Çakallarla Dans 6
Teknik ve görsel açıdan zengin olan, eski bir şarkıyı dinlercesine hedef kitlesindeki izleyenlere hoş bir anımsatma yaşatan, komedisini ve aksiyonunu gövdesine değil de bütününe yaymaya çalışan fakat serinin diğer filmleri göz önüne alındığında kurgusallığı bakımından yeterli ivmeyi kazanmada başarısız kalan bir film.
Kos Adasına yolculuk…
Yapımcılığını SugarWorkz ve TAFF Pictures’ın üstlendiği serinin 6. filmi olan ve sevenlerinin merakla beklediği “Çakallarla Dans 6” vizyondaki yerini alarak görücüye çıkmaya hazırlandı. Serinin diğer beş filminden sinema izleyicisinin aşina olduğu ve özlemle perdeye yansıması beklenen bu filmin, sinemaseverlere bir kez daha keyifli bir zaman dilimi sunmayı hedefleyerek yola çıktığı fakat bu hedefini karşılamada yeterince başarılı olamadığı anlaşılsa da serinin diğer filmlerinden aldığı cesaretle izleyici ile arasında güçlü bir bağ oluşturduğu görülüyor.
Yeni filmde, istihbarat için çalışması sebebiyle seneler önce evinden ayrılmak durumunda kalan, bir dönem tüm mahallenin özellikle Kayınço Gökhan’ın ilgi odağındaki Fatma’nın (Didem Balçın) güzeller güzeli ablası Manolya’nın (Ebru Cündübeyoğlu) Yunanistan sınırları içerisindeki Kos Adası’nda gerçekleşecek düğününe Fatma’yı davet etmesi ile girizgâh yapılıyor. Çocukluk süreci zarfında ablası ile sağlıklı bir ilişki deneyimleyemeyen ve ablasına karşı reaksiyonel davranan Fatma, ona eşlik eden kocası Servet (İlker Ayrık) ve arkadaşları Cezmi (Timur Acar), Hikmet (Murat Akkoyunlu) ve Gökhan’ın (Şevket Çoruh) Kos Adası’na ulaşması öncülünde yaşanan sahte vize çıkartmak vb. olaylar izleyiciye serinin diğer filmlerindeki tadı anımsatıyor olsa da, takibinde yer alan filmin esas aksiyonel sahnelerinde aynı tadı hissetmek mümkün olmuyor.
Manolya’nın evliliğinin gerçek olmayışı ve Türk İstihbarat Kurumu için İtalyan Mafyası çalışanlarından Enrico (Nurettin Sönmez) ile mücadele etmesi gerekliliği üzerinden ilerleyen filmde, hiçbir zaman çakal olamayan ama hep çakallarla dans etmek durumunda kalan ekibimizin bu mücadeleye dahil oluşu komedinin ana eksenini meydana getiriyor. Kos Adası’na adımını atar atmaz yabancı bir turiste aşık olan Cezmi’den, Manolya’ya karşı geçmişten bu yana beslediği duygularını bastırmaya çalışan Gökhan’dan, İtalyan Mafya çalışanı Enrico’ya kız arkadaşı Anna’yı tavlama yöntemi ile erişmeye çalışan Servet’ten, kocası Servet’i Anna’nın cazibeli etkisinden kurtarmaya çalışan Fatma’dan ve Koz Adası’nda bir camiye denk geldiği için sevinerek grup arkadaşlarını “doğru” yola çekmeye çalışan Hikmet’ten gelen enstantaneler ise bunlardan yalnızca bazıları..
Vefat eden bir başkasının at yarışında kazandığı parayı alarak Kos Adası yollarına düşen Cezmi ve ekip arkadaşları, gerçek kazananın ölmeden evvel beddua ettiği üzere, bu para başlarına beladan başka bir şey getirmiyor. Filmin başlangıcında beliren bu olayın filme mistik bir yön kazandırmaya ve adalet inancını hatırlatmaya çalıştığı düşünülse de, İtalyan mafyasına karşı yapılan kazanma mücadelesinin milli duygulara hitap ettiği ve güldürü unsurlarını bu merkeze aldığı açıkça görülüyor. Milli duyguları paylaşarak karakterlere eşlik etmesi, izleyicinin filme gerek gururla gerekse eğlenerek yerleştiğinin bir göstergesi.
Genel olarak bakıldığında, teknik ve görsel açıdan zengin olan, eski bir şarkıyı dinlercesine hedef kitlesindeki izleyenlere hoş bir anımsatma yaşatan, komedisini ve aksiyonunu gövdesine değil de bütününe yaymaya çalışan fakat serinin diğer filmleri göz önüne alındığında kurgusallığı bakımından yeterli ivmeyi kazanmada başarısız kalan bu film; keyifli bir haftasonu yaşatmak için iyi bir aday gibi duruyor. Şimdiden, keyifli seyirler…
Yönetmen : Murat Şeker
Senaryo : Murat Şeker, Ali Tanrıverdi
Görüntü Yönetmeni : Tufan Kılınç
Kurgu : Çağrı Ece, Levent Çelebi
Müzik : Serhat Ersöz
Oyuncular : Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Murat Akkoyunlu, Didem Balçın, Hakan Bilgin, Ceyhun Yılmaz, Ebru Cündübeyoğlu, Nurettin Sönmez, Elvan Dişli, Mine Kılıç, Kemal Zeydan
Türkiye / Komedi-Aksiyon / 115 Dk.