Cuma günü sinemalarda vizyona girecek olan 2013 Türk yapımı PERi MASALI, romantik aşk-dram türündeki,90 dakika süreli filmin yönetmen koltuğuna filmin senaristliğinide üstlenen Biray Dalkıran oturmuş.Başrolleri ise Burcu Kıratlı,Emre Kızılırmak,Sedef Şahin,Alp Korkmaz,Orhan Aydun,Itır Esen ve Sema Moritz paylaşmış.Başarılı yönetmeni,daha önce izlediğimiz ”Araf,Cennet,Cehennem 3 D,Bana Bir Soygun yaz” gibi uzun metraj filmleri ve tv’deki ”Kanıt” dizisinden tanıyoruz.Yönetmen,gerçek bir hikayeden beyaz perdeye uyarladığı bu filminide karadeniz kıyısının eşsiz güzellikteki beldesi olan memleketi Kırklareli / Kıyıköy’de çekmiş.
Bu film aynı zamanda başrol oyuncuları Burcu Kıratlı ve Emre Kızılırmak’ın ilk uzun metraj sinema deneyimi.Bence,ikiside ilk filmleri olmalarına rağmen gayet başarılılar.Filmi,salı günü Nişantaşı City’s sinemasında gala’sında izledim.Gala’ya ilgi üst düzeydi.Orhan Gencebay dahil hemen hemen bütün ünlüler oradaydı.Filmden önce gülen yüzler,filmden sonra üzgündü.Çoğu,filmden dolayı ağlamıştı.Hepsi birer birer (kızarmış gözleri belli olmasın diye) filme emeği geçenlere tebriklerini iletip,biran önce salondan ayrıldılar.Aslında bence,bu film kısa metraj olarak çekilse daha iyi olurdu.Çünkü,konu çok gereksiz bir şekilde uzamış ve dağılmış.Buda seyirciyi müthiş şekilde yoruyor.Filmde,mantık hataları oldukça fazla.Bunun yanısıra,gereksiz,boşluk doldurmak için,iş olsun diye yazılan roller bile var.Örneğin,başhekim rolünü oynayan Itır Esen bile bence,oynadığı rolden zevk almamıştır.Sürekli,balık dolu akvaryuma salak salak bakan,az konuşan,evine bile gitmeyen aksi bir başhekim rolü:)
Mantık hatalarına geçelim: 1)Hastanın kan test sonuç raporu geliyor ve kamera 2-3 saniye yakın çekim yapıyor.Benim raporu gördüğüm kadarı ile tertemiz bir kan test sonucu.Ama doktor telaşlanıyor ve ”- hemen bir kan testi daha yapın” diyor.(Doktor,kan test sonucunun iyi çıkmasından dolayı telaşlandı herhalde:) 2) Delikanlı,hasta yatağındaki sevgilisi istedi diye babası ile barışmak ve onu alıp İstanbul’a getirmek için Rize’ye gidiyor.Delikanlının babasında bir surat,bir tavır,bir kızgınlık.Birtürlü yüz vermiyor delikanlıya.Delikanlıda birtürlü babasına derdini anlatamıyor:)) Neyse..filmde geriye dönüşler oluyor ve 3 yıl öncesine dönülüyor.Bu sahnede baba,delikanlının sevdiği kızla konuşuyor.Elindeki mavi tşörtü uzatıp(o sahnede yeşildi) ”- Kızım,oğluma söyle onu çok özledim.Bu hasret,kırgınlık bitsin.Bu tşörtü giyip köyümüze gelsin onu affedeceğim” diyor. Tamam diyen kız,sevgilisine bunu söylemek için neden 3 sene bekledi?? Hasta olmasa yine söylemeyecekmiydi?? Kıza”-oğlumu özledim,onunla barışmak istiyorum” diyen baba,oğlu ayağına kadar geldiği halde neden ona günler süren zorluk çıkarttı? Filmde,daha böyle bir sürü abukluklar var.Ama bu mantık hatalarını görmezseniz film,ağlamaya doyamayacağınız bir aşk filmi olmuş.
Filmde,peri’nin ağzından verilen mesajı çok beğendim.”-Yaşam çok kısa,neler başımıza geleceğini bilmiyoruz.Bu nedenle hepimiz aldığımız her nefesin kıymetini bilmeliyiz” diyor.Ne kadar güzel bir replik değilmi?… Biz Türk halkı olarak bu tür ağlak filmleri sever,izler ve ağlarız.Dram filmleri,yönetmenlerin en kolay çektiği filmlerdir.Komedi zordur.Bir insanı kolayca ağlatabilirsiniz ama güldürmek zor iştir.Filmde,emir rolünde izlediğim Çetin Altay’ı beğendim.Kim ne derse desin,bu adama karadenizli rolü yakışıyor ve ben ona çok gülüyorum:) Unutmadan yazayım,filmin müziklerini de beğendim.Özellikle Umut Kaya’nın seslendirdiği ”Gül Güzeli” harika olmuş.Emeği geçenlerin eline,yüreğine sağlık deyip filmin konusuna geçeyim ve yazımı bitireyim.FİLMİN KONUSU : Peri(Burcu Kıratlı) lösemi hastasıdır.En fazla 1 haftalık ömrü kalmıştır.Sevgilisi Mert(Emre Kızılırmak),Peri’ye hastanede evlenme teklifi yapar.Peri,teklifi bir şartla kabul edeceğini söyler.Peri’nin şartı şudur.Mert,yıllardır küs olduğu babası ile barışır ve onu ikna edip İstanbul’a getirirse onunla evlenecektir.
İYİ SEYİRLER
