Başarılı bir baba- oğul öyküsü..
Cenk Ertürk’ün yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı filmi, dünya prömiyerini yaptığı 18. Tribeca Film Festivali’nde kendisine “en iyi senaryo” ve başoyuncusu Ali Atay’a “en iyi erkek oyuncu” ödüllerini kazandıran, 26. Altın koza Festivali’nde “en iyi film”, “en iyi yönetmen”, “en iyi görüntü yönetmeni” ödüllerinin yanında FİLM-YÖN “en iyi yönetmen” ödülünü alan “Nuh Tepesi” bu hafta vizyona giriyor.
1985 Sivas doğumlu Cenk Ertürk bir polis çocuğu. “Memur çocuğu olmak demek babanın sürekli özlenmesi demek” diyen Ertürk’ün, şiire ve edebiyata düşkün babasıyla çok yakın, çok arkadaşça bir ilişkisi olmuş. Anlaşılan sözünü ettiği özlem duygusu baba-oğul ilişkisini epey düşünmesine sebep olmuş. Boğaziçi Üniversitesi İktisat bölümünde okurken seçmeli olarak aldığı Derviş Zaim‘in sinema dersinde baba-oğul ilişkisi üzerine bir senaryo yazmış. Metni çok beğenen hocasının teşvikiyle çektiği, babası Aziz Ertürk’ün oynadığı film kısa film yarışmalarına ve festivallere katılmış, birkaç ödül de almış. Derviş Zaim ona “Nokta” filminde reji asistanlığı teklif ettiğinde, o zamana kadar hobi olarak algıladığı sinemayı ciddi olarak düşünmeye başlamış. Mezun olduğunda ABD’de ekonomi üzerine doktora yapmayı planlamışken New York Üniversitesi Tisch School of the Arts’ta sinema eğitimi almış. Babası Aziz Ertürk’ün oynadığı, odak noktasında baba figürü olan “Uzun Bir Gün”, “Pencereler Ardında”, “Babamın Cennetinde” gibi ödüllü kısa filmler çekmiş. ABD’de yüksek lisans yaparken geliştirmeye başladığı “Nuh Tepesi”nin senaryosunu, 2016’da Cannes Film Festivali’nin Cinefondation Residance programında tamamlamış.
Orta yaş kriziyle baş etmeye çalışırken ayrılmak üzere olduğu hamile karısıyla (Hande Doğandemir) arasını düzeltmek için çabalayan Ömer (Ali Atay), babası İbrahim’in (Haluk Bilginer) isteği üzerine ununla İstanbul’dan memleketleri Bursa’ya doğru yola koyulur. Ölümcül hastalığının son evresindeki İbrahim, yıllar önce kendi diktiğini iddia ettiği, köyün tepesinde bulunan bir ağacın altına gömülmek istemektedir. Ömer babasının arzusunu yerine getirmek ister ama tüm köy halkı, başta muhtar olmak üzere bu isteğe şiddetle karşı çıkar. 45 yıl önce bir arazi kavgasının konusu olan tepede, Nuh Peygamber tarafından dikildiğine inanılan ağaç, köylü için adeta bir geçim kapısı olmuş, günde onlarca kişi tarafından ziyaret edilir hale gelmiştir. Ömer ve babası, arazinin kendilerine ait olduğunu kanıtlayabilmek için uğraşırken, devamlı absürt bürokrasinin yozlaşmış memurlarına takılırlar. Köyde geçirdikleri zaman, yıllardır birbirlerini görmeyen baba oğulun giderek birbirlerine açılmalarına sebep olacaktır…
Cenk Ertürk’ün ilk uzun metrajının en etkileyici yanı, atmosfer yaratmadaki ustalığı ve etkileyici görselliği. Görüntü yönetmeni Federico Cesca’nın özellikle iç mekân ve gece çekimleri çok başarılı. Yan karakterlerin ustaca yorumlanmasına iki başoyuncunun başarılı performansları da eklenince, baba-oğul çekişmesinin bilindikliği, bağnazlıkları, tipik köylü zihniyetinin küçük hesapçılıkları ve bencillikleriyle klişeliği, yazar yönetmenin ustaca yarattığı o boğucu ve baskıcı atmosferde inandırıcı bir gerçekliğe dönüşüyor. İki başaktörünü canlandıracakları karakterlere çok uygun seçen Cenk Ertürk, çoklukla kendilerini oynamalarına izin vererek bu gerçeklik duygusuna farklı bir açıdan da ulaşıyor.
Bence filmin tek kusuru, Ömer’in eşinin köye geldiği ve kocasıyla uzun uzun konuştuğu sahnenin, o ana kadar gayet güzel akan filmin temposunu düşürmesi. Aslında, başarılı oyunculuklarıyla çok güzel bir kısa film olabilecek bu sahne, edebi referanslarıyla da fazlaca uzuyor.
Sonuç olarak, artıları eksilerinden fazla olan, çok başarılı bir ilk film olarak, önemli bir yönetmeni müjdeleyen başarılı bir çalışma. Kaçırmayın Derim.
Hepinize iyi seyirler.
Yönetmen / Senaryo : Cenk Ertürk
Görüntü Yönetmeni : Federico Cesca
Oyuncular : Haluk Bilginer, Ali Atay, Mehmet Özgür, Arın Kuşaksızoğlu, Hande Doğandemir, Kerem Alp Kabul, İsmail Ay, Hüseyin Taş, Murat Deniz, Murat Dada, Cantürk Çolak, Oğuzhan Ayaz
Türkiye / Dram / 108 Dk.
Sizin çekeceginiz filme.. Ali Atay ve Haluk Bilginer oynuyor diye bilet aldım, filim bitti herkes birbirine bakıyor ne oldu diye. Çok basit kurgulanmış, izlemesenizde bişey kaybetmeyeceginiz bir film olmuş. Keşke sizin gibi oyuncular böyle seneryolarda harcanmasalardı.