Ruhlar Bölgesi : Kırmızı Kapı / Insidious: The Red Door
Kapana Yakalanmış Ruh
Kırmızı Kapı”, size olmayan bir şeyi size veriyormuş gibi davranmıyor. Daha derin bir ana temayı zorlamak için çaba gösteriyor ve asla ”Kapana Yakalanmış Ruh” kalıbının dışına çıkmıyor. Seriyi takip eden Korku sever izleyicilerin, serinin en iyisi diyeceğimiz son bölümü kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.
Ruhlar Bölgesi serisinin beşincisi olan ”Kırmızı Kapı” nın yönetmen koltuğuna bu kez, 4 serinin baş oyuncusu olarak yer alan Patrick Wilson oturmuş. Bu filmde kamera arkası ve önünü birlikte yürütüyor. Wilson, yönetmen olarak bu ilk ”Trapped Soul : Kapana yakalanmış Ruh” denemesi olmasına rağmen Korku-Gerilim işlerinde uzman dediğimiz yönetmenleri kıskandıracak cinsten bir iş çıkarmak ve diğer korku filmlerinden ayıran atmosfere yaklaşmak için çok çalışmış. Bence, başarılı da olmuş.
Yönetmen Wilson, filmin karakterlerini dinliyor ve sağladıkları materyali bir baba-oğul ilişkisi geliştirmek ve hikayenin geri kalanını anlamlı bir şekilde kurmak için kullanıyor. Yönettiği bu filmde, diğer serilerde olduğu gibi başkalarının ruhsal sorunlarına eğilmeyi pas geçip kendi ailesinin sorunlarına eğilen aileyi yeniden tanımlıyor. Bütün yabancı / Türk korku filmleri yapımcıları, ana konularını aile dramı ve çocuklar üzerinden senaryolaştırılıp seyirciye sunuyorlar. Bu yeni bölümde de aynı sistem geçerli.
Annesi babası ayrı yaşayan, babaannesini yeni kaybetmiş Dalton (Ty Simpkins) isminde genç bir delikanlının psikolojik durumu inceleniyor. Resim çizme yeteneği üst düzeyde olan Dalton, sıkıntılarından arınmak ve yeteneğini geliştirmek için katıldığı derste aniden birşeyler karalamaya başlar ve sonuçta karanlıklar içinde bir kırmızı kapı çizer. Bu çizimden sonra delikanlıyı rahatsız eden ruhler ortaya çıkmaya başlar. Resim öğretmeninin ders esnasında söylediği replik oldukça dikkat çekici : ”-Her aptal resim tekniğini öğrenebilir, hatta mükemmelleştirebilir, ancak içine ruhunu katmazsa hiçbir anlamı yoktur”. (Filmle alakası yok ama cümleyi beğendiğim için yazma gereği duydum)
Filmin temposu oldukça iyi. İlk 20-25 dakikalarda dram öne çıkarken 25. dakikadan sonra paralel olarak hareket eden birden fazla karakter ve konumla, bazen kafa karıştırıcı sınırları zorlayarak korkutmaya başlıyor. Sonrasında öne çıkan karakterin bire bir diyebileceğimiz odaklanmasıyla her şey netleşiyor ve konu ile gerekli olan terör yayılıyor.
Bu tür filmlerde korkutma amaçlı yerleştirme mantığının iddialı bir sözde izlenim yaratmakla hiçbir ilgisi yoktur. Ani çıkışlı korkutmalar bile organik olarak yapılır ve amacını mükemmel şekilde yerine getirir. Korku filmlerindeki diğer önemli bir detay ise, karakterlerin göz ardı ettiği metafizik unsurun seyirciler tarafından gayet iyi bilinmesine rağmen, sürekli olarak üzerlerine gidilerek ilgi çekiciliğini korumasıdır.
”Ruhlar Bölgesi : Kırmızı Kapı” filminin bütün yükünü genç Ty Simpkins çekiyor. Bu sene vizyona giren ”Balina” filminde de rol alan genç oyuncu fiziği ile gelecek vaadediyor ancak bu filmde sergilediği oyun gücünü geliştirmesi gerekiyor. Simpkins, bu filmde canlandırdığı karakterin duygularını, ruhsal durumunu içselleştirip ikna edici bir dışsallaştırmayı yapamıyor. Patrick Wilson ve Rose Byrne ise önceki serilere göre daha canlı bir performans sergiliyorlar. Filmin senaryosu, yönetimi, kurgusu, ve müziklerinde sorun yok.
”Ruhlar Bölgesi : Kırmızı Kapı”, olmayan bir şeyi size veriyormuş gibi davranmıyor. Daha derin bir ana temayı zorlamak için çaba gösteriyor ve asla ”Kapana Yakalanmış Ruh” kalıbının dışına çıkmıyor. Seriyi takip eden Korku sever izleyicilerin, serinin en iyisi diyeceğimiz son bölümü kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.
Yönetmen : Patrick Wilson
Senaryo : Scott Teems
Görüntü Yönetmeni : Autumn Eakin
Müzik : Joseph Bishara
Oyuncular : Patrick Vilson, Rose Byrne, Ty Simpkins, Sinclair Daniel, Lin Shaye, Andrew Astor, Hiam Abbas, Dannay Rodriguez
ABD / Korku-Gerilim-Gizem / 106 Dk.