Geber Aşkım / Die, My Love

Doğum Sonrası Kıyamet

Yönetmen Lynne Ramsay’nin son filmi olan Die, My Love, yüzeysel bir film olmaktan epey uzakta görünüyor. Kadın olmaya, kadın doğasını anlamaya yönelik anlatımını doğum ve delilik temalarıyla iç içe geçirdiği bir kıyamet alegorisine çeviriyor. 2 saate yakın süresine filmin ağır metaforlarını da ekleyince, filmi izlemek zorlayıcı bir hal alıyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Bir Kadının Zihninde Yanmak

Lynne Ramsay’nin yönetmenliğini yaptığı filmin senaristliğini Lynne Ramsay, Enda Wlash ve Alice Birch yapıyor. Film, Ariana Harwicz’in aynı isimli romanından uyarlanıyor. Başrollerini Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson paylaşıyor; ancak filmi izlediğinizde Robert Pattinson’ın Jennifer Lawrence’ın performansına yardımcı olduğu açıkça görülüyor. Filmde yer alan diğer oyuncularsa şöyle sıralanıyor : Nick Nolte, Sissy Spacek, LaKeith Stanfield. Filmin prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yaptığını ekleyelim. 2 saate yakın süresine filmin ağır metaforlarını da ekleyince, filmi izlemek zorlayıcı bir hal alıyor. Filmin türü psikolojik gerilim ve drama etkisinde geçiyor.

Die, My Love; Grace (Jennifer Lawrence) ve Jackson’ın (Robert Pattinson) birbirine tutkuyla bağlı bir çift olduğu sekanslarla başlıyor. Film; çiftin kır evinde yaşamaya başlamalarının üzerine Grace’in hamile kalmasıyla devam ediyor. Yaşadıkları ev, Jackson’a aileden kalan bir ev, dolayısıyla Jackson’ın o çevrede yaşaması onu zorlamıyor; ancak kırsalın getirdiği yalnızlık hissi ve doğum sonrası depresyon nedeniyle Grace’in davranışlarında değişiklikler yaşanmaya başlıyor. Tutkulu bir evlilikleri olan Grace ve Jackson, bebekleri olduktan sonra cinsel yaşamlarında da durağan bir döneme giriyor. Bu durum, Jackson için problem gibi görünmüyorken, Grace için büyük bir eksiklik halini alıyor. Mutlu bir evliliği ve tutkulu bir ilişkisi varken, bir anda bir çocuğun sorumluluğunu alan ve kadın olarak istenmediğini düşünen biri haline geliyor. Kitap yazmak için uygun bir yer olarak düşündükleri Montana kırsalındaki bu ev, Grace için bir hapishane durumuna geliyor.

Filmde; gerçek ve hayal iç içe geçiyor. İçsel çatışmalar sıkça görülüyor. Doğum sonrası depresyonu, kadın olmaya dair kimlik bunalımları ve evliliğin karanlık tarafına odaklanan dinamikler metaforlarla destekleniyor. Grace karakterinde, günden güne artarak devam eden, izolasyon kaynaklı bipolar bozukluğunun etkilerini görmeye başlıyoruz. Yalnızlığın ve ilgisizliğin bir kadına neler yapabildiğini gözlemliyoruz.

Aşkın Anatomisi : Arzu, Doğa ve Ölüm

Jennifer Lawrence, Grace rolünde çok başarılı bir performans gösteriyor. Yakın zamanda ikinci çocuğunu doğuran bir anne olması da pek tabii rolüne hazırlanırken epey katkı sağlamıştır. Lawrence, Grace rolünde depresyon ve zihinsel sorunlar eşliğinde parıl parıl parlıyor. Bu rol ona yeni bir Oscar ödülü getirir mi, çok emin değilim; ama yeni bir adaylık kazanmaya oldukça yakın olduğunu söyleyebilirim. Filmin sinematografisi dikkat çekiyor. Ses kullanımını yine öne çıkan güçlü özelliklerinden sayabiliriz. Filmdeki oyuncu performanslarını da filmin güçlü tarafı olarak değerlendirebiliriz; ancak sıklıkla başvurulan metaforik anlatım, zaman zaman seyirciyi zorluyor. Grace’in iç dinamiklerini ve zihninden geçenleri anlamaya çalışırken başka bir metafor etkisiyle karşı karşıya kalınıyor. Bu film, üzerine epey düşünülmesi gereken derinlikli bir film olarak kimi seyirci tarafından çok beğenilirken, kimisi için vasatın altında kalıyor. Film, cüretkar ve duygusal yoğunluğu yüksek olarak tanımlanıyor.

We Need to Talk About Kevin ve You Were Never Really Here filmlerinden tanıdığımız yönetmen Lynne Ramsay’nin son filmi olan Die, My Love filmi yüzeysel bir film olmaktan epey uzakta görünüyor. Kadın olmaya, kadın doğasını anlamaya yönelik anlatımını doğum ve delilik temalarıyla iç içe geçirdiği bir kıyamet alegorisine çeviriyor.

Hikaye anlatıcısı, annelik fikrini doğumla ilişkilendirmek, yeniden doğuş ve bir insana hayat vermek anlamına geldiği genel fikri yok ediyor. Yerine anne olmakla birlikte gelen depresyona odaklanıyor ve bunun izolasyon ve ilgisizlikle birlikte, bir kadının doğurduğunda tüm hayatının bitmesi fikrine yani onun zihinsel ölümüne neden olduğunu öne sürüyor. Yani doğum eşittir ölümdür diyor. Grace’in doğum sonrası yaşadığı psikoz, aslında anneliğin toplumsal normlarda kabul ettiği konumunu bir mite çeviriyor. Bir anlamda anneliği psikolojik olarak anti bir kahraman olarak görüp, tüm genel geçer bilgileri yıkıyor. Anneliği kutsal bir değer olmaktan soyutlayıp, sosyal ve psikolojik bir yıkım haline getiriyor. Grace’in anne olmakla birlikte dişiliğine aldığı darbe; kadın, aşık ve özgür birey kimliklerinin yok olması olarak anlatılıyor. Annelik kutsaldır klişesini ters düz eden bir film olarak öne çıkan temasıyla; ‘’Doğum yapan kadının bedeni doğurganlıkla kutsanmış; ancak ruhu yok sayılmıştır’’ diyor. Dolayısıyla filmdeki çıplaklık arzuyu değil, daha çok sıkışmışlığı temsil ediyor.

Grace’in doğayla iç içe geçirdiği hayat, toprağın kokusu ve hayvanların varlığı onun bastırılmış duygularını gösteriyor. Ormanda geçen hayvan sahneleri kadınlık hissinin yırtıcılığını ve zihnin çözülüşünü sembolize ediyor. Jackson’ın var olan sevgisi, duygusal bir çöküş yaşayan Grace’in durumunu anlamasıyla ortaya çıkıyor; ancak bu durum Grace için içinden çıkılmaz bir hal aldığı için, artık Jackson’ın sevgisi bile bu durumun ilerlemesine engel olamıyor. Grace karakteri, nefes alabilmesine rağmen boğulan bir kadının zihninin dehlizlerini gösteriyor.

Filmin finalindeki sahne yeniden doğuşu temsil ediyor. İnsanın bir anka kuşu edasıyla yanıp, kül olup, küllerinden doğarak yeni bir forma kavuşması mitine metaforik bir yaklaşım sunuyor.

Yönetmen : Lynne Ramsay

Senaryo : Enda Walsh, Lynne Ramsay, Alice Birch

Görüntü yönetmeni : Seamus McGarvey

Kurgu : Toni Froschhamme

Oyuncular : Jennifer Lawrence, Robert Pattinson, LaKeith Stanfield, Sissy Spacek, Nick Nolte

ABD / Dram / 118 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz