeni elbiseleriyle düğüne gider gibi annesi ve babasıyla, gittikleri Çamlık Sineması’nda tanışmış. Johnny Weissmuller‘in “Tarzan’ın Zaferi” filmini izlediği o günden beri de sinema onun için bir tutku haline gelmiş.
O zamanlar makinistler kesilen film parçalarıyla vizyon sonrası film afişlerini çöpe atarlarmış.
Çocuk Sabri babasının tenekeci dükkanının karşısında bulunan iki sinemanın çöpe atılan afişlerini ve film parçalarını toplamaya başlar. Biraz büyüyünce de bedava film izlemek için sinemalarda gazoz satıcılığı ve teşrifatçılık yapar. Yaşamının asıl dönüm noktası sobacı babasının Kanal Köprü’de kiraladığı dükkanın sahibiyle tanışması olur. “Dükkanın sahibi Refik abinin sinemada makinist olduğunu öğrenince sevinçten havalara uçtum” diyen Şenevi, önce babasına düzeltmesi için getirilen yamulmuş film makaraları sinemaya götürür, sonra da makine dairesinde zaman geçirmeye başlar ve çocuğun ilgisini fark eden Refik’in yanında makinist yardımcılığı yapar.
1975’de 17 yaşında makinistliğe başlar ve televizyonların yaygınlaşmaya başladığı yıllarda izleyicisi azalan sinemaların erotik filmlere yönelmesi üzerine bırakana kadar 15 yıl sürdürür. “Makinistliği para için değil sevdiğim için yaptım. Meslek olarak görmedim. Gündüz baba mesleği tenekecilik, akşam gönüllü olarak sinema makinistliği yaptım. O yıllarda Adana’da 150’ye yakın sinema vardı. 1990 yıllarına kadar gönüllü olarak çalıştım.”
Bu arada sinema afişleri, filmler, makine parçaları gibi sinemayla ilgili ne varsa toplamayı ve kendi arşivini oluşturmayı sürdüren, emekli maaşını bile koleksiyonunu geliştirmeye yatıran Şenevi’nin tek sevdası sinema olur, hiç evlenmez.
Koleksiyonu büyüdükçe Sabri Şenevi, topladıklarını sinema severlerle paylaşmak amacıyla 2011’de Adana, Alidede Mahallesi, 29005. Sok. no:41 adresindeki kagir evinin zemin katını bir “sinema evine” dönüştürmeye karar verir.
8 yılda oluşturulan bu küçük, alçak gönüllü ama koleksiyonu ve bu koleksiyonun temsil ettiği bellekle müthiş değerli müzede, makinistlik yıllarda çalıştırdığı 35 mm’lik film makinesi, köylerde film gösterimi için kullanılan 16 milimetrelik ve ev ortamında film izlenen 8 mm’lik makine dahil 4 film makinesi, 260 makara film, yaklaşık 25 bin dijital film, çok sayıda orijinal fotoğraf ve 10 bin film afişi arşiviyle sergilenmekte.
Sabri Şenevi, kendi adını verdiği müzede ziyaretçilerine gazoz ve patlamış mısır ikram ederek, orijinal makinelerle ücretsiz olarak yerli-yabancı nostaljik filmler izletmektedir.
“Müzeme üniversite ve liseden öğrenciler geliyor. Fotoğrafçı, sinemacı arkadaşlar geliyor. Toplanıyoruz burada çay, mısır, gazoz veriyorum. Sinemada geçmişi hatırlatıyorum. Sinema evimizde, her dönemden yerli ve yabancı filmlerin afişleri sergileniyor. Sinema makineleri, makara filmler, kitaplar, kasetler, plaklar gibi bir çok şey var. İstek üzerine film oynatıyoruz. Ziyaretçiler ne zaman isterse film izleyebiliyorlar. Amacım, gençlere Yeşilçam ve dünya sinemasını tanıtmak, yaşıtım insanlara da geçmişi hatırlatmak.”
Yenilerde hayata geçirilen “Adana Sinema Mirası Projesi”, evin avlusunun arkasına bir makine dairesi kurarak, 35 mm’lik film makinesiyle avludaki perdeye yansıttığı bu film gösterimlerini yıllarca yapan Sabri Şenevi’yi unutmamış. Projenin iştirakçilerinden olan, makine dairesini artık evinin üst katındaki salona taşıyan Şenevi nostaljik film gösterimlerini proje kapsamında evin tam karşısındaki arsada yeniden hayata geçirilen küçük bahçe sinemasından sürdürüyor. Her yaştan seyirciyi Yeşilçam klasikleriyle buluştururken, tıpkı 1960 ve 1970’lerde olduğu gibi izleyicilere gazoz, patlamış mısır ve çekirdek ikram ediyor.
Bu gösterimlere gerek mahallesinin sakinleri, gerekse de Çukurova Üniversitesi Sinema Kulübü ve Özgür Sinematek üyeleri başta olmak üzere, öğrenciler, Uçan Balon Çocuk ve Gençlik Derneği gönüllüleri ve her yaştan çocuk, büyük ve genç katılıyor.