Oregon

Oregon

Oregon’u ünlüler kurtarmaya yetmiyor!

Anlatılan hikayenin arasına pek de sanatsal olmayan seks sahneleri sokuşturulmuş. Zaman zaman güldüren diyaloglar da var. Olmuş mu sana bir sinema evreni filmi? Bence olmamış! Sadece şöhretlerle ve yönetmenliğe heves etmekle olmuyor bu işler.

Ben bir film galasında film oynarken bu kadar çok salondan çıkanı ilk kez gördüm! Ki çıkan izleyiciler de camiadan. Ama sıkıldılar demek. Ben de sıkıldım ama filmin yorumunu yazacağım diye görev aşkıyla oturdum. Sizin böyle bir mecburiyetiniz yok.

Sanatsal olmayan sahneler

Ümit Ünal denilince akla Yeşilçam’ın en çok senaryo yazan, en çok filme imza atmış kişisi gelir. Kerem Ayan denilince benim aklıma İKSV Film Festivali geliyor. Kerem Ayan yıllardır bu festivali yönetiyor. Tiyatro geçmişi var ama bu kez festival değil, uzun metraj film yönetmeye niyetlenmiş. Sinemanın o kadar içinde olunca canı çekti herhalde. Sinema dünyasının o kadar içinde olunca bütün oyuncuları da tanıyor, herkes el vermiş, ünlüsü ünsüzü büyük küçük bir rolde oynamış. Oyuncu çok olunca mı hikaye çok oldu, yoksa hikaye çok diye mi oyuncu çok, orasını bilemiyorum, ama Ümit Ünal, filmde herkese bir hikaye yazmış, Herkesin hayatı roman!

Araya pek de sanatsal olmayan seks sahneleri sokuşturulmuş. Zaman zaman güldüren diyaloglar da var. Olmuş mu sana bir sinema evreni filmi? Bence olmamış! Bunun en şahanesi Arabesk’ti bir kere. Bu filmle Kerem Ayan ne anlatmak istemiş, o pek anlaşılmıyor. Galada filmi takdim ederken “Uzun değil, 90 dakika, çok sıkılmayacaksınız” dedi ama ben bir film galasında film oynarken bu kadar çok salondan çıkanı ilk kez gördüm! Ki izleyiciler de camiadan. Ama sıkıldılar demek.

Ben de sıkıldım ama görev aşkıyla oturdum. Yazacağım ya. Yazıyorum; 👇

Tıklım tıkış gözümüze sokulan objeler

Film bir çiftin Kadıköy sahilinde tost yemesiyle başlıyor. Bol takılı ve salaş giysili hallerinden bohem oldukları belli. Canım bebek yüzlü  Serkan Çayoğlu’na hiç yakışmamış bu hırpanilik. Aslı İnandık daha olmuş sanki. Film 80’li yıllarda geçiyor, nedeni belli değil, günümüzde de geçebilirdi. O yıllarda geçtiğini anlamamız için her türlü obje gözümüze sokuluyor: telefon, televizyon, masadaki cam eşyalar, mobilyalar. Evler o kadar tıklım tıkış eşya dolu ki, çöp ev sanki. Neyse hipi kılıklı çift, bir apartmana kaset bırakmaya geliyor, OREGON kaseti.

Film boyunca adı niye Oregon diye düşünüyoruz ya, bu kasetin adından geliyor. Çünkü kaseti bırakamadıkları için herkesin başına gelmeyen kalmıyor. Zihni Göktay, Nevra Serezli, evli çocuksuz bir çift, apartmanın demirbaşı. Kapıcı ve karısı başka alem. Bizim hipi kılıklı gençler meğer sinema tahsil etmiş ama sinemacı olamamış, ama arkadaşları olmuş. Arkadaşları Burcu Biricik mesela. Nejat İşler zamanın çok ünlü oyuncularından Kadir İnanır’ı canlandırıyor yanlış anlamadıysam. Komiser rolünde Ferit Aktuğ ve hayat kadını rolünde Selen Uçer’in başarılı oyunculuklarına dikkat çekmek gerek. Başarı da neye yarıyor?

Yönetmenlik, heves etmekle olmuyor

Diğerlerinin hikayelerini anlatmanın pek fazla anlamı yok, çünkü birbirine bağlı gibi gözükmekle birlikte aslında kopuk kopuk.  Aynı gün içinde geçen senaryoda bir tür ünlüler geçidi izliyoruz, karakol sahneleri keyifli ama o kadar. Film mutlu sonla bitiyor ve nihayet bitiyor ve hiç alkış almadan herkes kendini dışarı atıyor.

Kerem Ayan’a gazeteci olarak işim düşer, bu kadar acımasız olmasaydım keşke ama yapacak bir şey yok, beni bilen bilir. Neyse onu yazarım. Olmamış. Sadece şöhretlerle ve heves etmekle olmuyor demek ki. Film 28 Nisan’da vizyona giriyor.

Yönetmen : Kerem Ayan

Senaryo : Ümit Ünal

Görüntü Yönetmeni : Barış Aygen

Kurgu : Hubert Hayaud

Oyuncular : Serkan Çayoğlu, Burcu Biricik, Nejat İşler, Aslı İnandık, Onur Gürçay, Melisa Doğu, Ferit Aktuğ, Özgür Emre Yıldırım, Nevra Serezli, Zihni Göktay, Selen Uçer, Nazlı Bulum

Türkiye / Dram / 95 Dk.